PİRHA- Maraş Pazarcık’a bağlı Maksutuşağı Köyü’nde yaşayan kadınlar, yün yorganın yapılışını ve yararlarını PİRHA’ya anlattılar. Yorgan dikiminin geçim kaynakları olduğunu belirten kadınlar, herkese yün yorgan kullanmayı öneriyorlar.
Maraş Pazarcık’a bağlı Maksutuşağı Köyü’nde yaşayan kadınlar yün yorgan dikerek geçimlerini sürdürüyorlar.
Yorgan diken kadınlar PİRHA’ya konuştu.
Yün yorgan, yastık, döşek kullanımın sağlılığa iyi geldiğini ve aynı zamanda da kendi geçim kaynağı olduğunu belirten Fatma İkizer, “Bana Fatma derler, Diyarbakır’daki kirli yünleri ve yorganları köyümüze getirdik. Biz elyaf ve diğer ürünleri sevmiyoruz, yün seviyoruz, yün sağlıklıdır. Yünü çokça yerde kullanıyoruz, perde de kullanıyoruz. Ayrıca çorap ve yelek de yapıyoruz” dedi.
“YÜN BİZİM GELENEĞİMİZDİR”
Yün yapımının yıllar süren bir gelenek olduğunu ifade eden Esma İkizer de şunları kaydetti:
“Bir tarafım Şalili diğer tarafım İncirlili. Biz yünle yorgan yapıyoruz, yün bizim geleneğimizdir. Biz diğer ürünleri sevmiyoruz, yalnızca yünü seviyoruz. Yünü giyiniyoruz. Yünü tarakla tarıyorduk ayırıyorduk ve öyle kullanıyorduk.”
“YÜN SAĞLIKLIDIR”
Yün yorgan dikimiyle geçimini sağladığını ve başka bir geçim kaynağı olmadığını söyleyen Elif İkizer ise şunları kaydetti:
“Eşim Maraşlıdır. Bizim de geçimimiz yündür, yorgan dikimidir, yapabileceğimiz başka bir iş yoktur. Yünleri yıkar, diker, yorgan yapar sahiplerine teslim ederiz. Yün sağlıklıdır, astım hastalarına iyi gelmediği söylenir ama temiz yıkanıp yorgan yapılırsa onlar için de iyi olur, çünkü yün yorgan terletmez. Herkese tavsiye edebilirim. Maliyeti yorganın boyutuna ve kaç kat olduğuna göre değişiyor. Bir yorganlık yünü yıkayıp diktiğimizde 70 lira alıyoruz, yıkamadan yaparsak yalnızca dikiminden 50 lira alıyoruz.“
“KULLANMAYANLARA ÖNERİYORUM”
Maraşlı olup Diyarbakır’da öğretmenlik yapan, yorgan dikimi için Maksutuşağı Köyü’ne gelen öğretmen de, “Ben Diyarbakır’da yaşıyorum ama aslen Gökçayırlıyız. Ben bu köyün geliniyim. Burada yün yorgan yapıyoruz. Aslında yeni nesil çok benimsemiyor yünü, elyaflara yönelmiş durumdalar ama ben evlendiğim günden beri yün yorgan kullanıyorum. Tercihim yün çünkü daha sağlıklı. Eziyeti çok ama kesinlikle kullanmayanlara öneriyorum. Kültür olarak da yaşatmamız gerekiyor, doğalığın bir parçasıdır.
“ÖNCELİKLE KÜLTÜRLERİ YAŞATALIM”
Öğretmen, yün yorganının özelliklerini şöyle anlatıyor:
“Biz yorganın içindeki yünleri çıkarıp sodalı suda beklettik, bol su ile duruladık. Bir gün bekletildi. Ertesi gün sabah erkenden onu yıkayıp dövdük ve iki gün boyunca kuruttuktan sonra dikimine geçiyoruz. Dikim işlemi iki saat sürüyor. Gençlere özellikle şunu söylemek istiyorum bir öğretmen olarak. Öncelikle kültürüleri yaşatalım. Ben yünü sağlıklı bulduğum için öneriyorum. Bel fıtığı yaşadım ve beni kurtaran yün oldu. Ben de öğrenmek istiyorum. Yeni kuşakta bunu mutlaka öğrensin.”
PİRHA/ MARAŞ
Yoruma kapalı.