Alevi Haber Ajansi

‘4+4+4 ilk uygulaması başarısız; imam hatipler dayatılıyor’ – VİDEO

PİRHA – Eğitimde yaşanan eşitsizlik ve pandemi sonrasında yapılan LGS sonuçlarında ciddi bir başarısızlığın yaşandığına dikkat çeken Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Veysel Beyazadam, 4+4+4 siteminin ilk simülasyonun başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi. Beyazadam, tercihler döneminde öğrenci ve velilere imam hatip liselerinin dayatıldığına da dikkat çekti. 

Haberin Videosu

Eğitimde yaşanan eşitsizlikler ve çelişkilerin daha da derinleştiği, eğitim sisteminin iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirilmeye çalışıldığı bir eğitim-öğretim yılının sonunda yapılan LGS sınav sonuçlarında yaşanan başarısızlığı Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Veysel Beyazadam ile konuştuk.

“ÖĞRENCİLERİN SÜREÇ ODAKLI BİR EĞİTİM ALMASI GEREKİR”

“Öncelikle Eğitim-Sen olarak öğrencilerin sonuç odaklı değil süreç odaklı bir çalışma yürütülerek bir eğitim almasını istiyoruz” diyen Beyazadam, öğrencileri birbirleri ile yarıştıran değil onları kendi özelliklerine göre üst öğrenimine yönlendirecek bir sistemin olmasını istediklerini söyledi.

LGS Sınav sonuçlarında ciddi bir başarısızlığın olduğunu belirten Beyazadam, bu başarısızlığın sistemsel olarak yönetenlerin, iktidarın ve MEB’in başarısızlığı olduğunun altını çizdi.

Geçen yıl LGS sınavlarında tam puan alan öğrencilerin sayısı 565 iken bu yıl 185’e düştüğünü kaydeden Veysel Beyazadam, yaşanan başarısızlığın nedenlerini şöyle açıkladı:

“Bunun nedenleri düşünüldüğünde sınavın zorluk derecesi değildir ana mesele; öncelikli söylenmesi gereken 4+4+4 sistemindeki o yapıyı ilk  defa olarak bu yıl sınava girdiler. Onun bir bakıma ilk simülasonu ilk uygulamasıydı. O dönemde ısrarla öğrencilerin soyut öğrenme becerileri hala gelişmemişken 5. sınıfın genel olarak sonundan itibaren somuta indirgenmiş olan bilgi becerilerin değerlendirmesi gerekiyorken iktidar 4+4+4 sistemiyle öğrencilerin hazır bulunuşluğu henüz olgunlaşmamışken bu yönteme başvurdu. Bu da ilk olarak sınava giren yaş jenerasyonu bakımından değerlendirildiğinde başarısızlığın önemli nedenlerinden biridir. Çünkü temel bakımından hazır bulunmuşluk düzeyinin yeterli olmadığını gördük.

“MÜFREDAT BAŞARISIZLIĞI”

İkinci olarak müfredatın da başarısızlığıdır. Çağdaş, demokrat, laik ve ilerici bir anlayışla oluşturulan müfredat bu haklarınızın en gerçekçi ihtiyaçlarını karşılayan tutum iken maalesef müfredat incelendiğinde gerici bir yaklaşımla tam olarak çağdaş yaşam ihtiyacını karşılayacak bir durumda olmadığı ortamda.

“EĞİTİMDE CİDDİ BİR EŞİTSİZLİK VAR”

Ortada ciddi bir eşitsizlik var. Pandemi sürecinde uzaktan eğitimi bir ana argüman olarak ortaya koydu Milli Eğitim Bakanı.
Oysa biz uzaktan eğitim asla yüz yüze eğitimin yerine geçecek bir durum değil. Bir kere burada teknolojik olarak araçlara donanıma sahip olmayan öğrencilerimizin dezavantajı söz konusuydu. İzmir’de evinde televizyonu olmadığı için Eba Okulu, TRT okulu takip edemeyen öğrenciler oluştu. Siz böyle bir durumda nasıl adil bir yarış düzeninden veya bu anlamda teknik anlamda bir eşitlikten bahsedebilirsiniz.

Politikalar bir bütünlüklüdür. Yani eğitim politikası ekonomi politikasıyla çok ilintili. Yapılan araştırma şunu ortaya koydu: Anne Baba eğitiminin yükseldiği bir ortamda çocuğun başarı durumu da yükseldi. Sınav sürecine dayalı sistem, bu toplumun dezavantajlı gruplarının çocuklarına da yansıyan bir eşitsizliği ortaya koyuyor. Ekonomik olarak toplumu, aileyi huzurlu kılmazsanız bu sıkıntı, dezavantaj sadece aile bireylerine değil çocuklarına da yansıyan bir durumdur. Başka bir yönüyle özel öğretim kurumlarından bahsetmek gerekiyor. Bu yıl LGS sınavından en belirleyici olan test yabancı dil testleri. Yabancı dil testi dediğiniz zaman devlet okullarında yabancı dilin nasıl verimsiz geçtiği herkesin malumu. Yabancı dili özel okulda gören bir öğrenci doğal olarak bu yarışta akranlarından daha avantajlı hale dönüştü. Yani tümüyle değerlendirdiğinizde bir eşitsizlik bir haksızlık ortamı söz konusu.

“ÖĞRENCİLER VE VELİLERE İMAM HATİPLER DAYATILIYOR”

Bunu başka bir yönüyle yerleştirme ve tercihlerde de göreceğiz. Bu ikinci aşamada oraya da yansıyan bir sıkıntı. Eğitim-Sen olarak pandemi koşullarında sınavın yapılmasına karşıydık. İnsan sağlığı yaşamsal olarak en temel haktır. Pandemi koşullarında çocuklarımızın içinde bulunduğu ruh durumu o gerginlikleri sağlıklarına dair endişeleri, örseleyici yıpratıcı olmuştur. Alında burada Milli Eğitimin genel olarak yürütümünü değerlendirdiğimzde vakıfların, derneklerin veya iktidarın kendine ait ideoloji alt yapısını oluşturan yapıların kapatılmasından sonra, bundan dolayı kendilerine yakın ideolojik bir empozeden kaynaklı alan kaybetmelerinden kaynaklı imam hatiplere bir dayatma söz konusu. Yani öğrencileri ve velileri imam hatip liselerine yerleştirmeye dair bir dayatmadır. Bu dayatmayı nereden görüyoruz? Bu dayatma saf bir suçlama değil. Rakamlar bunu ortaya koyuyor.

Geçen yıldan bu yana sınavla öğrenci yerleştiren imam hatiplerin sayısı 339 iken, bu yıl 505 yükselmiş durumda. Anadolu Liselerinde geçen yıl 266 okul sınavla öğrenci yerleştiriyorken bu oran bu yıl 339 çıkmıştır. Yani buradaki orantı şunu söylüyor: Öğrencileri, velileri, imam hatip liselerine yerleştirmeye zorlayan bir anlayışla karşı karşıyayız.”

Beyazadam, tüm öğrencilerin kendi istekleri ve yeteneklerine göre okul türlerine yerleştirilmesi gerektiğini belirterek, bu görüntünün 21. Yüzyılın Türkiye’sine yakışmayan bir görüntü olduğunu söyledi.

“4+4+4 SİSTEMİNDEN BİRAN ÖNCE KURTULMALI”

Eğitim alanında yaşanan sorunların çözümüne ilişkin ise Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Veysel Beyazadam şu önerilerde bulundu:

“İlk etapta 4+4+4 denilen o garabetten biran önce vazgeçilmeli, çözüm önerisi olarak 6+3+3 gibi yine 12 esas alan ama öğrencinin soyut beceri kazanma noktasında biraz daha zamana ihtiyaç duyduğu bir düzene geçilebilir. Özel okullara aktarılan finansın devlet okullarına yatırım olarak dönmesi söz konusu. Bu yola başvuru yapılmalı. Özellikle öğretmen eğitimine, fiziki yapının zenginleşmesine yer verilmelidir.”

“OKULLARIN PANDEMİ SÜRECİNDE AÇILMASI DOĞRU DEĞİL”

Okulların, 31 Ağustos’da pandemi sürecinde açılmasını doğru bulmadığını belirten İzmir Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Veysel Beyazadam, “Bakanlığın ortaya koyduğu veriler ve simülasyonlar gerçeği yansıtmıyor. Özellikle okullaşma oranına yatırımın bu kadar az olduğu bir ortamda siz sınıflarda metrekare başına şu kadar öğrenci düşecek vs. derseniz bu sadece yanılsamadan ibaret olur. Çok basit bir gerçeklilik var ki; ifade ettikleri rakamlar Türkiye gerçekliğine uymamaktadır. Bugün bir takım değişimlerden bahsediliyor ama bu değerlendirmeler yapılırken biz sendikaların görüşü alınmadan karar dayatılıyor. Biz Eğitim-Sen olarak önce çocuklarımızın sağlık kaygısı içerisinde değerlendirilmesini istiyoruz. Burada sırf ekonomik kaygılarla çarklar dönsün diye eğitimin, çocuklarımın buna kurban edilmemesi gerekiyor. Okulların açılmasını doğu bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.

PİRHA/İZMİR 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak