PİRHA- 16 Nisan tarihinde gerçekleşecek referanduma ilişkin PİRHA’ya konuşan HDP PM üyesi Bedriye Yorgun, “hayır”ın şimdiden kazandığını belirtirken, açlık grevinde olanların, cezaevlerindeki işkenceye karşı bir direniş sergilediğine dikkat çekerek, nasıl bu zulme “hayır” demeyelim” diye sordu.
Referanduma sayılı günler kala, PİRHA’ya konuşan HDP PM üyesi Bedriye Yorgun, halkın içerisinde sessiz bir “hayır” olduğunu belirterek şunları ifade etti;
“İktidar “hayır çalışmalarına karşı yoğun bir yıldırma politikasını uyguluyor. Bu sandık önümüzdeki süreçte ya demokrasinin, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışın kazanmasının ortaya çıkması anlamına gelecek ya da son iki yıllık uygulamalarına “evet” demek anlamına gelecektir. Kadınlar, gençler, işsizler, tacize-tecavüze uğramışlar, Kürtler, Aleviler, yani toplumun tüm kesimleri iktidarın zulmüne “hayır” diyor. Hayır bir yerden yükselmiyor, Türkiye’nin her yerinde yükseliyor.”
Bugün sadece cezaevlerinin kapasitesinin bu kadar aşılmış olması bile koşulların nasıl olduğunu ortaya koymak anlamında önemli bir yerdir” diyen Yorgun şunları söyledi:
“Cezaevlerinde bulunanların son bir yöntemi vardır. O da açlık grevi. Vahşet, hukuk tanımaz uygulamalar Türkiye’nin her tarafında bulunan cezaevlerine yayılmış durumda. İnsanlar buradaki tecride, sağlıksız koşullara, uygulanan bütün politikalara karşı bir direniş içindeler. Bunu görmeyen bir anlayışa nasıl “hayır” demeyelim.”
Ülkenin 15 Temmuz sonrası OHAL ile yönetilmeye başlandığına dikkat çeken Yorgun şöyle konuştu:
“15 Temmuz’un nedenleri, nasılları önümüzdeki süreçte aydınlanacaktır. Bu ülke sadece bir 15 Temmuz yaşamadı. 20 Temmuz darbesi yaşadı. Darbelere sadece tanklarla, toplarla olmaz. 20 Temmuz OHAL hükümeti ortaya çıkarmıştır. OHAL uygulamaları içerisinde basının sesi kısılmıştır. Kadın kurumlarından, yöre derneklerine kadar bir çok kuruluş kapatılmıştır. Yine OHAL kararnameleriyle, bu halka hizmet veren emekçiler kamudan uzaklaştırılmıştır. 16 Nisanda bütün bu uygulamaları yasallaştırmak istiyorlar. 12 Eylül zihniyetinin yeniden tahkim altına alınmasını istiyorlar. Dolayısıyla emekçiler, kadınlar ve zulmü görenler, 16 Nisan da OHAL ülkesi yaratmak isteyenlere “hayır” diyecektir. Bir bütün olarak Türkiye’de gerek halkların kimlikleriyle, gerek inançların kimlikleriyle, gerek kültürlerin kimlikleriyle var olma mücadelesi, birlikte yaşam, demokratik cumhuriyet mücadelesini verirken, mevcut tekçilik anlayışına “evet” demeleri mümkün değildir. 16 Nisan halkların, inançların, kültürlerin, her alanda direniş gösterenlerin baharı olacaktır.”
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.