Alevi Haber Ajansi

2 Temmuz afişinde DAD logosuna yer verilmemesine tepki: Tecrit edilircesine bir yaklaşım!

PİRHA – Madımak tertip komitesi toplantılarına katılan Alevi kurumları, 2 Temmuz çağrısı için ortak afiş yayınladı. Tertip komitesinin toplantılarına katıldığı halde afişte logosuna yer verilmeyen Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), duruma tepki gösterdi. Konuyla ilgili açıklama yapan DAD, “Alevilikle alakalı neredeyse her gündemde maruz kaldığımız bu karşıt yaklaşım; giderek irade kırmaya, yok saymaya ve sonuç olarak DAD fobisi haline gelmeye doğru evrilmektedir” ifadelerine yer verdi.

Sivas Katliamı’nın yıldönümü olan 2 Temmuz’da Madımak Oteli önünde yapılacak anma için çok sayıda kurum bir araya gelerek toplantılar düzenledi. Demokratik Alevi Dernekleri de (DAD), Madımak tertip komitesinin toplantılarında yer aldı.

Yapılan çalışmalar sonrasında kitlesel biçimde 2 Temmuz’da Sivas’ta olunacağı mesajını veren bir afiş hazırlandı. Afişte DAD logosunun olmaması ise tepkilere neden oldu. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan DAD, söz konusu kararın nasıl çıktığını ve “tertip komitesi toplantıları dışında bu konunun nerede ve kimlerle konuşulduğu” sorularını gündeme getirdi.

DAD açıklamasının devamında yoğun bir şekilde Alevi kamuoyundan gelen “Madımak anma programında neden yoksunuz?” tarzında ki sorulara, gelinen aşamada kaçınılmaz gördükleri üzere basın yoluyla toplu bir cevap verme gereği duyulduğu belirtilerek, “Yöntem olarak basın yoluyla çözüm aramayı benimsemesekte, yıllardır yaşanan tıkanıklığı aşmak ve kamuoyunu bilgilendirmek adına böyle bir ihtiyaç hasıl oldu” denildi.

“TECRİT EDİLİRCESİNE BİR YAKLAŞIM”

DAD Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamanın tam hali şu şekilde:

“Madımak katliamı davasının hukuki düzlemde “zaman aşımına” sürüklenip, üstünün örtülmeye çalışıldığı bir dönemde katliamın 31. yıldönümünü karşılamak üzereyiz. Yıllardır olduğu gibi yine bu sene de Alevi kurumlarının öncülüğünde 2 Temmuz’da Sivas’ta katliam anması gerçekleştirilecek. Bu yıl yapılacak olan anma; Alevilerin ve toplumsal vicdanı diri olan tüm demokrasi güçlerinin, “insan yakmanın zaman aşımı olmaz, bu dava mahşere kalmaz” sloganları etrafında kenetlenip, mücadele hattı geliştirmesi gereken tarihsel bir dönemece denk gelmekte.

Bu bilinç ve hissiyatla, bu yılki anma programının içeriğini belirlemek üzere birkaç haftadır Ankara’da gerçekleştirilen toplantılara kurum olarak bizler de katılım gösterdik. Yapılan toplantılar sonucunda tertip komitesi kuruldu ve kurumsal olarak bizlerinde dahil olduğu komite, emek vererek çeşitli çalışmalarda bulundu.

Süreç bu yönde ilerleyip, anma programının içeriği somutlaşırken, tertip komitesi toplantılarına katılan diğer Alevi kurumları 2 Temmuz çağrısı niteliğinde ortak bir afiş yayınladı. Afişte toplantılara katılan tüm Alevi kurumlarının logosu mevcutken, bir tek kurumumuza yer verilmemişti. Ne yazık ki bu gelişmeyi yan yana oturup cemal cemale baktığımız toplantılarda değil, herkes gibi bizlerde sanal medya ve basın üzerinden öğrenmek durumunda kaldık. Haliyle bu yaklaşımın nedeni tarafımızca eleştirel bir şekilde irdelendi. İzaha muhtaç olan bu durumun nedenlerini sorduğumuzda, birinci dereceden temsiliyeti olan muhataplıklardan alınan cevap “tek başına bizlik bir durum değil, bu tartışmalar tüketildi” yönünde oldu.

Öncelikle bu kararın nasıl çıktığını, tertip komitesi toplantıları dışında bu konunun nerede ve kimlerle konuşulduğunu ve hangi esaslar üzerinden tartışmaların ‘tüketildiğini’ bilmek gibi bir hakkımız olduğunu dile getirmeliyiz.

Önceki senelerde Sivas’ta gerçekleşen 2 Temmuz anma programlarında kurum yöneticilerimizin ve eş genel başkanlarımızın “fiziki engellemelere” maruz kalarak platformdan uzaklaştırılmaya çalışıldığını da bu vesileyle dile getirmek gerekiyor. Bu yöndeki açığa çıkan tüm provokasyonlara rağmen, yine de Madımak Şehitlerine bağlılığın gereği olarak her sene Sivas’a giderek, yapılan anmalara katılım konusunda ısrarlı davrandık. Karşı karşıya kaldığımız tüm olumsuzluklara rağmen, yine bu sene gerçekleştirilecek olan anma programına güç verme amacıyla dahil olduğumuz tertip komitesi çalışmalarından, değindiğimiz şekilde ‘tecrit’ edilircesine bir yaklaşım geliştirilerek dışlanmamızın hiçbir haklı gerekçesi olamaz.

“BU KARŞIT YAKLAŞIM DAD FOBİSİNE EVRİLMEKTE”

Açığa çıkan bu yaklaşımları kabul etmediğimizi ve Madımak davasının tüm Alevilerin ortak davası olduğu gerçeği gibi, aynı zamanda evrensel hale gelmiş bir insanlık davası niteliği taşıdığını da vurgulamalıyız. Bu dava kapsamında kimse kimsenin duyduğu acıyı ve devamında mücadele etme niyetini sorgulayamayacağı veya engelleyemeyeceği gibi, yine hiç kimse acının ve mücadelenin tekil sahibi olarak da kendini görmemelidir.

Madımak’ın hala yüreğimizde yanan ateşini hissederek demokrasi mücadelesi vermek isteyen bizlerin, aynı zamanda bu doğrultuda öğretimizin öğütlediği “Yolda birlik” anlayışından da asla taviz vermeyeceği bilinmelidir. Dolayısıyla “yol taşını, yol kuşuna atmak” gibi bir derdimiz yok. Lakin “Yol taşının”, Yol’a talip olan bizlere atılmasını da kabul etmemiz mümkün değildir.

Kurumlar arasında daha önce yapılan görüşmeler olmasına ve sonucunda belirli düzeyde bir ikrarlaşma açığa çıkmasına rağmen, her sene aynı sorunla tekrardan karşılaşmak ve bu tıkanıklığı kalıcı bir şekilde ortak Alevi aklıyla çözememek, felsefemizle bağdaşmamaktadır. Güncel süreçler veya takvimsel dönemler itibariyle açığa çıkan Alevilikle alakalı neredeyse her gündemde maruz kaldığımız bu karşıt yaklaşım; giderek irade kırmaya, yok saymaya ve sonuç olarak DAD fobisi haline gelmeye doğru evrilmektedir.

Kaygı verici bu süreci Alevice çözmek adına, cem olma ve dara durma bilinciyle, tüm musahip gördüğümüz kurumlarla bir araya gelip öğretimizin edep erkân ölçüleri temelinde nitelikli bir muhabbet meydanı açma gibi bir ihtiyaçla karşı karşıya olduğumuz açıktır.

Yoğun bir şekilde Alevi kamuoyundan gelen “Madımak anma programında neden yoksunuz?” tarzındaki sorulara, gelinen aşamada kaçınılmaz gördüğümüz üzere basın yoluyla toplu bir cevap verme gereği duyduk. Yöntem olarak basın yoluyla çözüm aramayı benimsemesekte, yıllardır yaşanan tıkanıklığı aşmak ve kamuoyunu bilgilendirmek adına böyle bir ihtiyaç hasıl oldu.

ÇEDES projesi, yeni eğitim müfredatı ve Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bünyesinde yürürlükte olan tüm asimilasyon politikalarına karşı, tarihin bizleri birliğe zorladığı bir süreçten geçmekteyiz. Bu vesileyle bir olmanın, iri olmanın, diri olmanın içinden geçtiğimiz sürece cevap geliştirebilecek yegâne yöntem olduğu bilinciyle, Yolda birlik ilkesine olan ikrarımızı bir kez daha vurguluyor ve aynı zamanda bir çağrı olarakta dile getiriyoruz.

Aşk ile…

Zaman Sahipsiz, Mekân Rızasız, Mazlum Çaresiz Değildir!”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak