Alevi Haber Ajansi

Yazar Aksüt: Erdoğan ‘Sizi tanımıyorum, planlı asimilasyona devam edeceğim’ diyor-VİDEO

PİRHA – Yazar Ali Aksüt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Alevi inancına yönelik  açıklamış olduğu projeleri değerlendirerek “Cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlamak ‘Ben, seni eşit yurttaş olarak tanımıyorum’ demektir. ‘Cemevlerini ibadet yeri olarak kabul etmiyorum. Zorunlu din derslerini sürdüreceğim, planlı asimilasyona da devam edeceğim’ demek istemiştir” dedi. 

Araştırmacı yazar Ali Aksüt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Şahkulu Sultan Dergahı’nda açıkladığı projeleri değerlendirdi. Aksüt, Aleviler üzerindeki asimilasyonun cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan beri planlı şekilde sürdüğünü vurguladı.

Ali Aksüt, 1924 yılında diyanetin kurulmasıyla birlikte Alevi Bektaşi olmayan cemaatlerin devlet güvencesine alındığını belirterek şunları söyledi:

“Özellikle cumhuriyet döneminden sonra 1900’lü yıllardan itibaren önemli bir değişiklik oldu. Cumhuriyetin kurulması bir toplum için hilafet rejiminden sonra iyi ve olumlu bir şeydi. Cumhuriyet kurulduktan sonra cumhuriyet kendi içerisinde bir arayışa girdi. Bu arayış da ya laik olacaktı yahut da yine eski kalıpları etkisinde bir şey belirleyecekti. O günkü İttihat ve Terakkicilerin kafasında çoğu batılı ülkelerde olmak üzere ‘dinsiz devlet’ olmaz kurgusu vardı. Bu arayış içerisinde ne yaptılar? Aradılar, taradılar kendilerince bir şeyler yaptılar. Cumhuriyet kurulmuştur kararı yukarıdan verildi. Verilen bu kararın ne kadar halkın iradesiyle verildiği tartışma bile götürmez. Halkın iradesi ile verilmedi.

“HALKIN YARISININ HAKKI GASP EDİLMİŞTİR”

1924 Mart ayında bir gece önce hilafet kaldırıldı, ertesi gün sabah da diyanet kuruldu. Bu Diyanet’in kurulması bende şunu çağrıştırıyor: İki gün önce ‘kaldırdım’ dediğin şeyin yerine bir ertesi gün yeni bir şey koyuyorsan bence bir şey yapmamışsın demektir. Sadece eskinin üzerine bir cila çekmiş, ona göre hareket ediyorsun demektir ki onun böyle olduğunu bu yaşadığımız 80-100 yıllık süreç içerisinde görüyoruz. Nasıl görüyoruz? Sürekli öteki sayılma, sürekli asimilasyon… 1826’daki tekke ve zaviyelerin kapatılması yetmezmiş gibi sanırım 6000’e yakın küçüklü, büyüklü Alevi Bektaşi tekke zaviyelerinin kapatılması, onun yerine mevcut olan diğer inançların, cemaatlerin inanç yapılarına dokunulmaması şunu gösteriyor: Aktif olarak kapatılan tekke ve zaviyeler Alevi Bektaşilerin tekke ve zaviyelerdir. Diğerlerine ne olmuştur? 1924’te Diyanet kurulmuş diğer Alevi Bektaşi olmayan cemaatler o çatının altında koruma altına alınmıştır. Bu arada güzel şeyler olmuştur. Medeni kanun çıkarılmıştır, harf inkılabı yapılmıştır, Latin harflerine geçilmiştir, kadınlara seçme seçilme hakkı gibi güzel şeyler yapılmıştır. Ancak neredeyse yarısına yakını diyebileceğimiz kitlenin de hakkı ne olmuştur? Sessizce gasp edilmiştir ve 1937 yılında laiklik kabul edilmiştir.”

“LAİKLİK ZERRE KADAR İŞLETİLMEMİŞTİR”

Yazar Ali Aksüt, gelinen süreçte laiklik kavramının ise özellikle üzerinde durdu. Her kesimin laikliği farklı okuduğuna vurgu yapan Aksüt, laikliğin güncel yaşamda karşılığı olmadığını belirterek şöyle devam etti:

“Ülkemizde, hatta aydınlar arasında bile laiklik kavramının doğru algılanmadığını görüyorum. Sanki anayasaya bir madde olarak konulan laiklik ülkemizde sanki işlemiş de, her şey ona göre olmuş gibi basında, günlük hayatta her şeyde böyle bir şey görüyoruz. Gerçeklik şudur; anayasa maddesine ‘laiklik’ madde olarak konulmuştur, bu çok doğru, çok yerinde bir şeydir ama bu madde zerre kadar işletilmemiştir. Bu acı gerçekliktir.

Aleviler o günden bugüne gelmiş her toplum gibi inançlarını yaşamak istemişler. Biz bu ülkenin savaşına da gittik, vergisini de veriyoruz, askeri de oluyoruz ancak bir türlü eşit yurttaş olamıyoruz, öyleyse eşit yurttaşlık hakkımızı istiyoruz. Eğer bu ülkede laiklik olsaydı bu cümleyi kurmayacaklardı. Cemevlerimiz ibadet yeri sayılmıyor. Eğer gerçek laiklik olsaydı şimdi ‘cemevlerimiz ibadet yeri sayılmıyor’ demeyecektik. Böyle bir problem olmayacaktı ve eğer gerçekten laiklik olsaydı çocuklarımıza istemediğimiz zorunlu din dersi altında bizim hiç de istemediğimiz bir inanç çocuklarımıza öğretilmeyecekti. Özellikle de devlet eliyle kurulmuş Diyanet eliyle sürekli, planlı programlı bir asimilasyon siyaseti olmayacaktı. Böyle olunca şimdi Cumhurbaşkanın İstanbul’da bir dergahımızı ziyaret etmesi; tamam gelmiştir hoş bir şey ama o ziyaretin sonunda verdiği asıl mesaj orada yatıyor. Yani doğru bir perspektiften bakarsak doğru bir şey yapılmıştır. Bir ziyaret yapılmıştır ama o doğru ziyaretin arkasından ‘Sizi Kültür Bakanlığı’na bağlayacağım’ demek, işte ‘1924’teki tanınmayışı aynen kabul ediyorum, ben devletin asli duruşunun devamıyım, yeni bir şey yapmıyorum’ demektir.”

“ERDOĞAN, TABANINA ‘GÖRÜYOR MUSUNUZ BEN YİNE TANIMADIM’ MESAJI VERİYOR ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Alevi inancını tanımadığını vurgulayan Ali Aksüt, şu sözlerle değerlendirmesini sonlandırdı:

“İşin başından beri hilafeti kaldırmış, yeni bir rejim çıtası yükselmiş cumhuriyet beklentisi içinde olan halkın çıtası yükselmemiş, bir yerde kalmış sadece. Bir topluluğu tanıyan, diğerlerini ötekileştiren bir gerçekliğin devamı ‘aynısını sürdürüyorum’ demektir. Bu bakımdan bugüne kadar gelmiş geçmiş yöneticilerin davranışlarından cumhurbaşkanının davranışı başka bir şey değildir. Aynı şeyi sürdürmüştür. ‘Ben, seni eşit yurttaş olarak tanımıyorum’ demektir bu. ‘Cemevlerini ibadet yeri olarak kabul etmiyorum. Zorunlu din derslerini sürdüreceğim, planlı asimilasyona da devam edeceğim’ demek istemiştir. Alevilerin talepleri bunun tam tersidir. Yani Aleviler bunu istemiyor. Yapılanlar ‘ben, sizi yine tanımıyorum’ demektir.
Şahkulu Sultan Dergahı’nda verdiği mesaj, Alevilere yönelik bir şey değil. Kendi etrafındaki, tabanındaki belli bir cemaate ‘görüyor musunuz ben yine tanımadım’ demektir, başka bir şey değildir.”

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

 

 

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak