PİRHA – Demokratik Alevi Kadınlar Birliği, Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, bu seçimlerin kadınlar açısından geriye götüren bir özelliği olduğunu kaydetti. Birlik, “Biz Aleviler için eşit yurttaşlık talebimiz, İstanbul Sözleşmesi, yasal-anayasal hak taleplerimiz mücadele gerekçemizdir” dedi.
Demokratik Alevi Kadınlar Birliği, “Yaşananlar bir tarihi tekerrür değil, direnerek, örgütlenerek kazanacağımızın göstergesidir” başlıklı bir açıklama yayınladı.
Seçim sürecine dair “tarihsel olarak neye evrileceği belli olmaz dediğimiz ama aslında belirsizliklerin kaynağını eril ulus devlet hiyerarşisinde aramamız gereken bir seçim sürecini geride bıraktık” denilen açıklamada, eril devlet sistemine dikkat çekildi. Açıklamada kadınları bu seçim sonuçları ve yeni oluşan kabineyle birlikte daha da geriye götüren bir durumun meydana geldiği vurgulandı.
“MÜCADELEYİ DAHA TİTİZ YÜRÜTMEKTEN BAŞKA BİR YOL GÖRMÜYORUZ”
Demokratik Alevi Kadınlar Birliği, mücadeleyi daha da titiz yürütmekten başka bir yol görmediklerini belirterek, “Bu seçimler, kadınların nezdinde ileriye dönük güçlü adım attıran değil, hatta geriye götüren bir durumdadır. Bu nedenle şunu hatırlatmakta yarar görüyoruz. Biz Aleviler için eşit yurttaşlık talebimiz orta yerde durmakta ve mücadele gerekçemizdir. Kadınlar açısından “İstanbul Sözleşmesi” yasal-anayasal hak taleplerimiz mücadele gerekçemizdir. Biz Türkiye‘nin demokratik dönüşümünü arzu edenler açısından, devletin Kürt halkına yönelik savaş politikasındaki ısrarcılığı ve soykırım tutumuna karşı direnmek, arzulanan dönüşümde ısrarcı olmaktan mücadeleyi daha da titiz yürütmekten başka bir yol görülmemektedir” ifadelerini kullandı.
“ÖRGÜTLENMEYİ ESAS ALMALIYIZ”
Açıklamada yeni dönemdeki saldırıları örgütlenme tarzıyla boşa çıkarabileceklerini söyleyen Demokratik Alevi Kadınlar Birliği, şöyle devam etti:
“Bu seçim sonuçlarını ve oluşan kabine de gösteriyor ki Kürtlere, kadınlara, Alevilere, ekolojistlere, emekçilere toplumun tüm bileşeni emek demokrasi adalet ve özgürlük arayanlara ve seçimde değişim isteyen ve oyların yüzde 48’ni alanlara karşı Rojava süreci, Gezi süreci ruhuyla sindirme, gözaltı, şiddet politikasına karşı cevap vermeliyiz. Bizler için önemli olan halklarımızın inançlarımızın kadınlarımızın, emekçilerimizin ve gençlerimizin kapısına gitmek, rızalığını alarak yerelden demokrasiyi, eşitliği adaleti ve özgürlüğü birlikte yürüyecek meclislerimizi, komünlerimizi, komisyonlarımızı kurarak gönül kırgınlıklarını gideririz. Birbirimize dokunarak örgütlenmeyi esas almamız gerektiğini bir kez daha birbirimize hatırlatmayı bir insan – örgütsel görev olarak görmekteyiz. Yeni dönemdeki saldırıları da bu örgütlenme tarzıyla boşa çıkarabileceğimize inancımız tamdır.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.