PİRHA- Doların yükselmesiyle birlikte kağıtta oluşan kriz en çok da kitapçıları etkiledi. Q20 yayınevi sorumlusu Mahir Kaya, bu krizin sektörü nasıl etkilediğini PİRHA’ya anlattı.
Mahir Kaya, kitabevi danışmanı. 6-7 yayın evine danışmanlık ve Ankara bölge saha sorumluluğu yapan Kaya, Ankara’da yayınevlerinin kitaplarını nerede ve nasıl sergiletilip satılacağı üzerine saha çalışması yapıyor.
“İş bu olunca hem yayıncılarla muhatabım, hem kitap satış noktalarıyla, hem akademiyle, hem Ankara’daki kolej, anaokulu, kreşlerle” diyen Kaya’nın kitabın uzanabileceği her yere hitap eden bir görev tanımı var aslında.
Kaya, bundan dolayı bir yayınevinin adını vermenin doğru olmadığını belirterek, genel olarak işini yayınevi danışmanlığı olarak tanımlıyor.
Dövizin yükselmesi ile birlikte pek çok sektörde olduğu gibi kitap evleri de nasibini aldı.
Kaya, sektörde personel, matbaa, yayınevi, dağıtım firması ve kitap evi olmak üzere 7-8 parçada başka başka krizlerin yaşandığını söylüyor.
“AKADEMİDE, EDEBİYATTA NİTELİĞİN DÜŞMESİNE NEDEN OLACAK”
Kaya, doların yükselmesi nedeniyle oluşan kâğıt kriziyle birlikte sektörde son dönemlerde yaşanan sorunları şöyle özetledi:
“Başlangıç noktası olarak matbaadan hatta daha öncesine, teliften bahsedelim. Yurt dışı üretim, yurt dışından telif alınarak Türkçeye çevrilen ürünlerin tamamı döviz üzerinden satın alındığı için dövizin artması ile beraber yurt dışına borcumuz da artıyor, ya da daha cesur olmamız gerekiyor.
Yeni bir organizasyon ya da yeni bir proje oluşturacaksak göze almamız gerekiyor. Geçmişte yurt dışı döviz borcumuzu taksitlendiriyorduk. Dövizin hareketliliği olmadığı dönemlerde taksitlendirme imkanımız olduğundan cesaret edebiliyorduk ama şimdi taksitlendirmenin de yayın evine bir zararı var. Çünkü bekleyen borç yükselmeye devam ediyor. Ondan dolayı yayıncı bir kere ithal telif üretimi noktasında sıkıntıya düşüp yerli üretime dönmenin yollarını arayacak gibi gözüküyor. Bu da hem akademide, hem de edebiyatta, akademik ve edebi metinde, niteliğin düşmesine sebep olacak gibi gözüküyor.
Telifi geçtikten sonra kitabı çeviriyoruz. Matbaaya gönderiyoruz, kâğıt sıkıntısı ile karşılaşıyoruz. Matbaanın kendi sıkıntıları var. Kullandığı bütün sarf malzemeleri dâhil olmak üzere bütün malzemeler bunların tamiratları, tadilatları euro ve dolarla olduğu için matbaa fiyatları arttı.
Düzenek kâğıttaki krizi zaten biliyorsunuz. Kâğıt eurodan da dolardan da daha güçlü yatırım aracı haline gelmiş durumda. İnsanlar espri ile ‘tuvalet kâğıdına yatırım yapsaydım’ diyebiliyorlar ki; bu bizim ağlanacak halimiz.
Matbaa fiyatlarının artışı otomatik olarak kitap fiyatının da artışına sebep olan ikinci nüans oluyor. Dağıtım ağına geldiğimizde bu sefer dağıtımcılar kendi krizlerini yaşıyorlar. Çünkü yüzde 5, yüzde 10 gibi bir payla çalışıyorlar. Bizim yüzde 40’la dağıtım firmasına gönderdiğimiz bir kitap yüzde 35 ya da yüzde 30 gibi bir indirimle kitap evine gönderildi. Dağıtımın borcu trilyonlardır, karı yüzde 10’dur. Batan herhangi bir kitabevi zincirleme olarak dağıtımı ve yayın evini etkiler domino taşı gibi yıkılır yan yana.
“SOKAK KİTAPÇILIĞI NEREDEYSE BİTTİ”
Kitabevi krizine gelecek olursak Türkiye’de kitapçılık 90’lardan bu yana alışveriş merkezlerine sıkışmış durumda. Sokak kitapçılığı nerede ise bitti. Bitmediği kısmını da korsan kitapçılığı aldı götürüyor. Bizim sektöre herhangi olumlu bir dönüşü yok, sokaktaki kitapçılığın.
AVM kitapçılığı da kitapçılığın döviz üzerine kurulu olduğu için bu sefer kitapçının kira maliyeti katlanıyor. Kira maliyeti katlandığında kitapçı daha çok kitap satmak zorunda kalıyor ama kitap fiyatı yükselince kitabın satış rakamı azalıyor.”
“SEKTÖRDE EMEK HARCAYAN HERKESİ ETKİLİYOR”
Kaya, kriz öncesinde kitap ihtiyaç listesinde yaklaşık 300. sırada olduğunu her kriz döneminde ise gerilere düştüğünü söyledi.
KayA, “Böyle olunca kitap satış adedi azalıyor, kitabı satmanın maliyeti de yayıncılar zam yaptıkça etiket yapacak personelin sayısının artması gerekiyor. Kira artıyor, kitabın satma maliyeti de kitapçı açsından artıyor ve kitapçı çok daha zor durumda” dedi.
“YAYINCILAR HER AN KAPATABİLİR”
“Bu kriz sadece yayıncıyı ya da gazeteciyi etkilemiyor. Bu kriz sektörde emek harcayan herkesi etkiliyor” diyen Kaya, “Kitap evinde çalışan personel her an işsiz kalabilir. Kitap evi her an dükkanı kapatabilir, AVM’ler her an boş kalabilir. Dağıtım firmaları her an ödeme yapmayı kesebilir, yayıncılar da her an kapatabilir” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLARIN HAYAL GÜCÜNÜ GELİŞTİREN KİTAPLAR ARTIK HAYAL”
Kaya çocuk kitaplarına ilişkin ise şunları söyledi:
“Çocuk kitapları, çizgi romanlar gibi özel alanlar var. Bu alanlar biraz önce bahsettiğim gibi akademik metin ve edebi metindeki gibi kalitenin düşüşüne benzer bir gelişme söz konusu. Çocuk kitaplarına özel üretilen yurt dışına üretilen, Türkiye’deki matbaa teknolojisi ve maliyetlerin göze almamızı engellediği çeşit, çeşit, rengarenk, cıvıl cıvıl sesli, hareketli delikli kitaplar ithal ürünler olduğu için dövizle üretilip yurt dışından Türkiye’ye gümrükle tırlarla gemilerle geldiği için, artık hayatta cesaret edemeyeceğimiz işler. Bundan sonra çocuklarınız için o renkli hayal gücünü geliştirici kitapları hayal etmekten vazgeçin. ‘O eski hayalinizdi.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.