PİRHA-Dersim’in coğrafyasının, kültürünün ve inancının son yıllarda ciddi bir tehdit altında olduğunu belirten ZeleMele Mem (Mehmet Ali Güler), “Hızlı bir şekilde herkesin elinden gelen ne varsa yapması gerektiğini düşünüyorum. Yapabileceğim en iyi şey müzik yapmak. Müzik yaparak bir şey yapmaya başlayabilirim diye düşündüm. O yüzden tekrar müziğe geri döndüm” dedi.
Aktif müzisyenliği bıraktığı açıklayan Dersimli Müzisyen ZeleMele Mem uzun bir aradan sonra “Vêsno” (Yaktı) adlı şarkısıyla dönüş yaptı. Şarkı geçtiğimiz günlerde tüm dijital platformlarda müzikseverlerin beğenisine sunuldu.
30 yıla yaklaşan sanat hayatında Zazaca/Kırmançki dilinde önemli eserlere can veren ve tekrar aktif müzik çalışmalarına dönen ZeleMele Mem (Mehmet Ali Güler) PİRHA‘nın sorularını yanıtladı.
“DERSİM’İN İÇİNDE BULUNDUĞU SORUNLARDAN DOLAYI MÜZİĞE GERİ DÖNDÜM”
PİRHA: Geriye dönüşü ortaya çıkaran güç neydi, Kırmancki müzik yapmanızın motivasyonunu nereden alıyorsunuz?
ZELEMELE MEM: Hepimizin de bildiği gibi Dersim coğrafyasıyla, demokratik yapısıyla, kültürel ve inançsal yapısıyla son yıllarda ciddi bir tehdit altında. Son yıllardaki dışa yönelik göçler ve dışardan Dersim’e yönelik bazı göçlerin de artık demografik yapı üzerinde etkili olacağını düşünerekten hızlı bir şekilde herkesin elinden gelen ne varsa yapması gerektiğini düşünüyorum. Ben de ne yapabilirim diye düşündüm. Daha önce bir takım çalışmalara, kolektif çalışmalar da organize etmeye çalıştım ama yetersiz kaldı. Yapabileceğim en iyi şey müzik yapmak. Müzik yaparak bir şey yapmaya başlayabilirim diye düşündüm. O yüzden tekrar müziğe geri döndüm. Ayrıca Zazaca müzik yapan arkadaşların sayısı da azalmaya başladı, ana dilimizle daha az eserler ortaya çıkmaya başladı. Bu da bir benim için bir sinyaldi. Yıllardan beri hem ara verdiğim dönemde hem de öncesinden yapmış olduğum onlarca belki de yüzlerce eserim vardı. Bunları da tabi ki seslendirip insanlarla buluşturmak istiyorum. Tüm bunların toplamında müziğe başlama yönünde bir karar aldım. Bu adımın atılması her şeyden önce Dersim’in doğası, coğrafyası, tarihsel, kültürel yapısı ve içinde bulunduğu sorunlardan dolayı geri döndüm. Hepimizin bir önce bir şeylere başlaması gerektiğini düşünüyorum.
“VESNO, UMUT ŞARKISIDIR”
-Vesno, neyi anlatıyor?
Yaptığım eserlerin belki de yüzde yüz yaşanmış ya da günlük olaylardan esinlenerek mesajlar içeren eserlerdir. Vesno, içinde bulunduğumuz dönemde umutsuzluklar ya da çiftlerin, ailelerin kolay bir şekilde birbirilerini bırakmaları ve boşanmaları olduğu bir dönemde aslında çiftlere ya da sevenlere umudu aşılıyor. İçinde bulunduğumuz koşullar ve zorluklar olabilir, bazen insanlar zor şartlar içerisine düşebilirler. Bazen umutsuzluklar egemen olabilir insanın hayatında ama insanlara mesaj olarak şunu aktarmak istedim, bunlar gelip geçicidir insanın biraz sabırlı olması gerekiyor. Temel motivasyonum buydu. Çünkü sevda, sevgi ya da aile basit şeyler değil bunlar büyük emeklerle ortaya çıkan şeylerdir ve bunların dönem dönem ortaya çıkacak sorunlar dolasıyla umutsuzluklar bitmesi de mantıklı olmayacaktır. Bundan dolayı Vesno bir umut şarkısıdır.
“MÜZİĞİN ANA DİLİ ÖĞRENMEDE ÇOK BÜYÜK BİR ETKİSİ VAR”
-Dersim hem dil hem doğa hem de inanç alanında baskı altında. Dersimli bir sanatçı olarak müziğinizin bu baskıya karşı ortaya çıkan direnişe katısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben asimile olmuş biriydim. Darbe döneminde ilkokula başladım. Ana dilimizi unuttuk ilk Dersime gelen hoca, ‘Köy dili konuşmayın, şehir dili konuşun’ diyordu. Artık ailelerde korktuğu için herkes çocuklarına Türkçe’yi öğrenmeleri için teşvik ediyordu. Asimile olmuş bir genç olarak lisede ikinci sınıfta bir öğretmen arıcığıyla bir ana dilim olduğunu fark ettim. Öğretmenin teşvikiyle ana dilimi öğrenmeye başladım. Müziğin dil öğrenmede çok büyük bir etkisinin olduğunu o zaman fark ettim. Şöyle düşündüm ‘Çok güzel eserler yapmalıyım ki insanlarımız bu şarkıları beğensinler bundan dolayı da ana dilini öğrensinler.’ Bu şekilde tamamı Zazaca olan albümler yaptım. Programlarımın tamamını Zazaca sundum. Benden etkilenip Zazaca öğrenen gençler oldu. Aynı zamanda eşimle ve çocuklarımla bu dili konuşarak aktarmaya ve yaymaya çalışıyorum. Çözüm yolu ne olabilir diye bazı mesajları eserlerim içerisinde insanlara sunuyorum. Birçok eserimde, şuanda üzerinde çalıştığım eserler ve daha sonra çıkarmayı düşündüğüm eserlerde bazı toplumsal mesajlar içeren parçalar var. Olayları nasıl algılıyorsam ve düşünüyorsam bunları müziklerimde topluma sunuyorum. Müziğin gücü çok büyüktür ve insanları çok etkiliyor. İnanıyorum ki yaşadığımız sorunlara bir katkı sunacaktır. Dersim’in sorunlarına bir çözüm bulmak için bir araya gelmemizde sanatın bir araç olacağını düşünüyorum.
“DERSİM İÇİN HEPİMİZ BİR ŞEY YAPMALIYIZ”
-Gelecekteki çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Müziğin, dil öğrenmede nasıl bir araç olduğunu çok iyi biliyorum. Ben de ana dilimi öğrenmeye şarkılar dinleyerek başlamıştım. Ana dilin ömrünü çocuklara aktarmada en büyük görev annelere düşüyor, çünkü çocuklarla en çok ilgilenen annedir. 2012 yılında Dersim Belediyesi’nde Edibe Şahin döneminde bir çocuk korosu, bir de kadın korosu başlatmıştım. Çocuk korosunda, çocuk şarkıları söylenmesi gerekir. Ben de Zazaca çocuk şarkılarının yokluğundan dolayı çocuk şarkılarından oluşan bir albüm hazırladım. 2012 yılında bu çalışmayı Dersim’de albümleştirmiştik. Çocuklarımızla beraber Avrupa’da küçük bir turne yaptık. Şimdi burada da bu çalışmaların 2. aşaması diyebileceğim bir projeye başladım. Şu an 8 tane çocuk şarkısını tamamladım. Almanya’nın Bochum şehrinde Dersim Bochum Derneği bünyesinde çalışmalar yaptık ve birkaç yıl devam ettirdik. Her yıl birer tane de konser düzenledik. Bu projenin üçüncüsünü önümüzdeki yıl ocak ayında yapmayı düşünüyoruz. 2025 yılında 2. çocuk korosu albümünü olgunlaştırıp yeni piyasa çıkarmak istiyoruz. Bunun dışında artık albüm değil de tek tek ya da birkaç eserin birlikte dijital ortamlarda yayınlayarak insanlarımıza buluşturmak istiyorum.
Yapmış olduğum ve tamamlamış olduğun çok fazla eserim var. Bunların çoğu sevda ve toplumsal mesajlar içeren şarkılar. Halen çalışmalar içerisindeyim muhtemelen yaz ayına kadar 15-20 şarkı tamamlamış olacağım. 2 tane turne düşünüyorum. Bir tanesi 5 yada 8 konserlik küçük bir Türkiye turnesi. 1 tane de yine 8 konserlik Avrupa turnesi düşünüyorum. Müziğin gücünü de alarak kolektif şeyler yapmayı düşünüyorum ama bunlar henüz düşünme aşamasında. Sanatçı arkadaşlarla, kurumlarla ya da Dersimli insanlarla yapacağım küçük toplantılarda dile getireceğim fikirler var. Ama fikirlerim nasıl vücut bulur ya da karşılık bulur mu bunu şimdiden bilemiyorum.
Dersim, ana dilimiz ve coğrafyamız için hepimiz bir şey yapmalıyız. Kimin elinden ne geliyorsa yapsın. Dersim olduğu zaman biz kendimizi var ve güçlü hissediyoruz. Şu an Dersim için en önemli sorunlardan birisi maden projeleri ve önümüzde ki günlerde bu projeler daha çok çoğalacaktır. Bizim şimdiden bir duyarlılık oluşturup bir duruş sergilememiz gerekiyor. Eğer tepki göstermezsek Dersim diye bir şey kalmayacak. Dersim sadece o zaman efsanevi bir isim olarak kalacaktır. Bundan dolayı herkes elinde ne geliyorsa yapsın. Bizim bir araya gelmemiz için artık birbirimizi sevmemiz lazım. Ayrı yönlerimiz mutlaka olabilir ne olursa olsun bu alan da katkı sunabilecek, herkesi kucaklayıp bir araya gelmemiz gerekiyor. Bunu umut ediyorum ve herkesten bunu bekliyorum.
Cihan BERK-Nuray ATMACA/DERSİM
Yoruma kapalı.