PİRHA-28 Ocak 1995 tarihinde öldürülen eczacı Ayşenur Şimşek için adalet isteyen Cumartesi Anneleri, “Ayşenur Şimşek’in katledilip bedeninin kaybedilmesinde sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmalarını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için savcıları göreve çağırıyoruz” dedi.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve adalet arayan Cumartesi Anneleri bugün 722’inci eylemlerini gerçekleştirdi. 700’üncü haftasından bu yana İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Beyoğlu Çukurlu Çeşme Sokak’ta bulunan İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirilmeye çalışılan eylem yine abluka altında yapıldı. Bu haftaki eyleme HDP milletvekilleri Hüda Kaya, Oya Ersoy, Musa Piroğlu destek verdi.
“ONU KALLEŞÇE KATLEDENLER NEREDE?”
Bu haftaki eylemde 28 Ocak 1995 tarihinde öldürülen eczacı Ayşenur Şimşek’in kardeşi Ercan Şimşek, ablasının ezilenlerin, sıkıntı çekenlerin yanında olduğunu hatırlatarak “Toplumda barış içinde adil bir dünya isteği için, kendisini sömürü düzenlerinin önünde engel olarak görenler tarafından katledildi daha niceleri gibi. Ayşe iyi bir evlattı, kardeşti, bir meslek sahibi ve sendikacıydı. Vicdanlı bir insana yakışır, onurlu bir yaşamı oldu. Peki ya onu kalleşçe katleden katiller nerede? O emirleri verenler nerede?” diye sordu.
Devleti yönetenlere seslenen Şimşek, “Bu cinayetleri aydınlatacağız diyerek oy devşirenler, ne oldu da kayıplar için, ‘Eminönü Meydanında gezerken mi kayboldular’ deme noktasına geldiniz? Ne oldu da kayıpların anılmasına tahammül edemez hale geldiniz?” şeklinde sorular yöneltti.
“SARAYLARINIZ AYDINLATILAMAYAN İNSANLIK SUÇLARININ GÖLGESİNDE KALACAK”
“Unutmayın ki bu sizin de imtihanınızdır” diyen Şimşek, “Ve yollarınız, köprüleriniz, saraylarınız, bu aydınlatılamayan insanlık suçlarının daima gölgesinde kalacaktır. Bugün burada görüyoruz ki Ayşe ve onun gibiler onurlu yaşamını devam ettiriyorlar. Bir bakıma amaçlarına ulaştılar, kaybedilişlerinden yıllar sonra annelerimiz onların resmini taşıyıp bıkmadan, usanmadan hesabını soruyorsa bir gün gerçekler ortaya çıkacaktır” dedi.
AF ÖRGÜTÜ TEMSİLCİSİ: BARIŞÇIL TOPLANMA HAKKINIZ İÇİN KAMPANYA YÜRÜTÜYORUZ
Şimşek’in ardından Londra’dan eyleme gelen, AF Örgütü Türkiye Kampanyalar Direktörü Milena Buyum konuştu. Buyum konuşmasına BM Herkesin Zorla Kaybetmelere Karşı Korunması Hakkında Uluslararası Sözleşmeye göre ‘zorla kaybetme’ teriminin tanımını okuyarak başladı. Buyum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onlarca zorla kaybedilenlerin yakınları ve destekçileri olarak 23 haftadır, kayıplarla buluşma mekanınız olan Galatasaray Meydanı’nda toplanmanız uluslararası hukukta karşılığı olmayan gerekçelerle engelleniyor. Sizin, BM’nin az önce okuduğum uluslararası sözleşmesinde tanımlanan bir şekilde zorla kaybedilen yakınlarınızın akıbetini sormaya, onların aranızdan ansızın alınıp bir daha onlardan hiçbir haber alınamamasının nedenlerini sorgulamaya, devletin bu sorulara cevap vermesini talep etmeye hakkınız var. Bu talepleri ısrarlı ve barışçıl yaklaşımınızla, zaman zaman engellemeleri ve kötü muameleleri de içeren baskılara rağmen barışçıl toplanma hakkınızı kullanarak kamuya ve devlet yetkililerine duyurma hakkınız var. Yakınlarınızı hatırlamaya ve topluma onları hatırlatmaya hakkınız var. Bu hak savunuculuğudur. Hak savunucuları devletin koruma yükümlülüğü olan, sadece kendi hakları için değil, başkalarının da ihlallere maruz kalmış haklarını koruyan insanlardır, sizlersiniz. Af Örgütü olarak 25 Ağustos’tan beri sizin savunuculuk haklarınız, barışçıl toplanma hakkınız için küresel bir kampanya yürütüyoruz. Dünyanın birçok köşesinden size destek var. Bu dar sokakta sıkışıp kalmış olsanız da on binlerce kişi sizin haklı taleplerinizi duyuyor. Burada olmasalar da yanınızdalar. Biz de onlar da yanınızda olmaya devam edeceğiz.”
Haftanın basın metnini gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren okudu. Bu hafta Ayşenur Şimşek için buluştuklarını söyleyen Eren, 23 haftadır kendilerine yasaklanan Galatasaray Meydanı’ndan ve adalet taleplerinden vazgeçmeyeceklerini kaydetti.
AİLE TEHDİTLER ALIYORDU
Ankara’da eczacılık yapan ve Sağlık-Sen Ankara Şubesi’nin kurucu başkanı olan Ayşenur Şimşek’in sendikal faaliyetlerini sürdürürken ailesini defalarca telefonla arayan kişilerin “Bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur” diyerek tehditlerde bulunduklarını söyleyen Eren, Ayşenur Şimşek’in babası hakkında yakalama kararı çıkartılarak 2 defa karakola çağrıldığını ve “Kızın gelip teslim olsun yoksa onun için hiç iyi olmayacak” diye tehdit edildiğini kaydetti.
GÖZALTINA ALINDIĞI İNKAR EDİLDİ
Ailesinin, Ayşenur Şimşek ile 24 Ocak 1995 tarihinde görüştükten sonra bir daha ondan haber alınamadığını belirten Eren, ailenin kızlarının akıbetinin araştırılması için emniyete, savcılığa ve İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulunduğunu ancak aileye “Gözaltına alınmamıştır” dendiğini ifade etti. Şimşek ailesinin tüm yasal girişimlerinin sonuçsuz kaldığını dile getiren Eren, Şimşek ailesinin 21 Mart 1995 tarihinde düzenledikleri basın açıklaması ile kızlarının bulunması için kampanya oluşturduklarını ve kampanya devam ederken 11 Nisan 1995 tarihli Milliyet Gazetesi’nde Kırıkkale’de bulunan bir kadın cenazesi haberi yayımlandığını ve bu haber üzerine Şimşek Ailesi’nin Kırıkkale Savcılığı’na başvurduğunu belirtti.
“BEDENİNDE İŞKENCE İZLERİ VARDI”
Şimşek Ailesi’nin gözaltına alındığı inkar edilen kızları Ayşenur Şimşek’in cansız bedenine 12 Nisan 1995 tarihinde Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştıklarını söyleyen Eren, “Otopsi raporuna göre 28 Ocak 1995 tarihinde öldürülen Ayşenur Şimşek’in bedeninde işkence izleri vardı. Kafasından ve göğsünden ateşli silahla yakın mesafeden vurularak öldürülmüş ve 29 Ocak 1995 tarihinde Kırıkkale yolu kenarında bulunmuştu. Ayşenur Şimşek’in katledilip bedeninin kaybedilmesinde sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmalarını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için savcıları göreve çağırıyoruz” dedi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.