PİRHA- Diyanet Haber sitesi ‘Hızır’a ilişkin alaycı ifadeler kullandı. Hızır’a inanların ‘ayak takımı’ olarak nitelendirildiği yazıda, Hızır’a inanların Vatikan ve İsrail hayranı kişi ve gruplar olduğu ileri sürüldü.
HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen öncülüğünde TBMM’de tarihinde ilk kez “Hızır” etkinliği düzenlenecek. Diyanet Haber sitesi de haberi “Mecliste bir ilk! Hayali varlık “Hızır” etkinliği” başlığı ile verdi. Diyanet sitesi, etkinliği “Mecliste çok tartışılacak kutlama, Hızır etkinliği” şeklinde ifade etti.
Yazıda şu ifadeler yer alıyor:
Bu konuda ileri sürülen tek delil Kehf Suresi 65. ayettir. Lakin ilgili ayet bu konuyu ileri sürenlerin gayelerinden oldukça uzaktır. Zaten Hızır ve Vehbi ilmin var olduğunu iddia edenlerin geleneksel bilginin ötesinde ciddi bir bilgiye sahip olmadıkları dikkat çeker. Allah’ın Müslümana verdiği ayırdedici işaretlerden biri de hiç şüphesiz Hızır ile Vehbi İlim konusudur. Bu tür hurafeleri savunanlara karşı Allah adeta, “Kulum! Hızır ve Vehbi İlmi savunan bu adamın ilim ve rehberliğinden şüphe et. Bu iki konuda dahi bilgi sahibi olmayan bir kimsenin İslami bilgisinde de hayır yoktur. Bu adamdan ve grubundan uzak dur” der. Bir noktayı izah edelim ki yanlış anlamaların önüne başta geçmiş olalım.
Hızır konusunda iki grup karşımıza çıkmaktadır.
1- Geleneksel anlamda sadece kolaylık olsun diye ismini zikredip tevhitten ödün vermeden Kehf Suresi’nde Hz. Musa (as)’e eşlik eden zata “Hızır” adını verenler. Bunlar hiçbir zaman Hızır’ın yaşadığına, doğa üstü güçleri olduğuna, darda kalanın yardımına koştuğuna falan inanmazlar.
2- Vatikan merkezli İslam topraklarında kök salmış tarikat odakları ile son dönem modernist yaklaşımlarıyla Vatikan ve İsrail hayranı kişi ve gruplar… Bunların bir kısmı cehaletinden bu tür bir inanışta iken elebaşlarına bakıldığında pek de masum olmayıp Müslümanların iman ve itikatlarını bozma konusunda ciddi çalışma içinde oldukları görülür. Bu taifenin tevhit inancında genel bir sakatlık olduğu dikkat çeker. En bariz özellikleri Kur’an’dan kopuk olmaları, uydurma hadislerle amel etmeleri, hurafelerle dolu bir din anlayışına sahip olmaları, ilim erbabı yerine hurafeleriyle tanınanları referans alıp övmeleri ve ilim ehline olan mesafeli duruşlarıdır.
Hz. Musa’ya eşlik edecek varlığı tanımlarken zoraki bir mantıkla buradaki varlığı hadislerle destekleyip “Hızır” olarak anlamaya çalışmak her şeyden önce Allah’a bir iftiradır.
Kendisine manevi ve özel bilgi verildiği iddia edilen ayak takımının daha ‘Hızır’ denen bir varlığın İslam’da olmadığını dahi bilemediği, Kehf Suresi’ni dahi anlamayacak kadar cahil ve Kur’an’dan habersiz olduğu bir ortamda nasıl olurda ‘Gavs, Kutup, Mürşit, Veli…’ olabileceği” üzerinde her Müslümanın düşünmesi gerekir.”
Yoruma kapalı.