Kaldıraç dergisi okuru olan Eroğlu, gazetecilik bölümü 2. sınıf öğrencisiyken 27 Kasım 1997 tarihinde Karşıyaka Vapur İskelesi önünde sivil polislerce gözaltına alınarak İzmir Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü. Burada işkenceye maruz kalan ve polislerce ajanlık teklif edilen Eroğlu, serbest bırakılmasının ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına işkence gördüğüne dair suç duyurusunda bulundu ve “Başıma bir şey gelirse, sorumlusu terörle mücadele şubesine bağlı polislerdir” dedi. 23 Aralık 1997 günü dersten çıktıktan sonra ortadan kaybolan Eroğlu, 24 Aralık günü ise Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi tuvaletinde asılı halde bulundu. İlk incelemelerde Eroğlu’nun 24 saat önce yaşamını yitirdiği tespit edildi.
İKİNCİ OTOPSİ RAPORU CİNAYETİ ORTAYA ÇIKARDI
Evrensel’den Cihan BaşakçıoğluAbla Dr. Aylin Eroğlu’nun, ısrarı sonucu Eroğlu’dan alınan kan örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Kan örneğini inceleyen İstanbul Adli Tıp Kurumu, 20 Mart 1998 tarihli raporunda, Eroğlu’nun kanında bir insanı bayıltacak miktarda kloroform ve etanol bulunduğuna yer verdi. Rapora göre asılma olayı, kloroform koklatılarak bayıltılmasından sonra gerçekleşmişti.
Diğer yandan 24 saat boyunca tuvalette asılı kaldığı iddia edilen Eroğlu’nun cenazesinin bir gün boyunca kimse tarafından görülmemesi, akşam saatlerinde temizlik görevlileri tarafından bulunmuş olması da cinayet şüphesini arttırdı. Bornova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan “Olay Yeri Keşif ve Ölü Muayene Tutanağı”na göre Eroğlu’nun cansız bedeni bulunduğunda bir ayağı klozet kapağı üzerinde basılı haldeymiş. Yine raporda Eroğlu’nun kesici aletle kesilen çantasının kol askısı ile kendini astığı belirtilirken, cesedin üzerinde herhangi bir kesici alet izine rastlanmaması da dikkat çekti.
EMNİYET MÜDÜRÜ MALİKİ CİNAYETİNİ ÖRTBAS ETMİŞ!
Eroğlu’nun katledilmesinin ardından ölü bulunduğu tuvalette Savcı İskender Kutlu tarafından herhangi bir parmak izi incelemesi yaptırılmazken, dönemin İzmir Emniyet Müdürü Ahmet Demir daha soruşturma sonuçlanmadan ve deliller tam anlamıyla toplanmadan olaya “intihar” diyerek dosyayı kapattı. Emniyet Müdürü Demir, olaydan 1 yıl sonra 1998 yılında Musevi İş İnsanı Nesim Malki cinayetinde olayı örtbas ettiği ve Mafya Lideri Alaattin Çakıcı’nın Fransa’da tutuklanmasının ardından katil zanlısı Erol Evcil’e yardım ettiği gerekçesiyle açığa alındı.
ZAMAN AŞIMINA 1 YIL KALDI
Raporların ve çarpık delillerin ardından Eroğlu ailesi, Cumhuriyet Savcılığına başvurdu. Cinayeti kanıtlayan raporlar da dava dosyasında yer alırken, savcılık “tanık bulunamadığı” gerekçesiyle dosyayı kolluk birimlerine geri gönderdi. Dosyanın zaman aşımına uğramasına ise 1 yıl gibi kısa bir zaman kaldı. Soruşturma sonuçlanmadığı takdirde tüm faili meçhul cinayetlerde olduğu gibi Ali Serkan Eroğlu cinayeti de Türkiye tarihinde bir cezasızlık örneği olarak yerini alacak.
Yoruma kapalı.