Alevi Haber Ajansi

Yaşamı Yeniden İnşa Hareketi’nden BM’ye çağrı: Suriye’deki Alevi katliamı durdurulmalı

 PİRHA- Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi, Suriye’de HTŞ eliyle Alevilere dönük gerçekleştirilen katliamı kınadı. Birleşmiş Milletler’e yapılan çağrıda, “Bu bağlamda, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm küresel ve bölgesel güçler, Suriye’deki gerici unsurların etkilerini durdurmalı ve bu halkların yaşam haklarını güvence altına almalıdır” denildi.

Suriye’nin k uzeybatısında bulunan Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta Alevilerin hedef alındığı saldırıların son iki günde tırmanışa geçti. Çoğunluğu sivil olmak üzere binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiği ve yüzlercesinin de HTŞ tarafından bilinmeyen merkezlerde alıkonulduğu belirtiliyor.

Konuya ilişkin açıklama yapan Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi, bölgedeki toplulukları birbirine düşmanlaştıran, tarihsel düşmanlıkları körükleyen cihatçı katillerin durdurulması çağrısında bulunarak, “Bugün Suriye’de yaşanan acıların sorumluluğu, sadece yerel aktörlere değil, bu gruplara güç veren ve arkasında duran uluslararası güçlere de aittir” diye belirtti.

“BÖL-PARÇALA-YÖNET POLİTİKASI BÖLGEDE HÜKÜM SÜRÜYOR”

Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi’nin açıklaması şöyle:

“Suriye’deki son yıllarda yaşanan trajediler, sadece yerel dinamiklerin bir sonucu değil, aynı zamanda uluslararası güçlerin müdahalesiyle şekillenen bir sürecin neticesidir. Suriye halkları, yıllarca süren savaştan, katliamlardan ve yerinden edilmeden büyük bedeller ödemektedir. Bu savaşın temelleri, geçmişteki yanlışlardan ve bugünkü dış müdahalelerden kaynaklanmaktadır.

Ancak unutulmamalıdır ki, bugünkü krizlerin zemini, yüz yıl önce Lozan Antlaşması’nda atılmıştır. Lozan’da Ortadoğu halklarının iradesi yok sayılmış, sınırlar cetvelle çizilmiş ve halklar etnik ve mezhepsel kimliklere sıkıştırılmıştır. Halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkı gasp edilmiş, Alevilerden Kürtlere, Araplardan Ermenilere kadar birçok topluluk yok sayılarak, bugünkü bölgesel krizlerin temeli atılmıştır. Lozan’dan bu yana Ortadoğu’da barış ve adalet değil, böl-parçala-yönet politikası hüküm sürmüştür.

“SORUMLULUK YEREL AKTÖRLERLE BİRLİKTE ULUSLARARASI GÜÇLERİNDİR”

Son günlerde Alevilerin yaşadığı şehirlerden gelen görüntüler, insanlık dışı bir sürecin devreye konulduğunu açıkça göstermektedir. HTŞ (Hizb al-Tahrir ash-Sham) ve diğer cihatçı grupların, Alevilere yönelik işlediği katliamlar ve acımasız saldırılar, bölgedeki halkların barış içinde bir arada yaşama arzusunu yok etmeye yönelik tehlikeli bir aşamaya gelmiştir. HTŞ, sadece IŞİD (DAEŞ) ve diğer gerici unsurların temsilcisi olmakla kalmayıp, aynı zamanda bu gerici akımların birleştiği bir çatı altında halkların özgürlük ve eşitlik taleplerine karşı bir tehdit oluşturmaktadır. Bu gruplar, bölgedeki toplulukları birbirine düşmanlaştıran, tarihsel düşmanlıkları körükleyen ve acımasız saldırılarla toplumsal barışı yok etmeyi amaçlayan ideolojilere dayanmaktadır. Bugün Suriye’de yaşanan acıların sorumluluğu, sadece yerel aktörlere değil, bu gruplara güç veren ve arkasında duran uluslararası güçlere de aittir.

“GERİCİ UNSURLARIN ETKİLERİ DURDURULMALI!”

Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi olarak, Suriye halklarının yalnızca bir yönetim değişikliği değil, tüm toplumsal yapının yeniden şekillendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu yeniden inşa süreci, halkların birbirine düşmanlaştırılmadan, tüm farklılıklarına saygı göstererek bir arada yaşamalarını sağlamalıdır. Gerici ideolojiler ve tarihsel öfkenin körüklediği nefretin hüküm sürdüğü bir ortamda, barış içinde yaşamaktan söz edilemez. Ancak, halklar farklılıklarını bir tehdit olarak değil, bir zenginlik olarak kabul ettiklerinde, barış için umut doğacaktır.

Suriye’nin geleceği, Alevilerden Kürtlere, Araplardan Ermenilere, Türkmenlerden Hristiyanlara kadar her bir halkın, eşit haklar ve özgürlükler temelinde bir arada yaşayabilmesinden geçmektedir. Ancak bu, sadece Suriye’nin değil, tüm Ortadoğu’nun yeniden şekilleneceği bir sürecin ilk adımı olacaktır. Aksi takdirde, Suriye’deki halklar birbirini yok etmeye devam edecek ve barış umutları sönecektir.

Bu bağlamda, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm küresel ve bölgesel güçler, Suriye’deki gerici unsurların etkilerini durdurmalı ve bu halkların yaşam haklarını güvence altına almalıdır. Uluslararası toplum, sadece Esad rejimi ya da bir grup üzerinden değil, tüm gerici yapılarla mücadele etmelidir. Bu, sadece Suriye halkları için değil, tüm Ortadoğu’daki barış için hayati bir adımdır. Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi olarak, Suriye’nin geleceği için el birliğiyle harekete geçmeye, tüm halklarla birlikte eşit, özgür ve barış içinde bir yaşam inşa etmeye davet ediyoruz.”

PİRHA/MARAŞ

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.