PİRHA- Maraş, Roboski ve 19 Aralık operasyonlarını protesto eden Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Şubeleri, “Tarihte işlenmiş bütün katliamlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Bu suçların bir numaralı sanığı ise siyasi iktidarlardır. Türkiye, geçmişindeki bu utancı temizlemek zorundadır” dedi.
Maraş Katliamı’nı lanetlemek ve katliamda yaşamlarını yitiren canları anmak için İstanbul Kadıköy Süreyya Operası önünde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Şubeleri ile Maraş yöre dernekleri eylem yaptı. Eylemde, “Maraş’ın acısı tıpkı Çorum gibi, tıpkı Sivas gibi, tıpkı Dersim gibi, tıpkı Suruç gibi, tıpkı Ankara gibi tazedir. Sivas’ı, Çorum’u, Maraş’ı, Dersim’i, Roboski’yi, Hrant’ı, Suruç’u, Ankara’yı, Tahir Elçi’yi, unutmayacağız, unutmak ihanettir. Türkiye’nin imhacı, inkârcı ve ayrımcı zihniyetiyle yüzleşmesini talep ediyoruz ve bunda ısrarlıyız” ifadeleri kullanıldı.
“Maraş Katliamı’nı unutmadık, unutturma”, “Maraş Katliamı’nı unutmadık unutturmayacağız” pankartların açıldığı eylemde “40 yıl geçse de Maraş’ın hesabı sorulacak”, “Pes etmiyoruz Maraş için adalet istiyoruz”, “Maraş için adalet herkes için adalet”, “Maraş’ı unutma unutturma”, “Katliamları unutmadık affetmiyoruz”, “1978 Maraş 2000 hapishaneler 2011 Roboski katliamlarını unutturmayacağız” yazılı dövizler taşındı.
PSAKD flamalarının taşındığı eylemde “Katiller bulunsun hesap sorulsun”, “Maraş’ı unutma unutturma”, “Dün Maraş’ta bugün Sivas’ta çözüm faşizme karşı savaşta”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganları atıldı.
PSAKD Ataşehir Şube Başkanı Hasan Gülüm, Maraş’ta 40 yıl önce Alevi mahallesinde başlayan katliamda yüzlerce canın hayatını kaybettiğini hatırlattı. Gülüm, 40 yıldır Maraş ve Maraş dışında yapılan katliamların hesabının sorulması için çağrılarda bulunduklarını kaydederek, 21 Aralık’ta katliamı lanetlemek için herkesi Maraş’a çağırdı.
Gülüm’ün konuşmasının ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Şubeleri adına ortak açıklamayı Songül Tunçdemir yaptı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kartal Şube Başkanı Tunçdemir, açıklamasında Aralık ayı içinde yaşanan Maraş Katliamı’nı, 19 Aralık operasyonunu ve Roboski Katliamı’nı hatırlatarak, “İçinde bulunduğumuz Aralık ayı, insanlık tarihi açışınsan utanç sayfaları ile dolu aylardan biridir” dedi.
Tunçdemir, hak ve hakikat ışığında hakka yürüyen tüm canları anarken, yaşananlarda sorumluluğu olanları kınadı.
“DEVLET MARAŞ’TA VAHŞETE GÜNLERCE SEYİRCİ KALDI”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün dünyanın lanetlediği IŞİD çetelerinin vahşeti, 40 yıl önce Maraş’ta Alevilere uygulandı. Devlet güçleri günlerce bu vahşete seyirci kaldı. Belediye hoparlörlerinde ‘kızıllar şehrimizi bastı, kızıllar iki insanımızı öldürdü’ gibi asılsız duyurular yapılarak sıradan vatandaşlar bile birer potansiyel katil haline getirildi.
Egemen sistemin Alevilerin, solcuların, Kürtlerin, işçilerin ve emekçilerin gelişen toplumsal ve siyasal taleplerini bastırmak için askeri darbeye ihtiyacı vardı. Malatya ve Elazığ’da başarılı olamayan egemenler, Maraş’ta Alevi kesimlerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde, Alevilerin yaşadığı evleri önceden tek tek çarpı işaretleri ile işaretleyerek insanları vahşice katletti. Bebekler boğazlandı, çocukların gözleri şişlendi, baltalarla insan kıyımları yapıldı. Kimi canlarımız ise güruh tarafından işkence edilerek öldürüldü. Yaşlı kadınların önce gözleri oyuldu sonra bir kadına yapılabilecek en aşağılık işkenceler yapılarak katledildi. Evler ve işyerleri ateşe verilip, yakıldı ve nihayetinde Maraş ile birlikte 13 ilde sıkıyönetim ilan edilerek, 12 Eylül askeri faşist cuntasının zemini hazırlanmış oldu.
“TÜRKİYE İNKARCI, AYRIMCI ZİHNİYETİYLE YÜZLEŞMELİDİR”
Katliamda resmi rakamlara göre 111 canımız katledildi, binin üzerinde kişi yaralandı, 552 ev ve 289 işyeri yakılarak tahrip edildi. Katliamdan sonra Alevilerin yüzde 80’i kenti terk etmek zorunda kaldı. Evet, Maraş Katliamı geride kaldı. Ne yazık ki sorumlu olanlar ya hiç yargılanmadan kurtuldu ya da göstermelik yargılanıp berat etti. Çünkü Maraş Katliamı tasarlanırken senaryonun en önemli parçası, katliamcıların önce korunması, sonra zaman içinde suçsuz ilan edilmesiydi. Katliamın bir numaralı failleri devlet tarafından ödüllendirildi, Meclis’e milletvekili olarak girdi, itibar sahibi yapıldı. Gerçek sorumlular hiçbir zaman açığa çıkarılmadı, yargılanmadı. Bunlar yapılmadığı içindir ki, katliam saldırılar yaşanmaya devam etti.
Türkiye, geçmişindeki bu utancı temizlemek zorundadır.
Maraş’ın acısı tıpkı Çorum gibi, tıpkı Sivas gibi, tıpkı Dersim gibi, tıpkı Suruç gibi, tıpkı Ankara gibi tazedir. Sivas’ı, Çorum’u, Maraş’ı, Dersim’i, Roboski’yi, Hrant’ı, Suruç’u, Ankara’yı, Tahir Elçi’yi unutmayacağız, unutmak ihanettir. Türkiye’nin imhacı, inkârcı ve ayrımcı zihniyetiyle yüzleşmesini talep ediyoruz ve bunda ısrarlıyız.
19 ARALIK CEZAEVİ KATLİAMI
Bugün aynı zamanda 19-22 Aralık Cezaevi katliamını kınamak için de toplanmış bulunuyoruz.
2000 yılı sonbaharında hapishanelerde koğuş sisteminin yerine getirilmek istenen F-tipi cezaevi uygulamasına karşı çıkan mahkumlar, 19 talep öne sürerek süresiz açlık grevine başladılar. 20 Ekim’de başlayan açlık grevi, 45. günde ölüm orucuna dönüştürüldü ve bunun üzerine 19 Aralık 2000’de 20 cezaevinde aynı anda “Hayata Dönüş Operasyonu” adıyla bir katliama başlandı. 3 gün süren operasyon sonucunda 28 tutuklu katledildi, 237 tutuklu da yaralandı.
Sadece tutukluların değil, insanlığın katledildiği bu operasyonun sorumluları hakkında göstermelik davalar açıldı. Bu davaların büyük kısmı zaman aşımından düştü bazıları ise aradan geçen uzun süre içerisinde unutturuldu.
ROBOSKİ KATLİAMI
Bugün, Aralık ayı katliamlarından olan Roboski Katliamı’nı da kınıyor; Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçakları bombardımanı sonucu vahşice katledilen 19’u çocuk 34 kişiyi saygıyla anıyoruz.
Maraş Katliamı, 19 Aralık Cezaevi Katliamı, Roboski Katliamı ve tarihte işlenmiş bütün katliamlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Bu suçların bir numaralı sanığı ise siyasi iktidarlardır.
Bu ülkede katliamlar ancak ve ancak; ırk, din, dil, ayrımı yapmadan bütün halkların ortak kınamaları ve mücadelesiyle önce vicdanlarda, sonra da mahkemeler önünde mahkûm edilerek önlenebilir. Bu topraklara barış ve huzur ancak böyle gelir.
“KARDEŞLİK TÜRKÜLERİNİ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
İnancından, kültüründen dolayı yüzyıllardır katliamlara uğratılan bir halk olarak bizler, katliamların hesabının sorulması ve bundan sonraki katliamların durması için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Ayrımcılığa, inkara, istismara, savaşlara, sömürüye itiraz ediyoruz. Ağıtlara sinmiş acıları Türkülere teslim olmuş gözyaşlarını Umuda dönüşen zılgıtlarımızla Biz Kürtçe, Türkçe, Zazaca, Ermenice barış ve kardeşlik türküsü söylemeye devam edeceğiz.
Hak ve hakikat ışığında hakka yürüyen cümle canlarımızı 40’ıncı yılında bir kez daha saygıyla anarken, katilleri, koruyucularını ve onları yönlendiren insanlık dışı, gerici, faşist ideolojilerini nefretle kınıyoruz.”
Açıklama, Maraş anmasına çağrı ve sloganlarla sona erdi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.