Alevi Haber Ajansi

“Yayla yasakları kalksın, koyunlar özgürce otlasın”-VİDEO

PİRHA – Mazgirt Şilk Köyü’ndeki sürü sahipleri, OHAL gerekçesiyle yaylalara çıkmalarda sürekli bir sıkıntı ve zorluk yaşadıklarını, bu yasaklarını kalkmasını, koyunlarının yaylalarda özgürce otlamasını istediklerini ifade ettiler. 

OHAL’in etkisi Dersim’de sürü sahiplerini de etkiliyor. Sürü sahipleri, yaylalarda can güvenliklerinin olmadığını, koyun otlatmaya gittiklerinde Heron korkusu yaşadıklarını belirterek bunlara karşı yasakların kalkmasını ve can güvenliklerinin sağlanmasını istiyorlar. Sürü sahipleri, her yıl yaylalara çıkışlarının geciktirildiğini bu nedenle de koyunlardan istenilen verimin alınmadığına dikkat çektiler.

Öte yandan artan yem ve saman fiyatlarına da tepki gösteren sürü sahipleri, yoğun çalışmaya rağmen emeklerinin karşılığını alamadıklarını da dile getirdiler. Devlet yetkililerinden buna yönelik bir çalışma yürütmelerini talep ettiler.

“KADININ YÜKÜ AĞIRDIR”

PİRHA’ya konuşan Hüseyin Kahraman, İstanbul’dan ablasının yanına yardıma geldiğini belirterek “Koyunları kadınlara sağdırmasınlar. Kadın bu meslekte çok eziliyor. Kadın şimdi bizimle beraber davar sağıyor. Bizimle beraber koşturduktan sonra bir de akşam yemeği yapıyor. Akşam peynir yapıyor. Kadının yükü ağırdır burada. Kadınlarla erkekler ortak çalışın bu meslekte.”

Koyun sürülerine çobanlığa geldiğini belirten Erdem Karakuş ise mesleği ve zorluklarını şöyle aktardı:

“Kışı burada geçirdik. Buradan sonra yaylaya gideceğiz. Okul okumadık, bu mesleği yapmaya devam edeceğiz. Hayatımızı bir şekilde devam ettirmeye çalışacağız. Elbette şartlar zor; dışarıdan kolay geliyor, hayvanlar sevimli geliyor bu işi yapmayan kişilere. Ama şartlar zordur. Kışın burada çadırımız çöktü, kar yağdı. Kışın yemleme zor. Şu an sağım da biraz zor. Gece ben tek gidiyorum koyunları otlatmaya. Yaylalarda zorluk çekiyorsun. İster istemez rahatsız oluyorsun yaylalarda. Bu işi bileceksin ya da çalışacak birisi olacak.”

Her bölgeye giremiyorsun. Yasaklı bölgelere girdiğinde bir can güvenliğin yok. Bu bizi kötü etkiliyor. Bunun için kendi tedbirimizi almak lazım. Hayvancıları, Şavaklıları çok kötü etkiliyor bu mesele.

“DEVLET YAYLALARI İCARA AÇIYOR”

Her gün üç kişi beri taşında süt sağımı yaptıklarını söyleyen Karakuş, emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirterek şunlara değindi:

“Çünkü mal sahibinin açısından düşünürsen; kışın saman alıyor, samanın tonu koyundan pahalı. Arpa olmuş 1200 lira, yaylalar hep icar. Devlet kendi yaylasını millete icarla veriyor. Yol parası, kamyon derken masraflı oluyor. Et pahalı doğru; açığı orada kapatıyorsun. Yoksa kazançları pek olmuyor. Bu eziyete rağmen herkesin gördüğü gibi kazanç elde edilmiyor. Senede 40-50 bin çobana veriyorlar. 600 koyuna da 70-80 bin lira yem parası gidiyor senede.”

“YAYLALARDA CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK”

Devletin hayvancılığa desteğinin çok az olduğunu hatta engel olduğunu ifade eden Karakuş, yaylalarda yaşadığı sıkıntıları şöyle aktardı:

“Can güvenliğimiz yok. Kendi can güvenliğimiz bize aittir. Mesela çobansın, sürüyle ayrılıyorsun, uzakta geziyorsun, korkuyorsun Heron gelecek üstüne. Devlete bir şeyimiz yok ama can güvenliğimiz yok. Can güvenliğimizi alsalar çok iyi olur. Her bölgeye giremiyorsun. Yasaklı bölgelere girdiğinde bir can güvenliğin yok. Bu bizi kötü etkiliyor. Bunun için kendi tedbirimizi almak lazım. Hayvancıları, Şavaklıları çok kötü etkiliyor bu mesele.”

“BURADA ÖZGÜRÜZ, DOĞAYLA İÇ İÇEYİZ”

Altun Çelikel de, “Geçici olarak buraya, Mazgirt’e geldik, kiracıyız burada. Yayla zamanında yükleyip gideceğiz. Eylül, Ekim gibi buraya geliyoruz. Devletin bize verdiği çıkışa bağlı yaylalara gidiş zamanımız. Yaylalarda Ağustos’a kadar kalıyoruz. Biz her zaman Ovacık Mercan yaylalarına gidiyoruz. Mayıs’ın sonlarına doğru kendimizi toparladığımız zaman çıkar gideriz. Kışlakçıyız biz burada” dedi.

Çocukluğundan beri bu işi yaptığını hatta bu işin içinde doğduğunu belirten Çelikel, yaptığı işleri şöyle anlattı:

“Kendi işinin patronusun burada. Ezilsek de yapıyoruz. Böyle daha iyidir. Burada özgürüz, doğayla iç içeyiz. Koyunun var, kuzun var, uğraştığın bir şey var. Davar sağıyorum, peynir yapıyorum, ekmek pişiriyorum, yemek yapıyorum. Tüm işler omuzlarımızda.”

“KENDİMİZE ZAMAN AYIRAMIYORUZ, MÜCADELE VERİYORUZ”

Çelikel, mesleğin zorluklarını ise şöyle ifade etti:

“Bu işin her yönden zorlukları var. Zor bir meslek, çalışıyoruz; boş bir zamanımız olmuyor. Kendimize zaman ayıramıyoruz. Yemek yapmaya vaktimiz olmuyor yani. Kışın karda, yazın da yağmurda, çamurdayız. Mücadele veriyoruz.

Tabi konma-göçme çok zor değişiklik olduğu için de bize güzel geliyor, alışmışız. Koyunlarımız nasıl rahat ediyorsa ona göre yaylaya gidiyoruz ve dönüyoruz.

Kışın çadırlarımız kar yağınca çöktü. Devletten de destek alamadık. Geldi burada bakıp fotoğraflarını da çektiler, devletten hiçbir destek alamadık. Benim kimsem yok, ekip biçeceğim toprağım da yoktur. Ben bu koyunla uğraşıyorum. Sadece benle eşim; o yüzden çoban almak zorundayız. Kazandığımız da fazla bir şey değil. Bu meslekte kalabalık çok önemli. Kalabalık olduğun zaman kazancın olur. Yaylalarda engel çıkmazsa kiraladığımız yerlere gideriz.”

Çelikel, “Yayla yasakları bizim yaylalara çıkış tarihimizi erteliyor. OHAL dolayısıyla sürekli yayla çıkış tarihlerimizi erteliyorlar, sıcaklık arttıkça da koyunlar etkileniyor, süt azalıyor. Verim alamıyoruz. Yasakların kaldırılmasını, koyunların özgürce otlamasını istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

İsmet SEFER-Hüseyin Yaşar SEZGİN/DERSİM

    

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak