PİRHA- HDP 1. Bölge Milletvekili adayları PİRHA’ya konuştu. Tuncay Gökçe, Atilla Özdoğan ve Erol Katırcıoğlu seçim sürecini ve son gelişmeleri değerlendirdi. HDP’ye linç politikalarının sürdüğünü belirten adaylar, AKP’nin ülkeyi yönetemez duruma geldiğini kaydettiler.
HDP 1. Bölge Milletvekili adayları PİRHA’ya konuştu. Tuncay Gökçe, Atilla Özdoğan ve Erol Katırcıoğlu seçim sürecini ve son gelişmeleri değerlendirdi.
Gökçe, Erdoğan’ın muhaliflerin linç hareketine start verdiğini öne sürerken, Özdoğan, Alevilerin kendilerine yönelik tehlikelerin farkında olması gerektiğini belirterek, “Aleviler bu seçimde yüzünü HDP’ye” dönmüştür dedi.
HDP’nin binlerce üyesinin tutuklu halde seçim yarışına katılmasını yorumlayan Katırcıoğlu, “Başka bir parti olsa bu kadra baskıya mümkün değil dayanamazdı ama heyecanımızla dipdiri ayaktayız, provokasyonlara karşı zihni hazırlığa sahibiz” mesajını verdi.
İşte HDP İstanbul milletvekili adayları Tuncay Gökçe, Atilla Özdoğan ve Erol Katırcıoğlu ile yaptığımız röportaj…
TUNCAY GÖKÇE: HDP’YE KARŞI LİNÇ POLİTİKASI VAR
Karakoçan, Adaklı, Yaylasu, KAYDER Genel Başkanı’ydınız. HDP’den adaylık başvurunuz oldu ve şu an adaysınız öncelikle bu süreci anlatır mısınız?
Tuncay Gökçe: Arkadaşlar öncelikle adaylığımızla ilgili gerçekten bu süreçte HDP’de siyaset yapmak, HDP’de yöneticilik yapmak ateşten gömlek giymek. Böyle bir süreçte bu onurlu mücadelede yer aldığım için çok keyifliyim.
On binlerce üyeniz cezaevinde, bu ortamda seçim çalışması yürütmek nasıl?
Tuncay Gökçe: Bunun zorlukları kadar onur duyulacak yanları var. Bugün tüm Türkiye halkları hukuksuzluğu gördü. 24 Haziran seçimleri dünyada devrim niteliği taşıyacaktır. Tüm adaletsizliklere tokat olacaktır. Tutuklamalar zayıflatmadı bizi. Her tutuklanan kişi yerine bir arkadaşımız geldi. Bugün Karadeniz’den Ege’ye, Trakya’dan Güneydoğu’ya her yerde destek alıyoruz. İnsanlar cesurca söylemeseler de içlerinde büyük bir öfke patlaması var ve bu patlama AK Parti’yi sandığa gömecek. Tüm haklarımıza şunu söylüyorum ülkeye demokrasi, barış HDP ile gelir. HDP yoksa son virajdır önümüzdeki 24 Haziran seçimleri. Son virajda direksiyonu çeviremezsek Türkiye’deki tüm yüzde karşı bloğu hem de AK Parti’yi destekleyenler de zorlu bir sürece girecek. Seslerini çıkaramayacaklar. Suruç’ta olaylar neler gösteriyor. Kaybettiğini anladığı andan itibaren emir vermeye başladı. “Demirtaş’ın idamı önüme gelirse imzalarım” diyerek karşı blok üzerindeki linç hareketinin startını vermiş oldu.
Cumhur ve Millet ittifakı kuruldu. HDP bu ittifakın dışında tutuldu. Cumhurbaşkanı kamuoyuna yansıyan videoda yapılan bir toplantıda HDP’nin baraj altında kalması gerekiyor gibi bir açıklaması var. Siz ittifak dışında tutulmayı ve bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tuncay Gökçe: Aslında HDP’ye karşı iki taraflı bir linç politikası vardı. Tarihsel bir tekerrür mü diyelim, Türkiye’nin gerçekliği mi diyelim. HDP’nin koalisyon dışında kalması bizim onurlu bir parti olduğumuzu ortaya koyuyor. HDP ilkeli bir partidir. Sisteme veya zulme karşı boyun eğmedi. Her zaman ezilenin ve kendi toplumunun argümanlarının temsilcisi oldu. Sandılar ki HDP yüzde 10 barajı altında ezilecek. Diğer blok yüzde 51 altında ezilecek. Bunu gözden kaçırdılar. Kendi önlerine koydukları en büyük tehlike buydu. Bu da onların siyasi bilinçlerinin zayıflığını gösteriyor. HDP’yi yüzde 10’a koyacağını düşündü. Bu halk nice barajları aştı. Zindanlarda, yalanlara, katliamlara, işkencelere maruz kalmalarına rağmen bu mücadeleden vazgeçmediler. Her iki blok da HDP’ye muhtaç siyaset güdecekler. Her iki blok grupları da HDP’nin gücüne mahkum kalacak. O zaman Türkiye’deki halklara o zaman çoğulcu politikaları getireceğiz. Biz bu ülkenin yeniden barışının ve demokrasisinin inşasına katkı sunacağız. Tarih de bunu yazacak.
ATİLA ÖZDOĞAN: AKP ÜLKEYİ YÖNETEMEZ DURUMA GELDİ
Öncelikle başta seçmenler için, kendinizi tanıtır mısınız?
Atilla Özdoğan: 59 Doğumlu, Dersimliyim. Ortaokulu Elazığ’da okuduğumdan beri Alevi olmamızın verdiği duygularla devrimci arkadaşlarla birlikte oldum. Devrimci sosyalist mücadele içinde büyüdüm. 95’ten beri legal Kürt partilerinde yönetici olarak yer aldım. İstanbul HDK’da iken baskın seçimle karşı karşıya kaldım. İstanbul 1. Bölge 6. sıra vekil adayı oldum. Vekil adayı olmak ya da olmamak bu mücadele açısından çok belirleyici değil. Belirleyici olan karınca kararınca bu özgürlük mücadelesi içinde katkı sunabilmek.
Siz Olağanüstü Hal koşullarında, kanun hükmünde kararnamelerin yürürlükte olduğu, her gün onlarca insanın tutuklanıp hapsedildiği bir ortamda seçime giriyorsunuz. Bu süreci bir bütün olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Atilla Özdoğan: Bu baskın ve dayatma seçim. Nedeni de belli. AKP 16 yıldır yönettiğini zanettiği ülkeyi yönetemez duruma geldi her açıdan. Ekonomik olarak yönetemez duruma geldi. Ekonomi dibe vurdu. Savaş politikaları ile siyaseten yötememez duruma geldi. Ortadoğu’da savaş batağına battı. Yönetememezliğini daha fazla sürdüremeyeceği için siyasi rakiplerini ekarte edebilmek adına, devlet imkanalrını kullananarak ohali fırsata çevirerek anti demokratik uygulamaları esas alarak yeniden bir iktidar devşirme hülyasına daldı. Küçük ortağına bunu söyletti. Zaten önceden hazırlıkları vardı. Siyasi rakiplerini hazırlıksız yakalamaktı amaçları. HDP’nin baraj altına itilmesi noktasında stratejileri var. AKP Genel Başkanı kendi iç toplantısında bunu alenen dile getirdi. 7 Haziran’dan sonraki saldırı furyasının nedeni bu. 7 Haziran’da tekçiliğe karşı çoğulcu paradigma ile 80 vekil ile Meclis’e girdi. Bunu hazmedemediler. Tüm tekçi partilerin ortak üzüntüsüydü bu. Zoraki rıza üretmek üzere seçime gidildi. Kasım’da yine başaramadılar. Orada yapamadıklarını bu baskın seçimle yine deneyecekler.
“HDP HALKLA İTTİFAK KURDU”
HDP’nin önünde duran bir yüzde 10 barajı yine olduğu gibi duruyor, yine aşabilecek mi?
Atilla Özdoğan: Bir kere yüzde 10 seçim barajı dünyanın hiçbir yerinde olmayan anti demokratik bir uygulamadır. 12 Eylül askeri şefi Evren tarafından konulmuş Kürtleri parlamento dışında tutmayı amaçlamış bir barajdır. Cumhur ittifakı Kürt düşmanlığı üzerinden bir faşist bloktur. MHP ve MHP’lileşen AKP ile yanına mini faşist partiyi alıp üçlü blok oluşturdular. Bunun karşısında CHP içinde olan blok alternatif demokratik bir seçenek sunamadı. Orada da esas Kürt düşmanlığı oldu. Akşener dayatması ile HDP dışında kaldı. Herkese sıfır baraj olurken tek baraj HDP’ye kondu. Bu Türkiye’deki seçimleri gölgeleyen bir uygulama. Şunu söyleyeyim bu iki blokun alternatifi olarak demokratik seçim olarak HDP halkla ittifak kurdu. Bu ittifak özellikle Cumhur ittifakı denilen ceberrut yapıyı korkutuyor. Cumhur ittifakında AKP’nin tek korkusu HDP ve onun Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş. Düşünün hüküm giymemiş, sadece “Seni başkan yaptırmayacağız” dediği için düşman addedildi ve şu anda rehin tutuluyor. Erdoğan şunu çok iyi biliyor, Sayın Demirtaş şu an dışarıda olmuş olsa, nispeten demokratik bir ortamda seçime gidilse yüzde 20 teveccühe ulaşılacak. Tekçi anlayış paramparça olacak. Demirtaş’ı itibarsızlaşma furyasını arttıdılar. HDP’ye yönelik Erdoğan talimatı ile saldırılar artmaya başladı. Biliyorsunuz Suruç’ta provokasyon girişimi oldu. Suruç’ta şehit olan arkadaşlarımızı saygı ile anıyorum. Provokasyonun sahiplerini kınıyorum. Büyükada’da seçim standımıza saldırı oldu. İki arkadaşımız yaralı. Şunu söylemek istiyorum. AKP sıkıştıkça provokasyonlarını arttırıyor. Kendi iktidarını sağlama almak adına her türlü hileyi yapıyor ama bunlar beyhude. Özellikle partili arkadaşlarımıza yönetici arkadaşlarımıza bunun provokasyon olduğunu seçimleri sabote etmeye yönelik olduğunu hatırlatırım. AKP telaşlanıyor. Bunu bir iç toplantıda itiraf ettiler, “HDP üzerine özel çalışalım” dediler. Biz buna karşı halklarla olan dayanışmamızı büyüteceğiz.
Alevilere çağrınız var mı?
Atilla Özdoğan: Aleviler niye HDP’yi desteklemeli? Aleviler Aleviliği iyice özümseyemedikleri için şu an farklı partilerde tercih kullanıyorlar. Aleviler hep mazlumdan yana zalime karşı olmuş, kendileri de mazlum olmuşlardır ve hiçbir zaman zalime boyun eğmemişlerdir. Tüm Alevi önderleri zalime asla boyun eğmemişlerdir. “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” demişlerdir. Türkiyede’ki zalimliği kim temsil ediyorsa ona karşı olmalı ve mazlumun yanında olmalılar. Aleviler açısından tehlikeli bir durum söz konusu. Rojava ve Afrin’i gördük, Ezidilere yönelik katliamları gördük. Aleviler kendilerine yönelik tehlikelerin farkında olmalı. Bu seçimde Aleviler yüzünü HDP’ye dönmüş durumda. Alevilerin önemli kısmı, devletten nemalanan Aleviler dışında bu ittifakta yerini almıştır. Kervan yola girmiştir. Aleviler de bu kervan da yerini almıştır.
EROL KATIRCIOĞLU: HDP TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİN PARTİSİDİR
Öncelikle seçmen için kendinizi tanıtır mısınız?
Erol Katırcıoğlu: 1951, İstanbul doğumluyum. Annem Trabzonlu, babam İstanbullu. 68 yıllarında siyasallaştık lise yıllarında. Ilk Dev- Lis kurucularındanım. Daha sonraki dönemde 1974 Türkiye Sosyalist İşçi Partisi üyesi oldum, sonra barış derneği üyesi oldum. Yasaklandı üyeleri kovuşturmaya tabi oldu. Ben tutuklamalar olmadan yurtdışına gittim, bir hafta önce, doktoramı yaptım. 87’de döndüm. Akademi ile siyaseti birleştirmeye çalıştım. 91’de Erdal İnönü başbakan yardımcısı olduğunda beni ekonomi konularında danışmanlık yaptım. O ayrıldığında ben de ayrıldım Yeni Demokrasi Hareketi içinde bulundum. Onlar partileşti, ben partileleşmemeSİ gerektiğini düşündüm, ayrıldım. Sonra Eşitlik ve Demokrasi Partisini kurduk, o Yeşiller ve Sol Gelecek oldu. Halkların Demokratik Partisi’nde Parti Meclisi üyeliği teklifi geldi, kabul ettim. Daha sonra akademisyenler bildirisine imza attığım sırada sıkıntılı günler yaşarken, üniversiteden emekli olmam gerektiğini anladım. Ya KHK’lı ya emekli olacaktım. Emekli oldum. Bir süre Almanya’da misafir öğretim üyesi olarak çalıştım. Halkların Demokratik Partisi’nden adaylık teklifi gelince kabul ettim. Şimdi gördüğünüz gibi sokaklarda dolaşıyorum.
Baskın bir seçim kararı geldi. OHAL koşullarında seçime gidiyoruz. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
HDP esasında Türkiye’nin düğüm noktası oldu. Barajı geçtiği andan itibaren kim Cumhurbaşkanı olacaksa onun onayını verecek parti oluyor. HDP Türkiye’nin geleceğinin partisidir. Halkların Demokratik Partisi sadece Kürtlerin partisi değildir, Çerkesler’in de, Aleviler”in de Sünniler’in de Ermeniler’in de Türkler’in de partisidir. Kimliği üzerine baskı görmüş herkesin kendini içinde bulabileceği partidir. Ben Kürt değilim ve Kürt arkadaşlarımla birlikteyim. Türkiye’nin ihtiyacı olduğu yere yürüyoruz. İnanıyorum kendimizi anlatacağız ve etkili olacağız
Eski eş Genel Başkanlar, belediye başkanları, üyeleriniz cezaevinde. Bu seçim çalışmasını yaparken zorlanıyor musunuz?
Erol Katırcıoğlu: Büyük bir heyecan görüyoruz. Standlara gelen insanları görüyorum. Selahattin’in özgürlüğüne kavuşması için açılan imza kampanyasına desteği görüyorum. Tüm baskılara rağmen heyecanımız dipdiri ayakta. Bu kadar büyük baskılara herhangi bir parti dayanamazdı. HDP bu ülkenin ezilmişlerinin partisi olduğu için insanlar artık tamam diyor, üzerimize kabus gibi çökmüş olan AK Parti’nin artık gitmesi gerektiğini düşünüyorlar. Yağmur çamur demeden biraraya geliyorlar burada şu an gördüğünüz gibi. Çok diri bir süreç yaşıyoruz.
Bu koşullarda seçime gidiliyor. Sandıkların korunması ve HDP’nin baraj altında kalması konularında seçmenlere nasıl seslenirsiniz?
Erol Katırcıoğlu: Geçenlerde internet üzerinden bir sivil toplum kuruluşunun yayınladığı bir mesaj vardı. Gündüz sandığa akşam sandık peşine. Herkesin verdiği oya sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden sandıkları bırakmamak lazım. Cumhurbaşkanının herkesin içinde söylemem diye konuştuklarına karşı yargının bir görev çıkarması gerekir. Muhalefet partileri sandık güvenliği konusunda birlikte çalışıyor. Özellikle problemli alanlarda oralarla ilgili partilerimiz sıkı bir program içinde davranacaklar. Osmanlının oyunu belli olmaz derler biz Tayyip Erdoğan’ın ne tür oyunlar peşinde olduğunu bilmiyoruz ama tedbirimizi aldık, provokasyonu önleyecek zihni hazırlığa sahibiz. Herkes şunun farkında: Seçim matematiği öyle bir yere getirdi ki Türkiye’yi HDP’nin barajı aşması lazım. Erdoğan’ın 16 yıllık siyasetine itiraz ediyorsanız milletvekili seçimlerinde bir oyunuzu HDP’ye vermeniz lazım. Bir oy HDP’ye bir oy Selahattin Demirtaş’a.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.