PİRHA- Tarihçi yazar Erdoğan Aydın Alevi seçmenler açısından 24 Haziran seçimlerini Pirha’ya değerlendirdi. Türkiye’nin tarihsel bir eşikte olduğunun altını çizen Aydın, “Herhangi bir seçimden bahsetmiyorum. Bir başka seçimde Alevi toplumunda da sınıfsal farklılıklar var. Herkes kendi partisini destekleyebilir ama bu seçim böyle bir seçim değil ben Alevi toplumumun bu feraseti göstereceğini düşünüyorum” dedi.
Tarihçi Yazar Erdoğan Aydın, Alevi seçmenler açısından 24 Haziran seçimlerini PPİRHA’ya değerlendirdi. Türkiye’nin tarihsel bir eşikte olduğunun altını çizen Aydın, Alevi toplumunda sınıf farklılıkları nedeniyle farklı partilere oy verildiğini ancak bu seçimde HDP’ye oy vermenin Alevice duruş açısından önemine değindi.
Aydın, “Herhangi bir seçimden bahsetmiyorum. Bir başka seçimde Alevi toplumunda da sınıfsal farklılıklar var, herkes kendi partisini destekleyebilir ama bu seçim böyle bir seçim değil ben Alevi toplumumun bu feraseti göstereceğini düşünüyorum” dedi.
İşte Yazar Erdoğan Aydın’ın seçimlere yönelik değerlendirmesi…
Seçime birkaç gün kaldı, siz mevcut atmosferi nasıl görüyorsunuz, bir durum değerlendirmesi yapar mısınız?
Erdoğan Aydın: Türkiye çok uzun zamandır ilk defa çok umutvar bir seçimin eşiğinde. Çok umutvar diyorum çünkü son yıllar gerçekten Türkiye tarihinin 12 Eylül, Dersim günleri, 90’lı yıllarla kıyaslanacak denli hak ve özgürlüklerimizin ihlal edildiği bir dönemi ifade ediyor. Bu açıdan bugünlerdeki umutvarlık ayrıca önem taşıyor. Şunun altını özellikle çizeyim, 24 Haziran seçimi Türkiye’nin yaşadığı en önemli seçimlerden biri. Türkiye’yi mevcut hak ve özgürlüklerden yoksun atmosferin çok daha gerisine taşımaya çalışan bir sistemin çözülme, devre dışı bırakılması olasılığı karşısındayız. Bu olasılığı ben moral olsun diye söylemiyorum, gerçekten bu seçimde Türkiye’nin demokrasiden yana tüm güçleri, tüm mağdurları açısından durumun radikal bir şekilde değiştirmenin ihtimalinin eşiğinde duruyoruz.
“İLK DEFA İKTİDAR SÜRECİ KONTROL EDEBİLME ŞANSINI KAYBETTİ”
İlk defa iktidar, süreci, tartışma konularını, toplumun vicdanlarını, toplumun eğilimlerini kontrol edebilme şansını kaybetmiş durumda. Bu çok önemli. İkincisi, ilk defa Türkiye’nin İslamcı, milliyetçi, ulusalcı, kemalist, sosyal demokrat, sosyalist ve Kürtlerin, Alevilerin birlikte en azından bir uzlaşı bilincine eriştiği bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye tarihinin hiç bir döneminde böyle bir yan yana durma sorumluluğu yaşanmamıştı.
“ÇOK İYİ BİR ZEMİN YAKINLAŞTI”
Türkiye’nin en gerici, en hukuk dışı projesinin çözülmesi olasılığı, diğer tarafta bunun yerine memleketin yaralarını iyileştirme ve normal bir hatta demokratikleşme imkanına geçebilmek için çok iyi bir zemin yakınlaştı. Büyük olasılıkla 24 Haziran gecesi, Cumhurbaşkanının seçilemediği, ikinci tura kaldığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde muhalefetin iktidar blokuna karşı çoğunluk sağladığı bir tablo ile karşılaşacağız. Bu küçümsenmemelidir, küçük çaplı bir devrimdir. Bu ilerisi için umut üretebilme, yeniden bir yol temizliği yapmanın imkanını sağlayacaktır.
