PİRHA-Hızır’ın Alevi inancında umudun adı olduğunu belirten Dede Kargın Ocağı evladı ve Yol Hizmetkarı Ergül Şanlı, “Hızır orucu bittikten sonra herkes birbiriyle yardımlaşmayı çoğaltırdı ve birbirinin Hızır’ı olmaya çaba gösterirdi. Hızır aynı zamanda bir dost, aynı zamanda bir komşu olabilir” dedi.
Alevi inancında önemli bir yeri olan Hızır ayı başladı. Hızır ayı Alevilerde kutsal kabul edilir. Bu ayda oruçlar tutulur, cemler bağlanır, kurbanlar tığlanır. Ayrıca zorlu kış günlerinin geride kalması anlamına da gelen bu ayda lokmalar dağıtılır, ziyaretler ve türbeler ziyaret edilerek iyi dileklerde bulunulur. Hızır Aleviler için bir kurtarıcıyı temsil eder. Hızır günlerinde pirler talipleriyle buluşur, cem erkanları kurulur.
Dede Kargın Ocağı evladı ve Yol Hizmetkarı Ergül Şanlı, Hızır ayının Alevi inancındaki önemini PİRHA’ya anlattı.
“HIZIR AYINDA HERKES BİRBİRİNE YARDIMCI OLUR”
Hızır’ın umudun adı olduğunu belirten Ergül Şanlı, “Hızır ayından önce herkes evlerini temizlerdi, eskiden köylerde büyük bir evde toplanırlardı ve 3 gün boyunca muhabbet cemleri yaparlardı. 3 gün Hızır oruçlarını tuttuktan sonra kurbanlarını tığlarlar ve lokmalarını pay ederler. Hızır oruçlarında gün sınırlaması yok. İster 3 gün tut istersen de 7 gün tut. Önemli olan Hızır aşkına lokmalarını dağıt ve insanların Hızır’ı olmaya çalış. Hızır ayında bizim o bölgelerde kavut yapılırdı, çocuklar buğdayı tavada kavurup ceplerine doldururlar cemlere gelirler ve hem yerler hem de oradaki insanlara dağıtırlardı. Hızır ayında evlerin kapıları ve yiyeceklerin üstü açılır eğer Hızır uğramışsa geldiğini belli eder. Eğer Hızır o eve uğramışsa o senenin artık bereketli olacağına inanılır. Eskiden Hızır orucu, şubatın ikinci haftasının ilk salı günü oruçlara başlanırdı. Oruç bittikten sonra herkes birbirleriyle yardımlaşmayı çoğaltırdı ve birbirinin Hızır’ı olmaya çaba gösterirlerdi. Hızır aynı zamanda bir dost, aynı zamanda bir komşu olabilir” dedi.
“ÜLEYİ YÖNETENLER ALEVİ İNANCINI HAYATA GEÇİRSEYDİ DEPREM BÖLGESİNDE BU KADAR ACI YAŞANMAZDI”
Şanlı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen yıl bu zamanlarda deprem yaşandı ve binlerce insanımız hayatını kaybetti. Bu inanış Anadolu coğrafyasında yaşamış olsaydı ve ülkeyi yönetenler bu düşünceyi hayata geçirseydi yaşadığımız acı biraz daha hafiflerdi.”
Cihan BERK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.