77 yaşındaki Hüseyin Hasan Ala 7 kuşaktır Afrin Mabeta’da yaşıyor. Bu toprakların kendilerine ait olduğunu belirten Ala, bütün dünyanın da savaşa sessiz kaldığını ifade ediyor.
Afrin Mabeta ilçesi özellikle Osmanlı ve Türkiye’den kaçan Alevi yurttaşların sığınağı. Mabeta’daki birçok Alevi Kürt, Osmanlı’nın Alevi katliamlarıyla “nam salmış” padişahlarından Yavuz Sultan Selim döneminde burayı mesken tutmuş, daha sonraları da Alevi yurttaşlar üzerinden zulüm eksik olmamış ve 1915’te de Alevi yurttaşlar Mabeta’ya yerleşmiş. Aynı zulüm silsilesi 1937 Dersim Tertelesi’nde de sürmüş ve birçok Alevi Kürdün sığınağı yine Mabeta olmuş.
77 yaşındaki Hüseyin Hasan Ala da Mabeta’nın nasıl kurulduğunu ANF‘ye anlattı. Mabeta’nın eskiden köy olduğunu belirten Hüseyin Hasan Ala, köyün kurucusunun ise iki aile olduğunu dile getiriyor.
ELBİSTAN’DAN GÖÇ
Dedelerinin anlatımı üzerine Mabeta’nın tarihini anlatan Hüseyin Hasan, ailelerinin Malatya-Elbistan hattından göç ettiğini ve Mabeta bölgesine geldiğinde kendilerinden önce burada hayvancılıkla uğraşan bir ailenin yaşadığını ve ailenin isminin Karpêz olduğunu söylüyor. Hüseyin Hasan Amca, “Burada bizim ailemiz, yani Ala ailesi ile Karpêz ailesi kaynaşıyor ve köyün bir tarafını onlar bir tarafını da bizimkiler alıyor. Bizimkiler topraklarına dönmek istiyor ama Karpêz ailesinin büyüğü bunun iyi bir fikir olmadığını ve Osmanlı’nın kendilerini katledeceğini söylüyor. Bizimkiler de kalıyor” diyor.
“HEPİMİZ AYNI AĞACIN FARKLI DALLARIYDIK”
Ailesinin 7 kuşaktır bu topraklarda yaşadığını ve dedelerini soy ağacını sıralayan Hüseyin Amca, zamanla birçok ailenin göç ederek köylerine geldiğini ve köyün büyümeye başladığını belirterek, “Daha sonra Sünniler, Êzidîler, farklı halklardan birçok aile ve kişi çeşitli sebeplerle köyümüze gelmeye başladı. Hepsine de kucak açtık. Ama en büyük göç 1937-38 yılında olmuş. O zaman ben daha doğmamıştım. Bizde hiçbir zaman ayrılık, gayrılık olmadı. Hepimiz huzur içinde bir arada yaşıyorduk. Hepimiz aynı ağacın farklı dallarıydık. Ortak paydamız Kürtlüktü” diye kaydediyor.
ALEVİLERİN SIĞINAĞI MABET
Mabeta’nın isminin nereden geldiği üzerine iki rivayet olduğunu söyleyen Hüseyin Hasan Ala, şunları dile getiriyor:
“Bizim üzerine vardığımız kanı köyün isminin burada yapılan mabetten geldiği yönünde. Çünkü her iki Alevi aile buraya bir ‘mabet’ yapmışlar ve bölgedeki tek Alevi köyü olduğu için öyle isimlendirilmiş. Diğer rivayet ise iki ailenin birbirine olan sevgisinden dolayı muhabbet yeri denilmiş ve zamanla Mabetli olmuş. Ama birinci rivayet akla daha yatkın geliyor.”
“DÜNYA BUNA SESSİZ”
Hüseyin Hasan Ala, zulmün hiçbir zaman peşlerini bırakmadığını kaydediyor. Bu toprakların kendilerine ait olduğunu belirten Hüseyin Hasan Ala, bütün dünyanın da buna sessiz kaldığını ifade ediyor.
Yoruma kapalı.