“24 HAZİRAN SONRASI HAYAL KURABİLMENİN EŞİĞİNDEYİZ”
Meclis’te muhalefetin çoğunluk sağlamasının şu avantajı vardır: İkinci turda Tayyip Erdoğan’ın kazanma ihtimalini tümü ile ortadan kaldırma sonucu olacaktır. İlk defa iktidarın yenildiği gerçeğinin görülmesi ile mecburiyetten köy gibi az denetlenir yerlerde yaşamaktan, çaresizlikten dolayı AKP’ye oy verme refleksinde olan vatandaşlar, bunların oranı yüzde onlara varabilcek bir orandır, özgürleşecek, umut duyduğu kişilere oy verecektir. Bu da muhalefet adayları içinde en çok oy alan kişi olacaktır. Bütün bunlar bir düzelmenin, bir rahatlamanın, bir hayal kurabilmenin eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Tek sorun sandıkları denetleyebilecek miyiz, denetleyemeyecek miyiz sorusu. Sandıkların denetlenebilmesi, firelerin en aza indirilmesi çünkü ne kadar denetlersek denetleyelim ne yazık ki Türkiye’de zaten son dönemlerde yapamamıştık. Gerçek anlamda adil seçim yapma imkanınından yoksunuz ama en azından fireleri düşürmemiz halinde 24 Haziran sonrası hayal kurabileceğimiz bir döneme geçmenin eşiğinde olduğunu düşünüyorum.
“HDP BARAJI AŞINCA İKİNCİ TURDA İNSANLAR ÖZGÜRLEŞEREK OY VERECEK”
Tüm değerlendirme yapanlar, şunu söylüyor: Hükümet tüm stratejisini HDP’yi baraj altında bırakma üzerine kurdu. HDP baraj altında kalırsa ne olur, kalmazsa ne olur?
Erdoğan Aydın: Bu seçimin en kritik sorusu bu. HDP baraj altı kalacak mı, kalmayacak mı. Normal koşullarda adil seçim olduğunda HDP’nin baraj sorunu yok. Asgari yüzde 11 oy HDP’nin doğal seçmen tabanı. Şu an girdiğimiz seçim iktidarın 1930’larla kıyaslanmayacak kadar merkezileşmiş bir iktidar karşısındayız. Kamuoyuna yansıyan ve yansımayan tüm demeçlerde HDP’nin baraj altına düşmesini kendisine temel hedef seçmiş durumda. HDP’nin baraj altı kalması en az 60 vekilin AKP sırasında oturması demek. HDP baraj altında düşürülmesi durumunda en az 60 ki, bunların 80 ve üstünde vekil muhalefet sıralarında oturacak. Bu ne demek? Bu muhalefetin mecliste çoğunluk sağlaması, bu AKP’nin iktidar inisiyatifini kaybetmesi demek, bu ikinci turda insanların özgürleşerek oy vermesi demek.
“AKP TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİN KARARTILMASINI HEDEFLİYOR”
Bunun ötesinde de bir şeyler söylemek lazım. Genel seçmen profilinden çıkıp Türkiye’nin stratejik sorunlarının çözümü açısından eklemek isterim ki HDP’nin Meclis’te güçlü temsili sadece bugünü kurtarmak açısından değil, aynı zamanda Türkiye’nin en kadim sorunlarının Alevi sorunun, kadın sorununun, Kürt sorununun, emek sorununun çözümü için orada söz söyleyebilecek, direnebilecek, öneri üretebilecek bir güçlü grubun Meclis’te kurumsallaşması anlamına gelecektir. Türkiye için HDP tüm komisyon ve tartışmalarda bir pusula, sorunlarımızdan kurtulabileceğimiz bir vizyon ifade edecektir. Sadece kısa ve orta vadeli değil, uzun vadeli bakış açısından da HDP’nin Meclis’te yer almasının ayrı bir önemi var. AK Parti iktidarı HDP’yi baraj altına düşürmeye çalışırken aslında hem günü kurtarmaya çalışıyor, başkanlık sistemini Türkiye’nin kafasına geçirmeye çalışıyor ama aynı zamanda bir adım ötesi Türkiye’nin geleceğinin de karartılması, ciddi karartılması, Türkiye’nin seçeneklerinin daraltılmasını hedefliyor.
