Alevi Haber Ajansi

14 Aralık’ta duruşması var; ‘İntihar yerine isyan etmeyi tercih ettim’-VİDEO

PİRHA-OHAL KHK’si ile işinden ihraç edildikten sonra Ankara’da eylemler yapan sağlık emekçisi Mahmut Konuk, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlaması ile mahkemeye çıkacak. Konuk, 14 Aralık’taki duruşma için dayanışma çağrısı yaparak, hükümeti de Seyit Rıza’nın “Ben sizin hilelerinizle baş edemedim bu bana dert oldu, ama siz de bana boyun eğdiremediniz bu da size dert olsun” sözleriyle eleştirdi.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Çankaya Toplum Sağlığı Merkezi’nde çalışırken ihraç edilen Mahmut Konuk, Ankara’da ‘İşimi geri istiyorum’ eylemi yaptığı için 14 Aralık’ta bir kez daha mahkemeye çıkacak.

Mahmut Konuk, 22 Kasım 2016’da 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikten sonra “40 yıllık emeğimi gasp edenler, iki elim yakanızda” yazılı önlüğünü giyerek eylemlerine devam etmekte. Konuk, “İşime geri dönmek istiyorum” talebini sürdürürken hakkında açılan yeni davaya ilişkin PİRHA’ya konuştu.

“İNTİHAR ETMEK YERİNE İSYAN ETMEYİ TERCİH ETTİM”

Pir Seyit Rıza’nın “Ben sizin hilelerinizle baş edemedim bu bana dert oldu. Ama siz de bana boyun eğdirmediniz bu da size dert olsun” sözleriyle konuşmasına başlayan Mahmut Konuk, Diyarbakır’da intihar eden KHK’lı Fatma Demirel’in yaşadıklarını da anımsattı. Konuk, ihraç politikaları sonucu birçok emekçinin hayattan koparıldığını ifade ederek şunları ekledi:

“İlk intihar haberini aldığımız kişi Mehmet Fatih Traş oldu. İhraç edilmiş bir akademisyendi. İş için başvurduğu bütün kapılar yüzüne kapanınca Fatih Traş, 10. kattan kendisini atıp intihar etmişti. Kalp krizi geçirip ölen SES Malatya eski şube başkanı 1 yıl sonra görevine iade edildi, 550 civarında KHK’li hayatını kaybetti. Bunların içerisinde 100’e yakını intihar etti, kalp krizi geçirdi ve inşaatlardan düşerek öldü. Ben de intihar etmek yerine İsyan etmeyi tercih ettim. Otuz yıldır demokratik hak alma mücadelesi içerisindeyim. Devlet, onun için beni hedef haline getirmişti. 7 Kasım 2016 tarihli bir polis fişlemesinde benim için ‘PKK-KCK içerisinde faaliyet yürütüyor’ denilerek ‘hedefimiz konumundadır’ diye bahsediliyor. Ancak PKK-KCK konusunda hakkımda açılan bir dava yok. 2 yıl sonra örgüt üyeliğinden bir dava açıldı ancak o da PKK değil DHKP-C…

İddia şu: Ben 28 Eylül 2018’de örgüt toplantısı için İstanbul’a gitmişim!
O tarihte gittiğim yer Silivri’deki yeğenimin nişanıydı. Nişan davetiyesi ile halay görüntülerini mahkemeye sundum. Savunmamda ise ‘Hayatımı kayda geçirip sırtımda mı taşıyacağım?’ dedim. Bir sene sonrasında bir daha gözaltına alındım ve bu defa 2019 tarihinde İstanbul’a gitmem örgüt üyeliğine kanıt olarak gösterildi. Yani hilelerinden vazgeçmiyorlar. Baktılar ki bir örgüt davası için bunlar tutmuyor bu sefer peş peşe ‘cumhurbaşkanına hakaret’ yoluna başvurdular.”

“AMA BEN GALİLEO GİBİ DE YAPMAYACAĞIM!”

Mahmut Konuk, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlaması ile 14 Aralık saat 11:45’te Ankara 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. “Cumhurbaşkanına hakaret denilince akan sular duruyor” diyen Konuk, işlediği iddia edilen suçlama hakkında şunları söyledi:

“Bu kez ‘işimi geri istiyorum’ eylemlerimin birinde Futbol Federasyonu’nu eleştirmiştim. O tarihlerde Fatih Terim, Futbol Federasyonu’nu eleştiriyor ve Futbol Federasyonu da diyor ki ‘efendim bu konuda kararı biz vermedik. Maçlar seyircili mi yoksa seyircisiz mi oynanacak biz belirleyici değiliz.’

Bilimsel bir yanıt vermek yerine ‘Cumhurbaşkanımız karar verdi’ deniliyor. Ben de bunun üzerine ‘Maçların seyircili mi yoksa seyircisiz mi oynanmasından araba camlarının filmine kadar her şeye karar vermenin bir kişinin iki dudağı arasında olduğu rejimin adı faşist diktatörlüktür. Böyle bir rejim ancak Hitler Almanya’sında Mussolini İtalya’sında Saddam’ın Irak’ında görülebilir. Demokratik ülkelerde böyle bir şey yok’ dedim ve bu ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ olmuş.

Ben rejimin niteliği ile ilgili bir eleştiride bulunuyorum. Futbol Federasyonu’nu eleştiriyorum. Bir de bu sözlerim arasında ‘Yalan söylediler. Darbe ile ilişkiliydiler diyerek bizi işten attılar. Hani bizim darbeyle iltisakımız? İşleri güçleri yalan’ demişim. Bundan da ‘halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek’ suçu çıkarıyorlar. Yani iki ceza birden istiyorlar.

Hakim ve savcılar, rejimin niteliği hakkında söz söyledim diye burdan hakaret çıkarmaya çalışıyorlar. Ama oyunları bizi yıldıramayacak. Ceza verseler dahi; Galileo Engizisyon Mahkemesi karşısında ‘Evet dünya tepsi gibidir dönmüyor’ dedi. Ama ben Galileo gibi de yapmayacağım. Mahkeme salonunda da ‘Bunun adı faşizmdir’ demeye devam edeceğim.”

Eren GÜVEN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak