Alevi Haber Ajansi

Zeytinköy Cemevi’nde muhabbet cemi yürütüldü!-VİDEO

PİRHA-Alevi Kültür Derneği Antalya Şube Zeytinköy Cemevi’nde muhabbet cemi yürütüldü. Pir Haydar Buga, Aleviliğin özgün bir inanç olduğuna dikkat çekerek “Alevilerin düşüncesi ve ritüelleri hiçbir inancın içine sığmaz. Alevilik koskoca bir derya, bir ummandır” dedi.

Zeytinköy Cemevi’nde yapılan ibadeti Hıdır Abdal Ocağı dedelerinden Hüsamettin Işık, Arzuman Ocağı evlatlarından Ana Şehriban Mutluer, Derviş Cemal Ocağı evladı Kazım Uçarcan ile Pir Haydar Buga, Kızıldeli Yağmurlu Ocağından Ali Tolu yürüttü. Fahrettin Aksünger ile Doğukan Korcu ise cemde zakirlik yaptı.

Pir Haydar Buga, yaptığı konuşmada “Geçmişte pirler, rehberler, anne ve babalar, Alevi inancını çok iyi biliyorlardı. Okumuş değillerdi ama hepsi birer filozoftu. Aleviliğin ne olduğunu çok iyi biliyorlardı. Aleviler kırsaldan metropollere aktıktan sonra ziyaret yerlerimizi, Düzgün Babamızı ulularımızı, pirlerimizi, Xızırımızı, dağ başlarında mağara kavuklarında öksüz bıraktık. Şehirde de birileri tarafından ‘Alevilik budur’ diye bize aktarıldı. Ama yazılı kaynakları araştırdığımda bir tanesi hariç bütün Alevilik hakkında yazılan ve sunulan kaynakların hepsini Müslüman canlarımız yazmış. Bir tanesini dahi Aleviler yazmamış. En acılı olanda budur” diye belirtti.

“KENDİMİZİ NEDEN BAŞKA İNANÇLARIN İÇİNDE ARIYORUZ?”

Alevilerin, tarihini araştırmadığı söyleyen Pir Buga, “Bir sistemin bize gösterdiği, bizim aklımızda çizdiği bir Alevilikle birbirimizi kandırıyoruz. Her ne hikmetse kendimizi neden başka inançların içinde arıyoruz?” diye sordu. Haydar Buga “Özellikle çocukları, gençler cemevlerine gelmiyor. Gelmemekte haklılar. Ben olsam ben de gelmem. Cemevlerine gelmeleri için ne yapıyoruz? Hiçbir şey. Cemevleri yalvarma yakarma yerleri değil ki. Bunun için cemevine bir kere katılan çocuk ikinci sefer gelmiyor” şeklinde konuştu.

“ALEVİLİĞİ SEMAVİ DİNLERLE YARIŞTIRIR HALE GELDİK”

Özellikle son dönemlerde Aleviliğin “kırmızı çizgisi ile oynandığına” dikkat çeken Buga, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:

“Yetmedi, Aleviliği semavi dinlerle yarıştırır hale geldik. Nasıl? Müslümanlar her hafta cuma günleri namaza gidiyorlar, bizim onlardan neyimiz eksik diye biz de hep perşembe cemevine gidiyoruz. Geçmişte kırsalda yaşayanların ne zaman cem yaptıklarını çok iyi biliyorum. Yaz ve güz arasında geçen süre içerisinde 3 ayı 40’a bölmüşlerdi. O süre içerisinde cem birler, muhabbet açar, gönülleri birler, sorgularını yaparlardı. Gelinen noktada artık Aleviler ikrarsız toplum oldular. Alevi inancını semavi dinlerle yarıştırmak yerine Yol’un anlatılması gerekir. Gençlere, gerçekleri anlatın. Pirlerimizi, ulularımızı, Xıxır’ı, Munzur Babayı, Hünkar Hacı Bektaşi Veli’yi, Yunus’u, kadim kültürümüz ve yaşananları anlatın.”

“ALEVİLİK KENDİNE ÖZGÜ BİR İNANÇ BİÇİMİDİR”

Alevilik kendine has ve özgün bir inanç olduğunu belirten Buğa, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Alevilerin düşüncesi ve ritüelleri hiçbir inancın içine sığmaz. Alevilik koskoca bir derya, bir ummandır. Ancak Aleviler, Yol dilini unuttular. Müslümanların çok güzel bir lafı var; ‘bir dili ötekileştirmek, yok etmek istiyorsan onun dilini öğreneceksin.’ Onlar da 500 yıldır Alevinin dilini öğreniyorlar. Bizim Yol dilimiz öldüğü için biz hala cemevlerinden içeri girerken ‘Selamünaleyküm’ diyoruz. Bizim Yol dilimiz öldüğü için bir canımız Hakk’a yürüdüğünde ‘öldü’ diyoruz. Bizim dilimizi öldürdükleri için bir canımızı Hakk’a uğurlarken ‘Allah rahmet eylesin, mekânı cennet’ olsun diyoruz.”

Cemde gülbenglerin okunmasının ardından söylenen deyişlerle semahlar dönüldü. Çerağların sırlanması ile lokmalar pay edildi.

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.