Alevi Haber Ajansi

10 Ekim Katliamı’nda yaralı kurtulan Kocabıyık: Mücadelemizi sürdüreceğiz-VİDEO

PİRHA- 10 Ekim tarihinde düzenlenmesi planlanan “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” öncesinde yaşanan, 103 kişinin hayatını kaybettiği katliamdan yaralı olarak kurtulan Birleşik Taşımacılık Sendikası geçmiş dönem genel başkanı İsak Kocabıyık, katliam sürecini ve sonrasındaki gelişmeleri PİRHA’ya değerlendirdi.

“10 Ekim Ankara Garı Katliamı ülkenin gördüğü en büyük katliamlardan biridir” diyen Kocabıyık, patlama esnasında yaralılar olduğu halde kolluk güçlerinin kendilerine saldırarak  adeta siyasi iktidarın ve kolluk güçlerinin katliam sanıklarını korurcasına tavır takındığını ve büyük zorluklara rağmen katliam sanıklarının eksikte olsa cezalandırıldığını belirtti.

“KATLİAMLAR DEVLET GÖZETİMİNDE VE BİLGİSİNDE GERÇEKLEŞTİ”

7 Haziran sürecinden bu yana Diyarbakır ile başlayıp Suruç ile devam eden ve son olarak Ankara’da yaşanan patlamalara dair, “Bunların hepsi devletin gözetiminde ve bilgisinde İŞİD katilleri tarafından yapılmış canlı bomba eylemleri” diyen Kocabıyık şöyle devam etti:

“10 Ekim Katliamı, ülkenin gördüğü en büyük katliamlardan biri. Söylediğiniz gibi 7 Haziran seçimlerinden önce, 4 Haziran’da Diyarbakır’da HDP mitinginde patlayan bomba ile 4 arkadaşımız hayatını kaybetmişti. Sonra Suruç’ta sosyalist gençlerin Kobani’ye yapacağı yardım etkinliğine yapılan canlı bomba eylemi ve nihayetinde 10 Ekim’de Emek, Barış ve Demokrasi mitingi için kalabalığa yapılan saldırı var. Bunların hepsi devletin gözetiminde ve bilgisinde İŞİD katilleri tarafından yapılmış canlı bomba eylemleri. Biz bu güne kadar pek çok baskıyla, engelleme ile ölüm şekliyle karşılaştık. Tıpkı Madımak’ta mahsur kalan 33 arkadaşımızın yanarak ölmesi gibi 2015 10 Ekim’de de ilk defa canlı bombayla karşılaştık. Bu bizim bir gerçeğimiz oldu.”

“YARALILARA GAZ SIKILIP, COPLARLA SALDIRILIYORDU”

Kendisi de 10 Ekim katliamında yaralanan Kocabıyık yaralılar olduğu halde kolluk güçlerinin kendilerine saldırdığını ve ambulansların katliam yerine girişine izin verilmediğini vurguladı. Kocabıyık olay anını ve sonrasında ki gelişmeleri şöyle anlattı:

“Bomba patladığında ben yere düştüm. Ayağa kalktığımda yanımda sadece arkadaşım Nazım Karakurt ayaktaydı bir de ben ayaktaydım. Başka herkes yatıyordu. Ne olduğunu daha sonra farkına vardık. Önce arkadaşlarımıza yardım etmeye, kendi yaralarımızı sarmaya başladık. Mesela ben kendi yaramı o gün gece fark ettim. Arkadaşlarımıza yardım etme çabasında iken kendi yaramızı bile fark edemedik. Nazım arkadaşımızın ayağı şarapnelle parçalanmıştı, ayaktaydı yürüyordu. O da fark etmemişti. Ama asıl sorulması gereken bunun yanı sıra başka sorular var. Polis bizi sevmiyor, devlet bize düşman bütün bunları anlıyorum. Bomba patladı, niye ambulanslar içeri alınmaz? Örneğin Ali Kitapçı, ben tanığıyım; yanımdaydı ve nefes salıyordu. Niye üstümüze gaz atılır? Yardım etmeye çalışanlar niye coplanır?”

Katliamın siyasi boyutu olduğunu düşünen Kocabıyık, “Ondan sonrası zaten bizim nasıl bir ülkede yaşadığımızın göstergesi oldu. Davutoğlu’nun hemen ardından oylarımız arttı açıklaması vardı. AKP ve onun siyasi iktidarı bunu bir sevinç nedeni olarak gördü.  Adalet Bakanı’nın gülerek bu katliamdan söz etmesi, Konya’daki maçta ölenlerin ıslıklanması, Suudi Arabistan kralı için bilmem kaç gün yas ilan edilen bir ülkede neredeyse bu katliam devlet kurumların nezdinde güle oynaya bir şenlik havasında geçiştirildi” diye konuştu.

“PANKARTLARIMIZ YIRTILARAK ANMALARIMIZ ENGELLENDİ, KÜFÜRLER DUYDUK”

“Anmalarımız engellendi, pankartlarımız yırtıldı ve aleni küfürler duyduk” diyen Kocabıyık, kolluk güçlerinin var olan belgeleri sümen ettiğini dile getirdi. Kocabıyık o süreci şöyle anlattı:

“Bence bu büyük bir kırılmadır. Türkiye’nin toplumsal ve siyasi hayatında bunun ne gibi sonuçlara yol açtığını yaşadık. Anmalarımıza  her seferinde engel çıkarıldı. kimisi yaptırılmadı. Başkanımız Mehtap Sakinci Coşkun’a aleni küfürlerini duyduk. Arkadaşlarımızın pankartlarının elimizden alınıp yırtıldığını gördük. Bütün bu engellemelerle beraber bir mahkeme sürecide yaşadık. Mahkeme sürecinde sayısını bilmiyorum ama, İŞİD’li 19 tutuklu vardı. Avukatların üstlerindeki bütün baskıya rağmen, bütün olumsuzluklara rağmen, dava dosyasına konulan kısıtlamalara rağmen, savcının ve mahkemenin tutumuna rağmen iğne ile kuyu kazar gibi o süreci üstlendiler. Sanki hiçbir şey yapmamış gibi görünen 19 sanığın İŞİD örgütü ile nasıl bir bağlantısı olduğunu, bu katliamla  nasıl bir bağlantısı olduğunu tek tek bütün belgeleri ile gözler önüne serdiler. Bunu gözler önüne sererken yararlandıkları bilinmez belgeler değillerdi. Mesela birisi mülkiye müfettişlerinin hazırladığı raporlardı.”

“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Her türlü zorluğa ve baskıya rağmen, adalet tesis edilinceye kadar mücadele edecekleri çağrısında bulunan Kocabıyık, “Evet, bütün sanıklara ceza verildi. Evet kimilerine çok ağır gözüken cezalar verdi, ama bizim istediğimiz ceza değil, bizim istediğimiz adalet. Biz ceza vermekle adaletin tesis olmayacağını bilen bir kuşaktayız. Bütün bu ve benzer davalarda benzer koşullarda karşılaştık.Ama biz bu davanın peşini bırakmayacağız.Biz adalet tesis edilinceye kadar adalet tesis edildiğinde biliyoruz ki bu ülkeye barışta kardeşlikte gelmiş olacak. Mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Cebrail ARSLAN/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak