PİRHA- DAD Eş Genel Başkanı Pir Zeynel Kete, Alevi kurumlarının komisyonda dinlenmemesini eleştirerek, “Alevilerin çağrılmaması büyük bir eksiklik. Aleviler dinlenmeliydi. Aleviler, ülkemizde birlikte yaşamanın tarihsel kök hücrelerini sürekli dile getiren bir topluluktur. Bu nedenle süreçte yer almamaları büyük bir eksiklik olur” diye konuştu.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Pir Zeynel Kete, PİRHA’ya yaptığı açıklamada Barış ve Demokratik Toplum sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kete, mecliste oluşturulan komisyonda Alevi kurumlarının dinlenmemesini önemli bir eksiklik olarak değerlendirirken, barışın kapsayıcı bir hukuk anlayışıyla inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
“ALEVİLER İÇİN SON DERECE ÖNEMLİ BİR ÇAĞRI”
Zeynel Kete, 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan ve 5–7 Temmuz tarihleri arasında “Barış ve Demokratik Toplum” olarak adlandırılan sürecin tarihsel önemine değindi:
“Bu süreç Aleviler için de son derece önemli. Çünkü Barış ve Demokratik Toplum çağrısı yapılırken kapsayıcı hukuk, pozitif entegrasyon ve komünaliteden bahsediliyordu. Bu yönüyle de Kürdün, Ezidinin, Türkmenin, Alevinin, Hristiyanın, Sünninin, gençliğin, kadının, emekçinin bir bütünen cümle canın varlığı, birliği, dirliği için çok önemli tarihi bir çağrıydı. Bu çağrı, bir nevi 100 yıllık projenin aslında toplumun sorunlarını çözmediğini, bu İttihatçı anlayışın bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğine dair bir çağrıydı. Barış ve Demokratik Toplum çağrısı, Aleviler açısından hem tarihsel hem de toplumsal olarak büyük bir önem taşıyor. Çünkü Aleviler, tarih boyunca en fazla mağduriyet yaşamış inanç topluluklarından biri olarak, barışın ve eşit yurttaşlığın en güçlü savunucularındandır. Üstelik bir kısmı Kürt Alevilerinden oluştuğu için hem kimlikleri hem de inançları nedeniyle çifte bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmışlardır.”
KOMİSYONA ELEŞTİRİ
Sürecin kapsayıcı bir demokratikleşme ve toplumsal barış zeminine dönüştürülmesi gerektiğini dile getiren Kete, Meclis’teki komisyonda Alevilerin dinlenmemesini eleştirdi. Kete, Alevilerin barış çağrısında yeterince temsil edilmediğini belirterek, “Meclis’te kurulan komisyonda Alevilerin çağrılmamasını, dinlenmemesini bir eksiklik olarak görüyorum. Hoş karşılamadım, kabul etmedim. Alevi kurumları çağırılmalıydı, Aleviler dinlenmeliydi. Çünkü bu topraklarda yaşanan tüm acılara rağmen Alevi toplumu hâlâ birlik, dirlik ve ortak yaşama kültürünü savunan bir inançtır” diye konuştu.
Kete, Alevilerin bu süreçte yalnızca bir inanç topluluğu olarak değil, aynı zamanda barışın toplumsallaşması açısından da önemli bir özne olduğuna dikkat çekerek, “Yaşanan tüm katliamlara rağmen Aleviler, ülkemizde birlikte yaşamanın tarihsel kök hücrelerini sürekli dile getiren bir topluluktur. Bu nedenle barış ve demokratik toplum perspektifinde yer almamaları büyük bir eksikliktir” dedi.
“ALEVİLER BARIŞ SÜRECİNDE DAHA ETKİN OLMALI”
Alevilerin hem tarihsel hem inançsal temelleriyle barış ve demokrasi mücadelesinin taşıyıcı gücü olduğunu söyleyen Pir Zeynel Kete, “Mağduriyeti olan toplumlar emek, barış ve demokrasi mücadelesinde daha güçlüdür. Mansurlardan, Nesimilerden, Seyit Rıza’lardan, Baba İshaklardan bu yana Aleviler, barışın ve adaletin en güçlü savunucuları olmuştur. Aleviler kapsayıcı hukukun içinde yer aldıklarında Türkiye’nin ve bölgenin demokratikleşmesinde, barışın inşasında büyük bir potansiyele sahiptirler. Barış yukarıdan verilmez, barış talep edilir. Aleviler barış sürecinde daha etkin olmalı, barışı yaşamın her alanında örgütlemelidir. Barışa çerağ uyandırmak, barış lokmaları dağıtmak, barış cemleri tutmak bu inancın özüne uygundur. Kapsayıcı hukuk ve pozitif entegrasyon Alevilerin de Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ötekileştirilmeden eşit yurttaşlıkla yaşamasının teminatıdır” ifadelerini kullandı.
Fatoş SARIKAYA/ ADANA

Yoruma kapalı.