PİRHA – HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Erzincan Şubesi’nin her yıl muharrem ayında açtığı çadırın belediye çalışanları tarafından kaldırılmasını İçişleri Bakanı Soylu’ya sordu. Kenanoğlu, “Yakın geçmişte Armutlu’da reva görülen muamele ve Erzincan’daki müdahale, yakın gelecekte Alevilerin maruz kalacağı baskı ve engellemeleri önceleyen uygulamalar mıdır?” ifadelerini kullandı.
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Erzincan Belediyesi çalışanları tarafından kaldırılan Muharrem çadırını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordu.
Kenanoğlu’nun verdiği soru önergesinde şunlar belirtildi:
“11 Eylül 2018 Salı günü, Erzincan’da Muharrem Ayı’nın ilk gününde, oruç açılışı etkinliğinde lokmalarını paylaşmak amacıyla Erzincan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin kurmuş olduğu çadır Erzincan Belediyesi çalışanları tarafından kaldırılmıştı. Konuyla ilgili olarak, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yetkililerinin valilik ve emniyet yetkilileriyle gerekli görüşmeleri yapmış olmasına ve bu görüşmeler sonucunda belirtilen alanda çadır açmanın önünde herhangi yasal bir engelin olmadığı belirtilmesine rağmen, belediye encümen kararını gerekçe olarak sunan çalışanlar, çadırı kaldırmış lokmaların paylaşılmasını engellemişlerdir.
“ALEVİLERİN DAYANIŞMA PRATİKLERİ ENGELLENİYOR”
Çadırın açılması noktasında, daha önceki yıllarda yaşanan deneyimlerin – yakın zamanda bu alanda kurulan Ramazan Ayı iftar çadırı ve daha önceki yıllarda yine bu alanda sorunsuzca kurulan Muharrem Ayı çadırları – aksi yönünde alınan ve de uygulanan bu karar, tepkilere yol açmış ve Alevilerin kamusal alanda görünür olmalarının ve kendi inançları uyarınca ritüellerini uygulamalarının engellenmesi yönünde değerlendirilmiştir. Yakın zamanda İstanbul Sarıyer’de bulunan Armutlu Cemevi’ne yapılan baskınla medyada yer edinen ve Alevileri rahatsız eden uygulamaların farklı bir türevine/devamına Erzincan’da oruç açılışı etkinliklerinde de tanıklık edilmiştir. Ortaya çıkan bu durum, Alevilerce, bu yollu bir baskı silsilesinin harekete geçirildiğinin işareti olarak kaygıyla karşılanmaktadır.
Demokratik hukuk devleti ve uluslararası insan hakları sözleşmelerinin ibadet etme özgürlüğü noktasında deklere ve kabul ettiği hükümlerle çelişen bu tutum, açıkça, Alevilerin yas/matem ve dayanışma pratiklerinin muktedir bir güç tarafından sınırlandırılması ve ancak kendi tasavvur ettikleri biçimiyle uygulanabileceğinin mümkün olduğu yönündeki bir baskının dayatılması olarak yorumlanmaktadır.”
“ALEVİLER KAMUSAL ALANDAN DIŞLANIYOR MU?”
Kenanoğlu bu kapsamda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya şu soruları yöneltti;
- Uygulamaya konan bu keyfi müdahalenin gerekçesi bakanlığınızca nasıl açıklanmaktadır? Bu anti demokratik uygulamanın sorumluları hakkında bir girişiminiz olacak mıdır? Bu konuda herhangi bir inceleme başlatıldıysa süreç ne aşamadadır?
- Yukarıdaki açıklamalardan hareketle, Alevilerin kamusal alanda görünür olmalarının engellenmesi ve/veya bu alandan dışlanması gibi bir husus söz konusu mudur?
- Yakın geçmişte Armutlu’da reva görülen muamele ve Erzincan’daki müdahale, yakın gelecekte Alevilerin maruz kalacağı baskı ve engellemeleri önceleyen uygulamalar mıdır?
- Alevilerin inançları uyarınca kendi ritüel ve pratiklerini uygulayabilmeleri noktasında – uluslararası ve anayasal hükümlerle çelişen – tekraren tanıklık edilen baskı ve engellemeler bakanlığınızca nasıl açıklanacaktır? PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.