Alevi Haber Ajansi

‘4 Kapı’dan 40 Makam’dan içeriye girmek müsahip tutmak ve ikrar getirmekle başlar’-VİDEO

PİRHA – İsmail Acar Dede, “4 Kapı 40 Makam” öğretisi hakkında bilgi verdi. Müsahip olup ikrar vermenin önemine vurgu yapan İsmail Acar, “Kişi önce çiğ kalmamak adına içindeki kini, hırsı, kötülüğü bedeninden atmalıdır. Ancak insan-i kamil olunduğunda 4 Kapı 40 Makam’dan geçilmiş olunur. Bu da kırk yıl süren bir evredir” dedi. 

İnsan-ı Kamil olmanın önceliği olarak gösterilen 4 Kapı 40 Makam öğretisi Alevi inancında nasıl tanımlanır? Dede İsmail Acar ile konuştuk.

Arzuman Ocağı evlatlarından İsmail Acar Dede, 4 Kapı 40 Makam geleneğinin, bir anlamda “Sırrı hakikate” ulaşmanın karşılığı olduğunu ifade etti. İsmail Acar Dede, ancak Yol’un bütün gerekleri yerine getirildiği zaman bu evreye ulaşılabileceğinin altını çizerek, 4 kapı 40 Makam öğretisinin nasıl başladığını şu sözlerle anlattı:

“Kişi önce kalıptır, kalıptan dışarı çıktığında talip olur. Talipten ise dışarı çıktığında artık bazı şeyleri merak etme, öğrenme, araştırma, arzuda bulunma talepleri ortaya çıkar. Daha sonra çevresinden duyduğu Aleviliği merak eder. İşte o zaman ‘Bir rehbere, bir pire yetesin, bir mürşide varasın. Kapıdan içeri girebilecek misin?’ diye de sorarlar.

Daha sonra bu araştırma sonucu kişi, galiplikten çıkar talipliğe erer ama talip olamaz. Talip olacağı zaman evlenir. Soyun yürüyebilmesi için evlilik şarttır. İki başı bire getirmek gerekir. Yani müsahipliğin yarısıdır. Evlenirler ve sonra bir mürebbiyeye yeterler. ‘Mürebbi’ Anadolu’da farklı farklı isimler alır. Kimi ‘rehber’ kimi, ‘Yol Ulusu’ diye gösterir ama mürebbi rehber olarak görev yapar.

Mürebbi bu iki kişiyi alır ve pire götürür. Dedenin huzuruna çıkan iki kişiye sorulur; ‘Neden geldiniz, ne gördünüz, ne işittiniz, ne bildiniz?’

O anda rehber der ki ‘Prim, bu talip adayları Yol’a talip olmak istiyorlar’. Dede o anda ‘Kişi, pire yetmeli ki rehberi de mürşit görsün. Kişi mürşit eteğinden tutsun ki 4 Kapı’dan 40 Makam’dan içeri girsin’…”

“ÖNCELİKLE MÜSAHİP OLUNUP, İKRAR VERİLMELİ!”

İsmail Acar Dede, 4 Kapı’dan 40 Makam’dan içeriye girmenin müsahip tutmak ve ikrar getirmekle başladığının altını çizerek sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

“Aynı zamanda Hakk’a bağlanmak, rehbere yetmek, piri bulmak, mürşide yetmek demek… ‘Eğer bunları yerine getirebilirseniz biz, size bir nişane gösteririz’ der. O anda rehber ‘Prim bunun manası nedir?’ diye sorar. ‘İki kişi daha olacak, bulsunlar’ der.

İki can, iki bacı, dede huzuruna çıkarlar. Dede, Alevilerin bir kısmının yerine getirmiş olduğu tercüman elmasını dörde böler, dualar ve rehberin huzurunda o 4 cana verir ve ‘Hadi bu lokmaları yiyin. Sizi bir yıl gözetçi tuttum’ der. ‘Danışın, kaynaşın, alışveriş yapın. 1 yıl sonra’ ‘Dedem biz bir bütünüz. Dördümüz birdir, birimiz de dörttür. Gönlümüzü bire getirdik. Müsahip gömleğine girmek, 4 Kapı’dan 40 Makam’dan yürümek dileriz’ dediklerinde dede der ki ‘Gözcü tayin kıldım. Sizi bir yıl kontrol edecek’. Ve onları huzurundan gönderir. Bir yıl sonra kararlaşan kişiler dede huzuruna çıkarlar ve derler ki ‘prim biz hazırız’. O zaman dede, ‘Varın gidin sizi tanıyan bütün insanlara haber verin, kurbanınızı, cemevinizi ayarlayın, sizi Hakk meydanında, pir huzurunda, şahitlerin muhabbetinde müsahip gömleğine alacağız’ der.
İşte şimdi 4 Kapı 40 Makam’a geliyoruz.”

“MARİFET; MUSAHİP VE PİRİ İLE BERABER YOL’U GÖTÜRMEK DEMEKTİR.”

İsmail Acar Dede, 4 Kapı; Yani ‘Şeriat, Tarikat, Marifet ve Sırrı Hakikat Kapılarının da anlamlarına dikkat çekti. Söz konusu öğretinin bir tür “Okul” olduğunu ifade eden İsmail Acar Dede, bu süreçten sonra Yol’un nasıl sürdürülmesi gerektiğini ise şu sözlerle anlattı:

“Şeriat, annedir. Tarikat, babadır. Marifet, ilmi-i hikmettir. Sırrı Hakikat ise yaşadığımız olaydır. İmam Cafer buyruğuna göre anadan doğup Hakk’a göçeceğimiz güne kadarki olanlar büyük bir sınavdır.

Şeriat 2 kısma ayrılır. Birisi ‘Şeri at’, diğeri ‘Şeriat’.

‘Şeriat’, toplumda çok gerçeği bilmeyen, övünen kişilerin toplumudur. Ama ‘Şeri at’ isterse kişi, önce bedendeki çiğ sütü pişirmesi gerekir. Kini, kibiri, nefreti, benliği, hırsı, kötülenmeyi bedeninden kaldırıp atsın. Şeri at, ‘Şartım’ demektir. Tarikat ise ‘Terkim’ demektir. Yani ‘Topluma girmek’ anlamındadır. Topluma girmezsen tek başına nasıl talip olacaksın? Seni birilerinin tanıması gerekir.

Alevilerde yazılı hukuk tarihi geçmez iken Hakk ve Hakk mahkemesi vardır. Hala devam eder. Hakk ve Hakk mahkemesini ilşa edebilmek için kişinin talip olması, 4 Kapı 40 Makam’dan içeri girmesi gerekir.

Marifet, musahibi, piri ile beraber Yol’u götürmek demektir. ‘İlmi-i Hikmet’ demektir.

‘Sırrı Hakikat’ ise tıpkı üniversitede master evresinin bitmesi gibi şimdi sırrı hakikatte hem mürşitler hem pirler hem ana-bacılar hem Yol uluları senden her şeyi ister.

Çağrılırlar ‘Ne gördünüz, ne duydunuz, ne yaşadınız?’ diye sual ettiklerinde onlar, bildikleri kadarıyla ‘Pirim, biz Hakk huzuruna rehberimiz ile şeriat kapısından içeri girdiğimizde şartımızı Hakk’a bağlanmayı, Hakk ile Hakk olmayı, Hakk’ı vahdeti vücutta aramayı; Vaktinde Hakk’a bağlanmayı dilimizle söyledik, kulağımızla dinledik, sırrı hakikati bildik ve kalbimizle tasdik ettik.
Tarikatta ise ikimiz birdik, dördümüz sır olduk, marifete erdik’… İlimli, bilimli, alçak gönüllü olmak ve doğruluktan ayrılmamak, nefsi müdafaaya hiçbir zaman yenik düşmemek… Alevilik’teki nefis, dünyayı bir insanın nefsinden koruyabilme olgusudur. Verani Sultan bununla alakalı diyor ki ‘Ey Ademoğlu, nefsine yenik düşersen Adem içinde kalırsın hayvan, ey Ademoğlu nefsine yenik düşmez isen gene Adem içinde kalırsın insan.’ Onun için 4 Kapı 40 Makam 40 yıl sürer. Kişi 4 Kapı’yı 40 Makam’ı hemen hemen öğrenir hale gelip, pirin yanına durduğunda şimdi insan-i kamildir. O zaman eline, diline, beline; işine, aşına, eşine; özüne, sözüne, gözüne sahip olmayı bilendir. Arkasından ‘Arş-ı rahman’ dediğimiz ilk beş ana unsurun birisi aklı, birisi sabrı, birisi şükrü, birisi marifeti ve birisi de hırsı temsil eder. Kişi eğer hırslanır da şükrünü, sabrını, marifetini bilmez ise akıl baştan gider ve yenik düşer. O zaman nefsin hırsı sana her şey yaptırır. Ama kişi marifetinden haberdar olur, sabrını kontrol eder ve hırsına yenik düşmez ise akıl başta durur. İşte şimdi ademdir.”

“İŞTE ŞİMDİ YOL BAŞLADI”

Sonrasında ‘dost gezerken dostların gönlünü incitme’ kuralını 4 Kapı 40 Makam öğretisinden öğrenmiştir. Gördüğünü örtmeli, görmediğini söylememeli, yalancı şahitlikte bulunmamalı, nifak tohumları ekmemeli, bir başkası için kötü düşünmemeli. Onun için hoşgörüden hiçbir zaman ayrılmayacak, ailesini bilecek, cehaleti yenmek için ilime yönelecek.

Pirler ‘Şeriat ‘Dil’dir, Tarikat ‘Yüz’dür, Marifet ‘Kulak’tır, Sırrı Hakikat ise ‘Gök ata, yer toprak anadır’ diye buyurdular.

Şeriat ‘Su’dur.

Su vardır abdeste yaraya, abdest vardır insana yaraya.

Peki insan, insan olmadıktan sonra abdest neye yaraya?

Bakalım kişi özünü yıkayabildi mi ki yüzünü yıkayabilsin.

Dilinden haberi var mı ki gözünü yıkayabilsin!

Onun içindir ki Tarikat’ta toplum olarak kalabilmek için kişi önce öz benliğini koruyabilmesi gerekir. Şeriatı suya benzetmişlerdir. Tarikatı ise gemiye… Marifeti rüzgara benzetmişlerdir. Sırrı hakikati ise nefise…

Şeriat bir ocaktır. Seni dervişler, pirler yetiştirirler ve marifetini görmek isterler. Derler ki ‘Hadi bakalım şu ocağı yak’. Ocağı yaktın, peki kazanı üzerine nasıl koyacaksın? Kazanı ocağa koyabilmek için peşine lokması gerekir. Lokmayı yiyebilen kişilerin seni tanıyabilmeleri gerekir. Sonrasında ise sofrayı sereceksin. Bir kişinin sofra serebilmesi için cömert olup, paylaşmasını bilmesi gerekir.

Pişirdi ve şimdi ise dağıtacak. 4 Kapı’yı Kırk Makam’ı işlemiş bir talip var bir de işlemeden kendisine ‘Aleviyim’ diyen kişi var. Kul himmet bu muhabbetle alakalı güzel bir söz söylüyor:

‘Talip yola rızasız gidersin, rehberin yüzünü gördün mü talip?

Şu dünyanın malını mülkünü neylersin, bir pire ikrar verdin mi talip?

Elimi elime, elimi mürşide götürür

Sorar, ağzım yaraları bitirir

Ben dolup bir kapıda durdun mu talip?’

 

İşte şimdi şeriat kapısından içeri girecekler

4 Kapı’dan içeri girerler

Gönülleri birleyip dara dururlar

Mahşer sorgusunu burada sorarlar

Bu divanda sorgunu verdin mi talip?

 

Kul Himmetim güruhu naciler

Şah aşkına su dağıtır bacılar

Tecellaya dolaşır musahip canlar

Ehli irfan cemini gördün mü talip?’

Şimdi 4 kapıyı kırk makamı duydular, müsahip oldular, ikrar getirdiler, gömleğe girdiler, ölmeden önce ölme sırrından geçtiler. Pir, pençesini omuzlarına vurdu ve şimdi Aleviler. İşte şimdi Yol başladı. Artık bundan sonra 4 Kapı’nın 40 Makam’ın gerektirdiği bütün kural ve kaideleri; yani 70 bin kelamı dedeler; 20 bin kelamı talipler yerine getirmek üzere şimdi okul başladı.”

“VAKIFLARDA YAPILAN CEMLER TAM BİR GÖRSELLİK”

İsmail Acar Dede, 4 Kapı 40 Makam öğretisinin günümüzde ise yaşanamadığına vurgu yaparak sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

“Alevilik denildiği zaman ben her zaman şunu söylüyorum; Aleviliğin 2 kapısı vardır. Birisi ‘Pir kapısı’ diğeri ise ‘Talip kapısı’. Herkes Aleviliği okuyabilir, araştırabilir, yazabilir. Pir ile talip yan yana gelmediği sürece Alevilik yüzeyselleşiyor. Hep şunu söylüyorum; ‘Talipler, biz elimize lokmayı alıp her cemevine geldiğimizde, lokmaları beraber yediğimiz sürece siz sadece Aleviliğin dışsal kısmını göreceksiniz’.

Yol’u, erkanı, musahip, görgü, düşkün cemini görmeyip, evlenen çiftlerin yaşları geçmeden ikrara tabi tutulduklarını, dede huzuruna çıktıklarını görmeyip, vakıflardaki ceme gelip dedeleri, deyişleri dinleyip 12 hizmeti görüp ve çıkıp gideceğiz. Bu tam bir görsellik. Şimdi hep böyle devam ediyor. Ama Yol, erkan yürüten ocakzadelerde bu durum farklı.”

Eren GÜVEN / ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak