PİRHA – Yönetmen Mervan Serhat Sarışın, çektikleri ‘Zeytinliğin Ardı’ belgesel filmini anlattı. Sarışın, “Filmde izleyiciye vermek istediğimiz mesaj sadece ormanları koruyalım ile ya da sadece Akbelen Ormanı’yla sınırlı bir mesaj değil” dedi. Akbelen Ormanı’nda verilen mücadelenin çok değerli olduğunu söyleyen Sarışın, “Bu herkese örnek olacak bir mücadele ve direniş biçimidir” dedi.
Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların, Limak Holding’e ait Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri’ne kömür sağlamak amacıyla kesilmesine karşı yaşam savunucuları haftalardır direnişlerine devam ediyor. Bu doğa talanını gözler önüne sermek isteyen yönetmen Mervan Serhat Sarışın, ‘Zeytinliğin Ardı’ adlı bir belgesel filmi çekti. Sarışın, çektikleri belgesel filmin hangi fikirle ortaya çıktığı, içeriği ve filmle verilmek istenen mesajlar üzerine PİRHA’ya konuştu.
“AKBELEN ORMANI’NA GİDEREK HİKAYEYİ ANLATMAYA KARAR VERDİK”
Serhat Sarışın, ‘Zeytinliğin Ardı’ belgesel filminin ortaya çıkış sürecini şöyle anlattı:
“Akbelen Ormanı’nın maden sahasına dönüştürülmesine engel olmak için verilen mücadeleyi, çadır nöbeti tutan köylüler üzerinden anlattığımız bir belgesel film. Filmin ortaya çıkışı bir yönetmen arkadaşımla sohbetimiz sonucu onun beni bilgilendirmesiyle böyle bir mücadelenin varlığından haberdar oldum ve üzerine düşündü, konuştuk ve film yapmaya karar verdik. Sonrasında ise oradan mücadelenin baş aktörü olan Nejla(Işık) abla ile iletişime geçtik ve tanıştık; bize mücadeleden, çadır nöbetinden bahsetti. Biz de bu hikayeyi film yapmak istediğimizi söyledik. Kabul ettiler ve biz de kalkıp Muğla Milas’da bulunan Akbelen Ormanı’na İkizköy’e giderek hikayeyi anlatmaya karar verdik.”
FİLMİN TAMAMLANMASI VE FESTİVAL SÜRECİ
Çekim sürecinin çok güzel geçtiğini belirten Mervan Serhat Sarışın, “Şu anda yok edilmeye çalışılan ormanın içinde doğa ile baş başa filmin oluşumunu da olumlu yönde etkileyen bir süreçti. Oradaki köylülerle, mücadelecilerle, çevrecilerle tanıştık, sohbet ettik, röportajlarımızı aldık ve çekim sürecimizi tamamladık. Bir buçuk aylık bir kurgu aşamasından sonra filmimiz tamamlandı ve festival süreci başladı. ilk olarak 12. Uluslararası Suç Ve Ceza film Festivali’nde en iyi belgesel film için yarıştık, sonra İşçi filmleri festivali, Documentaristt gösterimleri oldu. Bu sıralarda ise Yunanistan’da iki film festivalinde finalist olduk. Bu arada Akbelen Ormanı’na yapılan müdahale sebebiyle 4 Ağustos’a kadar film, Documentaristt Youtube hesabından erişeme açılmıştı” dedi.
“VERMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ MESAJ SADECE AKBELEN ORMANI İLE SINIRLI DEĞİL”
Sarışın, ‘Zeytinliğin Ardı’belgeselinde izleyiciye vermek istedikleri mesajın sadece ormanların korunması ve Akbelen Ormanı’yla sınırlı bir mesaj olmadığını dile getirdi.
Sarışın, doğanın, coğrafyanın, insanın ve emeğinin ne kadar kutsal ve uğruna mücadele etmeyi gerektiren bir şey olduğuyla ilgili olduğunu da söyleyerek, “Bu, bugünlerde sürekli yangın haberleri gelen Cudi için de geçerli, Kaz dağları için de geçerli, Akbelen Ormanı için de geçerli. Bunlara bir yerden bakmak gerektiğine inanıyorum” dedi.
“DOĞANIN TALANI BÜTÜN CANLILARIN YAŞAMININ GASPIDIR”
“Doğanın yok edildiği yerlerde yaşam hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır” diyen Sarışın, doğanın talanının insanın, yaşayan bütün canlıların yaşamının gaspı olduğunu belirtti.
Sarışın, Akbelen Ormanı’nda verilen mücadelenin çok değerli olduğunu da ifade ederek, “Bu herkese örnek olacak bir mücadele ve direniş biçimidir” diye kaydetti.
‘Zeytinliğin Ardı’ belgeselinin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.
Devrim FINDIK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.