PİRHA- 24 Haziran seçim sonucuna dair PİRHA’ya konuşan KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, “İktidar devletin tüm olanaklarını kullanarak seçim sürecini yürüttü ve medya tekelleşmesi iktidar blokunun hegemonya oluşturması aracı haline geldi” dedi. Bozgeyik, önümüzdeki dönem için mücadele programı oluşturacaklarını kaydetti.
KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, seçimlere ilişkin PİRHA’ya konuştu.
Bozgeyik, “Türkiye 24 Haziranda bir erken seçim süreci yaşadı. Türkiye ekonomik krizin çok yoğun yaşandığı OHAL ve baskı sürecinin en üst noktada olduğu bir dönemde erken baskın seçim kararı aldı. AKP, MHP iktidar blokunun özellikle 15 Temmuz darbe girişimi ve 20 Temmuzda AKP’nin ilan etmiş olduğu OHAL ve KHK rejimi ile birlikte Türkiye’deki hem kamu emekçileri hem demokrasi güçleri, toplumsal muhalif kesimler yoğun bir baskı süreciyle bu seçim sürecine girmiş olduk. Özellikle iktidar bloku devletin tüm olanaklarını kullanarak bu seçim sürecini yürüttü” hatırlatmasında bulundu.
“ADİL OLMAYAN BİR SEÇİMDİ”
“Özellikle medyada ortaya çıkan tekelleşme bu seçim sürecinde sadece iktidar blokunun hegemonya oluşturma aracı haline getirildi. Bizler de bu seçim sürecini yakından izledik. Sonuçları itibariyle ancak adil olmayan bir seçim olarak değerlendirmek gerekiyor” diyen Bozgeyik şunları ifade etti:
“Hem eşitsiz koşularda seçime girilmesi hem propaganda açısından da muhalefete yeterince yer verilmemesi, basın yayın üzerindeki abluka ve tekelleşme halkın haber alma seçim süreciyle ilgili muhalefet partilerinin cumhurbaşkanı adaylarının eşit propaganda yapmaması nedeniyle iktidar blokunun hegemonyası altında bu seçim sürecine girildi. Türkiye halkları açısından, kamu emekçileri açısından da beklentilerimizin altında bir sonuçla karşı karşıya kaldık. Özellikle Türkiye’de giderek artan ekonomik kriz, işsizlik, yoksullaşma, kamu emekçilerinin yaşamış oldukları güvencesizlik, kamuda yaşanan özelleştirme uygulamaları, OHAL sürecinde kamu emekçilerine uygulanan baskı, işten çıkarmalar, sürgünler, gözden çıkarmalar, tutuklamalar, basın emekçilerine yönelik baskı ortamında Türkiye adil olmayan bir seçim süreci yaşadı sonuçları itibariyle baktığımızda hem dünyada hem Avrupa’da son dönemde gelişen milliyetçi ve sağ yükselişin Türkiye’de de etkili olduğunu gördük. Doğal olarak Avrupa sermayesi ve yine uluslararası sermayenin ortadoğudaki politikalarının devam ettirilmesi noktasında bu seçim sürecinde AKP -MHP iktidar blokunun yanında yer aldı. Ancak hem uluslararası kamuoyunun hem uluslararası çeşitli gözlemcilerin ve bizim sahada yapmış olduğumuz gözlemler, sandık başında üyelerimizin yapmış olduğu gözlemler sonucunda şunu belirtebiliriz: Bir çok yerde hem oyların kullanılması, hem sayılması yine hem sayım bitmemişken sonuçların YSK tarafından Anadolu Ajansı tarafından kamuoyununa manipüle edilerek açıklanması seçimlerle ilgili şüpheleri artırır duruma gelmiştir. Sonuçta YSK kesin sonuçları 5 Temmuzda açıklayacak.”
“REJİM DEĞİŞİKLİĞİ KALICI HALE GELDİ”
Bozgeyik, “Türkiye’de hem emekçiler açısından hem toplumsal muhalefet açısından çok iyi olacağını buradan söylemek şu an erken. Çünkü Türkiye’de 16 Nisan referandumunda fiilen değiştirilen rejim değişikliği bu seçim süreci ile birlikte kalıcı hale gelmiştir. Sonuçta demokratik siyasetten uzaklaşma, demokratik parlamenter sistemden uzaklaşma ve tek adamın egemen olduğu başkanlık sistemi diye ifade ettiğimiz yeni bir rejimle karşı karşıya kalmıştır. Doğal olarak bu yeni rejimde parlamento işlevsiz hale gelecektir. Parlamentonun denetleme, dengeleme misyonu ortadan kalkacaktır” diye konuştu.
“YAKIN ZAMANDA OLUMLU SONUÇLAR BEKLEMİYORUZ”
KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yargı; yasama, yürütme tek adama bağlandığından dolayı Türkiye’deki demokrasi açısından barış ikliminin gelişmesi açısından, kamu emekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesi açısından şu yaşamış olduğumuz ekonomik işsizlik, açlık ve yoksulluğun tavan yaptığı bir süreçte yakın zamanda olumlu sonuçlar beklemiyoruz.
Kamu emekçileri olarak, uzun süredir AKP iktidarının 16 yıldır uygulamış olduğu hukuksuzluklara, anti demokratik uygulamalara, sendika örgütlerimize yönelik baskılar yine OHAL ve KHK süreci ile birlikte üyelerimize yönelik işten çıkarma uygulamalarına karşı yoğun bir mücadele yürütüyoruz. Yeni dönemde de KESK olarak üyelerimizin ekonomik, demokratik hakları ile ilgili yine sendikamıza dönük anti demokratik uygulamaların ortadan kaldırılması ile ilgili, eğitimde, sağlıkta bir bütün kamuda başlatılan özeleştirme, kamu emekçilerinin güvencesiz çalışmaya mahkum edilmesi, iş güvencelerinin ortadan kaldırılması, mülakat sistemi, sözleşmeli çalışma sistemine karşı kamu emekçileri olarak yoğun bir mücadele yürüteceğimizi buradan ifade ediyoruz.”
“YÜZDE 50’YE YAKIN BİR KESİM DEMOKRASİDEN YANA TUTUM ALMIŞTIR”
Bozgeyik, “Önümüzdeki dönem Türkiye’de demokrasi isteyenlerle anti demokratik uygulamalardan yana olanların bir mücadelesi şeklinde olacaktır. Doğal olarak Türkiye’de 16 Nisan referandumunda %50’ye yakın hayır diyenler yine bu 24 haziran seçimlerinde tüm muhalefetin ve iktidar blokunun oylarını karşılaştırdığımız da %50’ye yakın bir kesimin barıştan yana, demokrasiden yana tutum aldığını ortaya çıkarmıştır. Bu da bize umut vermektedir. Türkiye’de demokrasi güçleri Kürt sorununun demokratik ve adil çözümünden yana olan kesimler kamunun tasfiye edilmesine karşı mücadele edenler işsizliğe yoksulluğa, doğanın talan edilmesine karşı mücadele edenler, eğitimden parasız, laik, bilimsel, ana dilde eğitim için mücadele edenleri bir olumluluk olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Türkiye’de demokrasi cephesinin güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Bozgeyik, “KESK olarak emek ve meslek örgütleriyle demokrasi güçleriyle birlikte ortak mücadele hattının oluşturulması için üzerimize düşen gerekli sorumluluğu ve çabayı göstereceğiz” dedi.
“MÜCADELE PROGRAMI OLUŞTURACAĞIZ”
Bozgeyik önümüzdeki döneme ilişkin bir mücadele programı oluşturacaklarını belirterek, “KESK yine emeğimiz için, geleceğimiz için, barış için demokrasi için sokaklarda olacaktır. Sendikal örgütlülüklerimizin daha da geliştirilmesi, haklarımızın güvence altına alınması için sokaklarda mücadele edecektir” diyerek şu mesajı verdi:
“Sonuçta seçim bir sonuç değildir. Bir sonda değildir. Önümüzdeki dönem Türkiye’de yeniden yerel seçimlerim olacağı bir erken seçim tartışması var. Doğal olarak buna yönelik olarak herkesin doğru zeminde doğru tartışmalarla bir hazırlık yapması ve mücadeleyi büyütmesinden başka bir seçeneğimizin olmadığını buradan ifade etmek istiyoruz.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.