PİRHA – HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu 6360 Sayılı Büyükşehir kanun ve yasasını meclis gündemine taşıdı. Kenanoğlu, “Getirilen 6360 sayılı Büyükşehir kanun ve yasası ile köylerin tüzel kişilikleri, mal edinme, mülkiyet edinme ya da mevcut mallar üzerindeki hakları ortadan kaldırıldı” diye konuştu.
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenenoğlu getirilen 6360 Büyükşehir kanunu ve yasasını meclis gündemine taşıdı.
Getirilen Büyükşehir kanunu ve yasasına tepki gösteren Kenanoğlu “Büyükşehir yasası gereğince köy tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılması mağduriyet yaratan bir durum. Bir köyü bağımsız kılan en önemli unsur mal edinme ve yerel varlıklar üzerinde tasarruf edebilme hakkının olmasıdır. Getirilen 6360 sayılı Büyükşehir Yasası ile bu köylerin tüzel kişilikleri ve mal edinme ya da mevcut mallar üzerindeki hakları mülkiyetleri de ortadan kaldırıldı” diye konuştu.
“KİLİSEYE VE MANASTIRLARA AİT MALLAR DİYANET’E DEVREDİLDİ”
Getirilen Büyükşehir yasasının yarattığı sorunları ise Kenanoğlu şöyle ifade etti:
“Süryanilere ait kiliseler ve manastırlar köylerde köy tüzel kişiliklerine ait. Bu yasadan sonra Mardin’de kiliselere, manastırlara, mezarlıklara bağlı tapuların, malların ve taşınmazların 110 tanesi bu yolla hazineye devredildi. Ve oradan da Diyanet İşleri Başkanlığına teslim edildi. Daha sonra kamuoyundaki yoğun tepkiler sonucu bir takım geri düzenlemeler yapıldı. 54 tanesi ilgili vakıflara geri iade edildi. Ancak bunun tamamı düzeltilmiş değil. Halen Süryanilerin malları bu kanundan kaynaklı olarak hazinede, belediyede ya da kendileri ile ilgili olmayan kurumlarda olduğunu belirtmek gerekir.”
“BU İBADETHANELERE MÜDAHALE ETMENİN BAŞKA BİR YOLU”
Bu kanun ve yasa ile sıkıntı yaşayan bir diğer inanç topluğun ise Aleviler olduğunu kaydeden Kenanoğlu şöyle devam etti:
“Alevi köylerinde, cemevleri dernek veya vakıf mülkiyetinde değil, çoğunlukla muhtarlıklara bağlı köyün ortak malı olan yerlere yapılan ibadethanelerdir cemevleri. Alevi köylerinde insanlar kendi inançlarına göre cemevlerini yönetiyorlar burada inançlarını ibadetlerini kendi imkânlarıyla yerine getiriyorlar. Büyükşehir kanunu ile birlikte bu cemevlerinin mülkiyetleri de o köy tüzel kişiliğinden çıktı. Ya ilgili büyükşehir belediyesine geçti ya da burada oluşturulan komisyonlarla başka bir kuruma aktarıldı. Bu da aslında ibadethanelere ayrı bir el koyma yöntemi olarak kamuoyunda değerlendiriliyor. Oradaki Alevi Köyü’nün kendi inançsal çerçevesinde yönettiği cemevini başka bir inanca mensup belediyenin denetimine geçmesi bu inancın özgünlüğünü ve oradaki inanç özgürlüğüne müdahale olarak görmek gerekir. Bu yasanın aslında 6. Maddesi ile ilgili bu konuya ilişkin düzenlemeler getirilmesi gerekiyordu.”
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.