CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında TRT’nin yayın anlayışını ve iktidarın TRT’ye müdahalesini kınadı.
CHP Genel Başkanı partisinin grup toplantısında milletvekillerine gündemi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önemli başlıklar:
Müjdeli bir haberle başlayalım Galatasaray şampiyon oldu. Bütün Galatasaraylılara teşekkür ediyoruz. Galatasaray bir Türkiye ve dünya markasıdır. Uluslararası başarılara imza atmış bir takımdır.
Sinan Sertel bir arkeolog bir cinayete kurban gitti . Bir bilim insanını katletmek acı bir olay. Allah’tan rahmet diliyoruz.
ÇERKES SÜRGÜNÜ
155 yıl önce Kafkasya’dan Anadolu’ya büyük bir göç başladı. Çarlık Rusyası’ndan Çerkes sürgünü başladı. Bu sürgünün anılarıyla binlerce çocuk yetişti. Karadeniz’in azgın dalgalarıyla boğuştular. Öldükten sonra kuşaktan kuşağa acıları devretti. Böyle bir sürgünle Anadolu’ya gelip Anadolu’nun değişik coğrafyasına yerleştiler. Anadolu’yu yurt edindiler.
Onlar artık Kuvayi Milliye’nin, hepimizin ortak vatanına geldiler yerleştiler. Onlar bizim tarihimizin en köklü aileleridir. Onların acılarını paylaşıyoruz. Diliyoruz hiç kimse ama hiç kimse dünya coğrafyasında böyle acılar yaşamasın, sürgünler yaşanmasın.
Karadeniz’de çok insan kaybedildi. Yüzlerce teknenin battığı söyleniyor. Karadeniz’de uzun süre çıkan balıkları yemediler. Ebette ki acıları unutmayacağız, bir daha aynıları yaşanmasın diye.
19 Mayıs sadece Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basması değil, bağımsızlığımızın tarihidir. Emperyalizme boyun eğmememizin tarihidir. Bağımsızlığımızın önündeki engelleri yok eden bir tarihtir.
“TRT SİYASAL İKTİDARIN MİLİTANI”
Doğru haber almak ve düşünce oluşturmak ister TRT’nin kuruluşunda da bu vardır. Anayasa diyor ki “haberler doğru verilecektir” diyor. Aynı zamanda TRT kanununda da benzer ifadeler var. 15 Temmuz’dan sonra bizi TRT’ye davet ettiler ve bizimle röportaj yaptılar. 20 Temmuz’da sivil darbe oldu. TRT’ye eskiye döndü. TRT halkındır halkın kalmalı.
Siyasal iktidarın kendi militanı haline gelen bir TRT’yle karşı karşıyayız. İstihdam fazlası personel var diyorlar bunları diğer kamu kurumlarına dağıtalım diyorlar. TRT havuz medyasının da sponsorluğunu yapıyor. TRT’nin iki istasyonundan a Haber’e yani Sabah’a yani o gruba ayrıcalık sağlandı. Peki, bir protokol yapılmış mı? Hayır. Hangi gerekçeyle yapılmıyor? 169 kişiyi gönderirseniz bunların hiçbiri ortaya çıkmaz.
TRT havuz medyasının sponsorluğunu yapıyor. İstediğin kadar havuza çalış kardeşim. Havuz medyasının haberleri ne okunuyor ne izleniyor. Yayıncıları sanatçıları sürmek aklın alacağı şey değil. Bir de ramazan ayındayız. İnsanların işiyle neden uğraşıyorsunuz?
“FAKİR FUKARANIN ELEKTRİĞİNİ DIŞ GÜÇLER Mİ KESTİ?”
Binlerce ailenin doğalgazı kesilmiştir. Sarayda oturanların haberi var mıdır acaba. O insanlar nasıl geçiniyorlar diye düşünüyorlar mı acaba. Hz. Mevlana şöyle söyler: “Şems bana şunu öğretti. Yeryüzünde bir kişi üşüyorsa ısınma hakkına sahip değiliz. Yeryüzünde üşüyen birçok insan var bu yüzden ısınamıyorum.” Acaba ramazan ayında oturup da siyasi konuşmalar yapanlar bunları biliyorlar mı acaba? Hangi kültür hangi inançtan geliyorlar? Mevlanayı da mi bilmiyorlar? Bu toprakların mayasında Köroğlu var Dadaloğlu var. Fakir fukaranın elektriğini kesenler dış güçler mi?
“300 MİLYONDAN FAZLA PARA TOPLANDI”
15 Temmuz’dan sonra vakıf kurulacaktı. Kampanya yaptılar. 300 Milyondan fazla para toplandı. 13 Mayıs 2019’da CİMER, vakfın daha kurulmadığını açıkladı.Siz şehidin yakınlarının aşına, işine, paralarına bile göz diktiniz!.
“DAMAT EKONOMİYİ DÜZELTECEĞİM DİYOR”
Kim işsizliği yaratıyor? Sosyete damadı getirmişler ekonominin başına. Adam ekonomisinin E’sinden anlamıyor. Ekonomi nedir bilmez, vatandaşı bilmez, fakiri fukarayı bilmez. Susuzluk çekenleri bilmez. Hiçbir şey bilmez. Açıklama yapıyor. Esnaf kepenk kapatıyor ses çıkarmıyorsun. Sonra da çıkıyor istihdam seferberliği başlattık diyorsun. 25 Şubat’ta açıklama yapıyor. 2.5 milyon kişiye yeni istihdam alanı yaratacağız diyor. 1 milyon 366 kişi işinden oldu. Bu da ben ekonomiyi düzelteceğim diyor. Bunların ekonomisi bu. İşsizlik seferberliği yaptık deseler anlarım.
Bir insan kendisini niye yakar. Bakınız sadece 2018 2019 rakamlarını veriyorum. 12 Ocak 2018 bir vatandaş TBMM duvarının dibinde kendisini yaktı. 29 Ocak 2018 Balıkesir’de iş bulamayan bir kişi kendisini yaktı. Çoluğum çocuğum var nasıl bir sosyal devlet diyor.
Sanıyorlar ki herkes Saray’daki gibi lale devri yaşıyor. Yok öyle bir şey!
10 Şubat 2018 44 yaşındaki engelli bir vatandaş Antalya’da kendisini yakmak istedi. Devletin engelli kadrolarının büyük bir bölümü boş. 25 Ocak 2019 işten atılan bir işçi kendisini yakmak istedi.
“İŞSİZLİK BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN BAŞLANGICIDIR”
İşsizlik sokağa çıkamamaktır. İşsizlik umutsuzluktur. İşsizlik geleceği yurt dışında aramaktır. Çaresizliğini giderememektir. İşsizlik bütün kötülüklerin başlangıcıdır. İşsizlik ailenin temel yapısına dinamit koymaktır. İşsizlik bütün toplum değerlerinin çökmesidir. Uyuşturucu bağımlılığına sürüklenmektir. İşsizlik bir babanın çocuğunun yüzüne bakamamasıdır. İşsizlik bir insanın çocuğunu yatağa aç yatırmasıdır. Bunlar bu travmayı biliyorlar mı acaba?
“İŞSİZLİK SORUNUNU BUNLAR ÇÖZEMEZLER”
Bunlar şimdi ekonominin sorunlarını çözeceğiz diyorlar. Çözemezsiniz kardeşim. 1 yılda 1.5 milyona yakın kişi işsiz kalmış, beyefendi diyor ki “şimdi de işsizliği dile doladılar.” Ne yapalım? Anlatmayacak mıyız? İşsizliği dile getirmeyeceğiz de Sarayı mı anlatacağız?. Tek adam rejiminin ülkeyi bu hale getirdiğini anlatmayacak mıyız yani? İşsizlik sorununu bunlar çözemezler. Çözmeleri için bilgi, birikim, deneyim, istişare lazım.
Niçin işsizlik patladı? Neden cumhuriyet tarihinin en büyük işsizlik olayıyla karşı karşıyayız. Daha arkası gelecek. Daha yüz binlerce kişi işinden olacak. Çünkü Türkiye’yi üretimden kopardılar. Türkiye üretimden koparıldığı için işsizlik patlak veriyor. Üretimden kopardınız, gittiniz Londra’daki bir avuç tefeciden para dilendiniz. Bitlis’teki sigara fabrikasını bile kapattılar. Belki orada 50-60 işçi çalışıyordu. Ne istediniz o işçilerden. Bütün fabrikaları kapattılar.
Eğer bir ülke fabrikada üretmezse, tarlada üretmezse, hizmet sektöründe üretmezse o ülkede işsizlik olur. Başka ne olacak ki zaten? Dışarıdan ithal et, borç para al. Dışarıdan malı getir piyasaya ver, “biz geçiniyoruz.” Nereye kadar? Çiftçi de perişan. Üretmiyor “zarar ediyorum” diyor. Sorunu nasıl çözeceklerini de bilmiyorlar. Danışsalar, oturup konuşsalar, ekonomide çözülmeyecek sorun yoktur. İstişare yapmıyorlar.Çözme birikimleri ve kapasiteleri yok.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.