Alevi Haber Ajansi

10 Ekim Ankara Katliamı 3. yılında lanetleniyor-VİDEO

10 Ekim 2015’te IŞİD tarafından yapılan Gar Katliamı’nın üçüncü yılı. Ankara Katliamı’nın 3.  yıl dönümü anmasına polis çakmak, şarj aleti, kalem yasağı getirdi. Aileler, ‘Katliam günü neredeydiniz?’ diye tepki gösterdi. 
IŞİD’in düzenlediği 103 kişinin hayatını kaybettiği, 500’den fazla insanın yaralandığı 10 Ekim Ankara Katliamı, 3. yıl dönümünde saldırının meydana geldiği Ankara Gar’ı önünde protesto edildi. Önceki yıllarda anmalara izin vermeyerek saldıran polis, bu sene de saldırdı ve çeşitli engeller çıkardı. Anmanın yapılacağı alana çakmak, şarj aleti, power bank hatta kalemle girilmesine izin verilmedi, çevredekiler “Katliam günü neredeydiniz?” tepkisi gösterdi.
Geçtiğimiz yıllarda katliamın yıl dönümlerinde ailelerin yapmak istediği anmalara izin verilmemiş, polis kitleye saldırmıştı. Katliamın üçüncü yıl dönümünde anmaya izin verilmesine karşın polis yine saldırdı ve anma etkinliği çeşitli engellemelerle başladı.
Ankara Garı’na giden yolları kapatan polis, önce sadece katliamda yakınlarını yitiren ve yaralananların alana girişine verdi. Benzer bir engelleme gazetecilere de uygulanarak sarı basın kartı şart koşulmak istendi. Önce gruplar halinde alana girişler yapıldı, polis daha sonra herkesin alana girişine izin verdi.
Polis, 10 Ekim Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anmak için Gar önünde toplanan yurttaşlara saldırdı.

EN VAHŞİ KATLİAMLARDAN BİRİ

Ankara Gar Katliamı, 10 Ekim 2015 yılında, Türkiye tarihindeki en vahşi katliamlardan biriydi.
Ankara’da KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin “Savaşa inat, barış hemen şimdi”, “Acil barış, acil demokrasi“ şiarıyla Emek, Barış, Demokrasi mitingi yapılacaktı.

Türkiye’nin pek çok yerinden barış insanları, binlerce emekçi 10 Ekim sabahı Ankara Garı önünde toplandı.
Gar önünde toplanan binlerce insan mitingte barışı haykıracağı anı beklerken, o hain katliam yapıldı.

IŞİD militanları kullanılarak yapılan saldırı saat 10.05’te gerçekleşti. Tren garının önündeki kavşakta yaşanan patlamanın ilki HDP’nin, ikincisi de EMEP ve SGDF’nin de aralarında bulunduğu kortejlerin olduğu alanda gerçekleşti. 103 insan hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı, sakat kaldı. Acıyla yaşamını sürdürmeye mahkum edildiler. 30 insan ömür boyu engelli kaldı.
Katliamdan bir yıl sonra ancak dava açıldı. Dava dosyasında katliam yok, terör var, denildi.

HAYATINI KAYBEDENLERİN İSİMLERİ

Abdülkadir Uyan, Metin Kürklü, Gökhan Akman, Orhan Işıktaş, Gülhan Karlı Elmascan, Yılmaz Elmascan, Nevzat Sayan, Bilgen Parlak, Hacı Kıvrak, Rıdvan Akgül, Rıdvan Akgül, Hacı Mehmet Şah Esin, Gökmen Dalmaç, Elif Kanlıoğlu, Hakan Dursun Akalın, Ercan Adsız, Ayşe Deniz, Berna Koç, Fatma Esen, Gülbahar Aydeniz, Eren Akın, Canberk Bakış, Tayfun Benol, Nizamettin Bağcı, Kasım Otur, Başak Sidar Çevik, Nilgün Çevik, Resul Yanar, Mehmet Ali Kılıç, Tekin Arslan, Sezen Vurmaz, Dilaver Karharman,  Onur Tan, Umut Tan, Sarıgül Tüylü, Dilan Sarıkaya, Ali Kitapçı, İsmail Kızılçay, Muhammet Demir, Korkmaz Tedik, Veysel Atılgan, İbrahim Atılgan, Emine Ercan, Kübra Meltem Mollaoğlu, Meryem Bulut, Seyhan Yaylagül, Ebru Mavi, Ali Deniz Uzatmaz, Ziya Saygın, Vahdettin Özgan, Cemal Avşar, Ahmet Katurlu, Selim Örs, Azize Onat, Dicle Deli, Güney Doğan, Binali Korkmaz, Mehmet Zakir Karabulut, Leyla Çiçek, Metin Peşman, Mesut Mak, Adil Gür, Gökhan Gökbönü, Şebnem Yurtman, Osman Turan Bozacı, İdil Güneyi, Abdullah Erol, Mehmet Hayta, Özver Gökhan Arpaçay, Şirin Kılıçalp, Uygar Coşgun, Ahmed Alkhadi, Nurullah Erdoğan, Gözde Arslan, Aycan Kaya, Yunus Delice, Sevgi Öztekin, Mehmet Tevfik Dalgıç, Sevim Şinik, Emin Aydemir, Fatma Karabulut, Ramazan Tunç, Erol Ekici, Feyyat Deniz, Necla Duran, Osman Ervasa, Ramazan Çalışkan, Vedat Erkan, Abdülbari Şenci, Niyazi Büyüksütçü, Gazi Güray, Sabri Elmas, Erhan Avcı, Ümit Seylan, Serdar Ben, Nevzat Özbilgi, Hasan Baykara, Fatma Batur, Bedriye Batur, Ata Önder Atabay, Mustafa Budak, Ağa Bayar.

Katlimdan sonra başlatılan idari soruşturmada, mülkiye müfettişlerinin hazırladığı rapor gösterdi ki; 2015 yılının başından katliam gününe kadar MİT, tam 62 kez bir “canlı bomba gerçekleştirilebileceğini” raporlamıştı. Katliamdan 25 gün önce İŞID’in canlı bomba eylemi yapacağına dair istihbarat, mitingle ilgili önlem almakla sorumlu Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne iletilmedi. Bombacı Yunus Emre Alagöz’ün de adının geçtiği Emniyet ve MİT’ten gelen son istihbarat, 10 Ekim günü 13.48’de yani katliamdan yaklaşık 4 saat sonra emniyet birimlerine ulaştı.

RAPORLAR YALANLADI

10 Ekim Davası Avukat Komisyonu kararı, “İçişleri Bakanlığı Müfettişlerince olaya ilişkin hazırlanan Mülkiye Müfettişleri Raporu Ankara, Adana, Gaziantep ve Kilis vb. yerlerde görev yapan birçok kamu görevlisinin bu katliama yol verdiğini ortaya koymaktadır. Buna rağmen mahkeme heyeti ve savcılık bu kişilerin davamıza sanık olarak dahil edilmesi hususunda yeterli çaba içerisinde olmamış, tanık olarak dinlenmesi taleplerini de gerekçesiz reddetmiştir. Yine dosyada yer alan Gaziantep Ağır Ceza Mahkemelerinden gelen dosyalar, sanıkların iletişim tespiti dosyaları, Gaziantep ve ülkenin çeşitli yerlerinde kamu kurumları ile yapılan yazışma yanıtları da dava konusu katliamın sorumluluğu konusunda çok geniş bir devlet sorumluluğu olduğuna işaret etmektedir. Bütün bunlara karşın, adeta ‘Devlete dokundurmayız, alın size IŞİD’lilerin bir kısmı bunlarla yetinin!’ denilerek adaleti değil, suç işleyen kamu görevlilerinin sorumsuzluğunu esas alan bir tavır içerisinde olunmuştur” açıklaması ile yorumladı.

Yargılama sırasında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi; katliamda ihmali bulunan “kamu görevlileri hakkında soruşturma olup olmadığını” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sordu. Daha önce dönemin Ankara Emniyet Müdürü, İstihbarat ve Güvenlik Şube müdürlerinin de aralarında olduğu kamu görevlileri hakkında takipsizlik kararı veren savcı Hamza Yokuş, mahkemeye doğrudan Yazı İşleri Müdürlüğü’ne sorulmasını istedi. Bu arada mahkeme, takipsizlik kararı verilen dosya üzerinden suç duyurusunda bulunarak dosyanın yeniden açılmasını sağlamıştı. Ancak Yazı İşleri Müdürlüğü de mahkemeye dosyanın akıbeti ile ilgili bilgi vermedi.

KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİ YOK SAYILDI

Mülkiye müfettişleri hazırladıkları raporda, gelen istihbaratın değerlendirilmemesine ilişkin eski Ankara Emniyet Müdürü Kadri Kartal, eski İstihbarat Şube Müdür Vekili Cihangir Ulusoy, TEM Şube Müdürü Hakan Duman, eski Güvenlik Şube Müdür Vekili Adem Arslanoğlu ile TEM Şubesi C Büro Amiri Hüseyin Özgür Gür hakkında soruşturma izni verilmesi istenmesine rağmen Ankara Valiliği soruşturma izni vermedi. Ankara 6. İdare Mahkemesi de, yaşamını yitiren Hasan Baykara’nın eşi, çocukları ve kardeşlerine 500 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme, idarenin “hizmet kusurunu” görmezden gelerek kamu görevlilerinin ihmalini yok saydı.

(HABER MERKEZİ)

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak