PİRHA – Yaklaşık iki yıldır tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye olan PSAKD Armutlu Cemevi Başkanı Zeynep Yıldırım CAN TV’ye konuştu. Tutuklanma sürecini ve mücadelesini anlatan Yıldırım “Ülkemizde Kürt ve Alevi olmak başlı başına bir suç” dedi. Yıldırım faşizme karşı onur mücadelesi yaptıklarını da söyledi.
26 Temmuz 2018’de tutuklanarak cezaevine konulan Zeynep Yıldırım, 20 Nisan’da Çağlayan Adliyesi’nde görülen ilk duruşmasında tahliye edildi.
Alevi kurum temsilcileri, aydın ve sanatçılara kadar birçok kesimdem farklı isimler Yıldırım’ın serbest bırakılması için çağrılarda bulunmuştu.
Zeynep Yıldırım, CAN TV’ye tutukluğuna ve sürece ilişkin açıklamalarda bulundu. Yıldırım, “Alevi doğmak, hele hele Kürt Aleviyseniz potansiyel suçlu gözü ile bakılıyor sizlere, ne yapalım biz anamızdan böyle doğduk. Anam beni suçlu doğurdu o zaman” dedi.
“FAŞİZME KARŞI ONURUMUZU KORUMAK İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ”
26 Temmuz 2018’de gerçekleştirilen baskınla tutuklanarak cezaevine götürülen Zeynep Yıldırım, neden tutuklandığına dair şöyle konuştu:
“Alevi bir aileden geliyorum. Alevi geleneklerine göre yetiştirildim. Bu suçların en büyüğünü işlemiş durumdayım. Niye alındım? Toplumumuza bakıyorsun, Alevilere yönelik gerçekleştirilen zulme bakınca hiç yadırgamadım. Maraş’a bakıyorsun, Maraş’ın katilleri bugün meclisteler. Hem de baş tacı olmuş bir şekilde. Çorum’a bakıyorsun Çorum öyle… Dönüp arkamıza baktığımızda Kerbela’dan beridir böyle bu durum. Sivas’ta 35 insanı diri diri yaktılar ve katilleri bulamadılar, yargılamadılar. Oraya anmaya giden, oranın anıt olması için direnen insanlar gözaltına alındı işkenceler gördüler. 12 Yaşındaki çocuğu yaktılar. Suçu neydi bağlama çalmak. Yani Alevi olmak bu ülkede başlı başına suçtur. Alevilik aydınlığı beraberinde getirir, bilimi beraberinde getirir. Biz aydınlığı temsil ettiğimiz için bizi karanlıkta boğmak, şükürcü mantığını güçlendirmek istiyorlar. Bunlara karşı çıkacak kimler var? Aleviler var, demokratlar var… Benim alınmamım en büyük nedeni Yezid’e karşı mücadele etmemizdir. Hz. Hüseyin efendimizin dediği gibi mazlumdan yana olacağız. Hz. Hüseyin Yezid’e ne için direndiyse, mazlumun hakkını korumak için kendi canından vazgeçtiyse biz de şimdi emperyalizme ve faşizme karşı halkımızı ve onurumuzu korumak için mücadele veriyoruz.”
“BİZ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ İSTİYORUZ”
Alevilerin inanç özgürlüğünü savunmak için mücadelesine devam edeceğini belirten Zeynep Yıldırım, “Biz inanç özgürlüğü istiyoruz. İnancımızı istediğimiz gibi yaşamak istiyoruz. Cemevlerimizde ibadet etmek istiyoruz. Bizlere hakaret ediyorlar, cemevine cümbüş evleri diyorlar. Ne kadar çirkin bir üslup bu. Biz hiç kimsenin kutsalına dil uzatmayız. Herkesin inancına sonuna kadar saygı duyarız. Herkes nasıl inanıyorsa öyle yaşasın isteriz. Bu demokrasidir zaten. Olması gereken budur. Demokrasi ve adalet yoksa o ülke de yoktur” dedi.
“CEMEVİ BASKININI TEŞHİR ETTİĞİM İÇİN ALDILAR”
Armutlu Cemevi Başkanı Zeynep Yıldırım, cemevine yönelik polis tarafından gerçekleştirilen baskından sonra tüm Alevi kurumlarına çağrı yaparak baskını teşhir ettiği için tutuklandığını söyledi. Yıldırım “Ben burada baskını teşhir ettiğim için, cemevine işedikleri için, duvarlara hakaretler küfürler yazdıkları, üç hilal yaptıklarını teşhir ettiğim için. Tüm Alevi kurumlarına çağrıda bulundum. Hepsi de geldiler. Büyük bir tepki gösterdik ve bunu kaldıramadılar” diye konuştu.
“NEDEN BU ÖFKE, NEFRET, TAHAMMÜLSÜZLÜK?”
Alevilerin yaşadığı sosyal ve siyasi sorunlara değinen Zeynep Yıldırım, şunları kaydetti:
“Şimdi hazırlanan müfredatlarla bizlere küfür ediyorlar. Çocuklarımızın beyinlerini yıkamaya çalışıyorlar. Okullarda baskı altına alıp zorla namaz kıldırıyorlar çocuklarımıza. Neden bu öfke, bu nefret ve bu tahammülsüzlük? Bizler nasıl saygı duyuyorsak namaz kılana, onlar da bize saygı duysunlar. Neden namaz kılmayana saygı duymuyorlar? Aleviler üzerindeki baskı neden kaynaklanıyor? Korkudan mı? Ne için bu korku? Alevi köylerine zorla cami yaptırmak hangi aklın mantığına sığıyor. Kaymakamlar eğer cami yaptırmazsanız cemevi yaptırmam, diyerek ne diye baskı kuruyor üzerimizde? Cami yoksa yol da yok demek neyin mantığına vicdanına sığar? Bizler de bu ülkenin vatandaşıyız ve bu ülkeye vergi ödüyoruz. Haklarımız var ve bu haklarımızı kullanmak için önümüzde engel olmayın. Bu ülkenin geleceğini aydınlatmak için mücadele veriyoruz ama zulmü gören biz oluyoruz.”
“ADALET İÇİN MUSTAFA KOÇAK CAN VERDİ”
Adalet ve demokrasinin bir ülke için çok önemli iki değer olduğunu hatırlatan Zeynep Yıldırım, “Şu ülkede adalet için, adil yargılanma için Mustafa Koçak ölüm orucuna gitti ve öldü. Kim hesabını verecek. 28 Yaşında genç bir insan. Kim hesabını verecek bunun. Helin Bölek… Grup Yorum 35 yılı aşkın bir tarihe sahip. Halkın acılarını paylaşıyor, halkın sanatını yapıyor. Türküler söylüyor. Elinde silah mı var, çatışıyor mu?. Düşünün bir ülkede birileri türkü söylemek için bedel ödüyorlar. Helin Bölek ile 1 yıl birlikte kaldık. Yüreğim yanıyor… Biz onu uğurlarken zafere kavuşacağımızı düşündük. Ama zaferi göremedik. Şehit oldu. Şimdi 2 şehidimiz var. Avukatların ölüm orucunda olması durumu da bu ülkede adaletin bittiğini gösteriyor. Böyle bir adaletsiz düzen karşısında yapabilecek başka bir şey kalmadığı için yaşamak için ölüm orucundalar” dedi.
“AYDINLIK GÖREVLERİNİZİ YERİNE GETİRİN, BU ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKIN”
Alevilere, aydınlara, demokratlara ve yüreğinde adalet ve demokrasi tutkusu barındıranlara seslenen Zeynep Yıldırım, “Aydınlık görevlerinizi yerine getirin, bu çocuklara sahip çıkın. Bu insanlar yaşamak istiyorlar ve bu çocukları yaşatmak hepimizin elinde. Mektup yazın, faks çekin. Yapabileceğiniz mutlaka bir şey vardır. Bir gün açlık grevi yapabilirsiniz, Çocuklarımızın ölmesine izin vermeyin. Bugün onları kaybedersek yarın çok daha büyük bedeller öderiz. Onlar bizim için kendilerini feda ediyorlar” ifadelerini kullandı.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.