PİRHA-İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’nun düzenlediği F oturumunun 264. haftasında hasta tutuklu Ali Tanrıverdi’nin serbest bırakılması istendi.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komiyonu’nun cezaevlerindeki keyfi uygulamalara ve hasta tutukluların durumlarına dikkat çekmek amacıyla düzenlediği F Oturumunun 264. haftası gerçekleştirildi. Bu haftaki eylemde hasta tutuklu Ali Tanrıverdi’nin durumuna dikkat çekilerek serbest bırakılması istendi. Eyleme tutuklu yakınlarının yanı sıra birçok insan hakları savunucusu katıldı.
Eylemde “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın”, “Ali Tanrıverdi serbest bırakılsın” yazılı pankartlar açılarak “İnsan haklarıyla insandır”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın”, “Ali Tanrıverdi serbest bırakılsın” ve “Tedavi haktır engellenemez” sloganları atıldı. Eylemde 25 hapishanede 238 siyasi tutuklunun 60. günde olan açlık grevlerine dikkat çekildi. Haftanın basın metnini insan hakları savunucusu Taylan Bekin okudu.
“İNSAN HAKLARI HAFTASINDA GÖZALTIN ALINDI”
Bekin, İHD Mersin Şube başkanı olan Ali Tanrıverdi’nin İnsan Hakları haftasında katıldığı bir etkinlikte gözaltına alındığını belirtti. Bekin, 71 yaşında emekli bir öğretmen olan Ali Tanrıverdi’nin Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla PKK, KCK operasyonu adı altında, içinde Mersin’deki sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve belediye çalışanlarının da olduğu yaklaşık 150 kişi ile birlikte gözaltına alınarak 20 Aralık’ta da tutuklandığını kaydetti.
Bekin, Tanrıverdi’nin İHD’ye gönderdiği mektupta gözaltına alınma nedenini şu şekilde anlattığını söyledi: Cezaevinde yaşamına son veren bir üniversite öğrencisine yaptığım bir paylaşım; Cezaevlerinde artık ölümler olmasın dediğim, yine Mersin’de sokak ortasında polisin attığı gaz fişeği ile başından ağır yaralanan bir çocuğun hastanede ameliyat olduktan sonra çekilen bir fotoğrafını paylaştığım için gözaltın alındım. Benden Yoksullukla Mücadele Derneği (Nar-Der)’ne üye olma sebebim sorulurken dernek başkanı hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır”
“ÇIPLAK DEĞİL ÇIRILÇIPLAK UYGULAMA”
Bekin, Tanrıverdi’nin mektubunda onurunu incitecek şekilde çıplak değil, çırılçıplak uygulamayla karşı karşıya kaldığını, intikamcı sözlere muhatap olduğunu ve aksatmaması gereken ilaçlarının verilmediğini yazdığını da belirtti. Bekin, Tanrıverdi’nin 20 yıldır hiper tansiyon hastası olduğunu, kalp krizi geçirdiğini, 2 defa anjiyo olduğunu, sağ ana damarının tamamen, sol ana damarının ise %60 oranında kapalı olduğunu, troid bezinin kötü huylu olması nedeniyle ameliyatla tamamen alındığını ve bunun sonucunda da denge problemi yaşadığını, ayakta durmakta zorlandığını belirtti. Bekin ayrıca Tanrıverdi’nin şeker hastası olduğunu ve katarakt ameliyatı olduğu halde görme oranının giderek azaldığını da kaydetti.
Bekin, Tanrıverdi’nin mektubunda bırakılması için girişimlerde bulunulmasını istemediğini, çünkü bireylere yönelik çabaların anlamsız olduğunu düşündüğünü belirterek Tanrıverdi’nin istediklerini onun ağzından sıraladı: “Bir insan hakları aktivisti olarak, bir insan hakları örgütü başkanı olarak yaşadıklarımın; başta derneğimiz olarak demokratik kurumlarla, kamuoyuyla paylaşmanızı talep ediyorum. Yaşadığımız sıkıntıları paylaştırarak yaşama direncimizin artırılmasını istiyorum. Sistemin istediği o yalnızlaştırmaya, sahipsizleştirmeye fırsat vermemenizi istiyorum”
Bekin son olarak Tanrıverdi’nin sosyal medya üzerinden hak ihlallerini içeren paylaşımlarda bulunduğu için haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklandığını, ciddi kronik rahatsızlıkları olduğu ve hapishanelerin olumsuz koşullarının etkisiyle ciddi hayati risklerle karşı karşıya kalabileceğini hatırlatarak serbest bırakılmasını talep etti. (HABER MERKEZİ)
Haberin Videosu
Yoruma kapalı.