PİRHA- Yüksel Caddesi’nin eylemlerinin sembol isimlerinden biri de 74 yaşındaki Perihan Pulat. Yaşıtları yaşamdan çekilmenin planlarını yaparken, o yaşına inat haksızlığın olduğuna inandığı her yere yetişmenin telaşında. Nuriye ve Semih ve Acun’un “işimi geri istiyorum”un mücadele hikâyesini dinledikten sonra direnişe katıldığını belirten Pulat, “Hitlerin gaz odalarında yaptığını, OHAL rejimi sokakta gazlıyor. Bu faşizmdir. Bu faşizme karşı duruyorum” diye konuştu.
Haberin Videosu
Uzatılan OHAL, çıkarılan KHK’ler, işten atılan insanlar. Tüm bunların haksızlık olduğunu söyleyip sokağa çıkan emekçiler. Ankara’da sokağa çıkanların adresi önceleri İnsan Hakları Anıtı’nın önü oldu. Eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın içinde yer aldığı “işimi geri istiyorum” eylemcileri, kamuoyu tarafından “Yüksel direnişçileri” olarak anılır oldu. Çoğu zaman ana akım medyada yer almasalar da, seslerini duyurmak ve işlerine geri dönmek için Yüksel Caddesi’ndeki eylemlerine devam ediyorlar.
Yüksel Caddesi’nin eylemlerinin sembol isimlerinden biri de 74 yaşındaki Perihan Pulat. Yaşıtları yaşamdan çekilmenin planlarını yaparken, o yaşına inat haksızlığın olduğuna inandığı her yere yetişmenin telaşında.
“BEHİCE BORAN EMEK VE SOSYALİZM MÜCADELESİNİ ÖĞRETTİ”
‘İşimi geri istiyorum’ eylemlerinden, sosyalizmle nasıl tanıştığına kadar, PİRHA’nın sorularını yanıtlayan Perihan Pulat, yaşamındaki mücadelenin nasıl şekillendiğini şu sözlerle paylaştı:
“Genç yaşımda emeğin ve emekçinin ne olduğunu, 2. Dünya savaşının gölgesinde öğrendim. Kendime ilk sorum; Neden biz böyleyiz? oldu. Zamanla Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Behice Boran ile tanıştım. Behice Boran emek ve sosyalizm mücadelesini öğretti. Aynı zamanda tek başına ve isteyerek değil, birlikte mücadele ederek kazanacağımızı da öğretti.”
“HİTLER’İN GAZ ODALARINDA YAPTIĞINI OHAL REJİMİ SOKAKTA YAPIYOR”
Perihan Pulat, Nuriye ve Semih ve Acun’un “işimi geri istiyorum”un mücadele hikâyesini dinledikten sonra “benim yerim burası” dedim ve ben de direnişe katıldım” diyerek Yüksel Caddesi’ndeki eylemlere nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Bir yıl boyunca yağmura, soğuk havaya karşın imza topladık. Ancak imzalar okunmadı ve gereği yapılmadı. Kulaklar tamamen tıkalıydı. İşten atmalar da aratarak devam etti. Tüm bu haksızlıkları OHAL diyerek yaptı. Halbuki bir ülke OHAL ile yönetilemez. Bir çok yasayı da torbaya koyarak yapıyorlar. İktidar bunlara karşı çıkan ve yaptıkları eylemler ile insanların dikkatini çeken Nuriye, Semih ve Acun’u hedef olarak seçti. Dünyada görülmemiş bir şey yaparak İnsan Hakları Heykeli’nin etrafına karakol kurdular. Ardından Hitlerin gaz odalarında yaptığını, OHAL rejimi sokakta gazlıyor. Bu faşizmdir. Bu faşizme karşı duruyorum. Dünya halklarına selam olsun.”
Cebrail ASLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.