“HDP’YE OY VERİLMESİ GEREKTİĞİNİN ANLATILMASI GEREKİYOR”
Türkiye’de HDP’li olmayan seçmene bu seçimde HDP’ye oy vermesi gerektiğini anlatmak gerekiyor. HDP’li olmadan da kendi geleceği için hayal kurmanın da HDP’nin barajı geçmesine bağlı olduğunu görmesi lazım. Bugün sosyalizm iddiası ile HDP’ye karşı tutum alan, oy anlamında azınlıkta niteliği yüksek bu kesimin de şunu kavraması gerekiyor: Sosyalizm için de bir sıçrama noktası. HDP’nin yetersiz, geri olduğu iddiasında olan çevreler açısından da HDP’ye oy vermenin onların boyun borcu olduğunu, bugün HDP’ye şu veya bu gerekçe ile üretilmiş zoraki mazeretlerle oy vermeyerek sosyalist olma ahlakı ve vicdanını yakalamak mümkün değildir. Böyle çevreler de umarım sandığa gittiklerinde çocukça bir solculuk gibi yaklaşımdan uzak durup HDP’ye oy verirler. Aynı şeyi bir başka camiaya da söylemek lazım. HDP programının yeterince Kürt olmadığı gerekçesi ile, Kürdistanı vurguları yeterince yapmadığı için HDP’ye mesafe koyan Kürt milliyetçi kesimler var. Kürt halkının anasının ak sütü gibi hakları için mesafe alınabilecek bir zemin için öncelikle atmaları gereken ilk adımın HDP’ye oy vermek, HDP’nin tutttuğu yerin önemini teslim etmeleri gerekiyor. 24 Haziran gecesi Türkiye’nin her kesimi ile en sosyalist, en Alevi sağcı ulusalcı herkes açısından bilincinde olsun olmasın çok umutvar bir döneme geçeceğimizi umuyorum
“ALEVİLER, EZİLMENİN ACISINI EN İYİ BİLEN TOPLULUKTUR”
Alevi toplumunun nasıl yaklaştığını gözlemliyorsunuz, onlara dönük var mı sözünüz?
Erdoğan Aydın: Türkiye’de yüreği solda atan, Türkiye’nin özgürlüğü, demokrasisi için enerji harcayan, heyecanlanan, vicdanı olan herkes açısından teslim edilmesi gerekiyor ki Türkiye’nin aslında en kadim sorunudur Alevilik sorunu. Kürt sorunu aslında Osmanlı’nın merkezileşme dönemi ile başlayan Cumhuriyetin Türkleşme politikası ile giderek kangren olmuş bir sorun ama Alevi sorunu güncelde Kürt sorunu gibi geniş bir toplumsal kesimi ilgilendiren bir kimlik sorunu, en ağır kimlik mağduriyeti yaşayan insanları Kürtlerle beraber Aleviler oluşturuyor hem de Aleviler tarihsel olarak Selçuklu, Osmanlı Abbasi iktidarının kurumsallaşma döneminden itibaren Türkiye’de milyonlarca insanın acı çekmesine, korkmasına, kaygı duymasına neden olan bir sorun. Alevilerin bu seçimde sergileyecekleri tavır az önce söylediklerimden farklı olamaz. Ezilmenin acısını en iyi bilen topluluktur Aleviliktir. Bir inanç sistemidir, bir düşünsel sistemidir ve 72 millete bir nazarla bakmayanın kırk yıl müderris bile olsa hakikatte yoldan çıkmış olduğunu kendine ayet edinmiş bir inanç bir hayat karşısında duruşu ifade eder. Kendisi ezilenin başkasının ezilme sorunlarına karşı bigane (ilgisiz) kalması mümkün değildir. Alevi tarihi aslında hak mücadeleleri ile şekillenmiştir.
“YÜREĞİMİN BİR PARÇASI HEP ALEVİ TOPLUMUNUN İÇİNDE”
Son dönemde Alevilerin uğratıldığı ağır asimilasyon sonucunda Alevi toplumunun önemli bir kesiminin devletin iktidar rejiminin daha sol bir dil kullanan kesimlerine razı olma şeklinde eğilimi var. Bugün kimse eğilimini değiştirmesin ama eğilimini değiştirmeden bu sandıkta kritik oyun ne olduğunun bilincinde davransın. Alevi toplumunda bu seçimde HDP’ye vereceği desteğin Alevice duruş açısından önemli olduğunu, herhangi bir seçimden bahsetmiyorum. Bir başka seçimde Alevi toplumunda da sınıfsal farklılıklar var, herkes kendi partisini destekleyebilir ama bu seçim böyle bir seçim değil ben Alevi toplumumun bu feraseti göstereceğini düşünüyorum. Alevi toplumunun da günceli ile yakından ilişkiliyim. Yüreğimin bir parçası hep bu toplumun içinde. Tarihi, teolojisi üzerine çalışmış biriyim. Bu toplumun nasıl bir aydınlık cevhere sahip olduğunu çok yakından çok doğrudan biliyorum. Mazlumiyetini çok iyi biliyorum. Bu seçimde mutlaka Alevi toplumumun her zamankinden farklı olarak, her zamankinden fazla olarak HDP’yi desteklemesi gerektiğine inanıyorum ve bunun böyle olacağına inanıyorum.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.