Alevi Haber Ajansi

Yasak ve katliamlara karşı ‘Yeniden Özgürlük’-VİDEO

PİRHA-Ressam Cafer Tabak’ın 3 yıllık çalışmasının ürünü olan “Yeniden Özgürlük” adlı resim sergisi 12 Mart’a kadar görülebilir.

İnsanı insan yapan özgürlüklerimizin birer birer elimizden kıyıcı bir şekilde alındığı bugünlerde ressam Cafer Tabak, son dönem resimlerini “Yeniden Özgürlük” temasıyla izleyicilerinin karşısına çıkarttı. 3 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu eserde, özellikle Alevilik, Bektaşilik ve Ehlibeyt dünyasına dair imgeler ve simgeler ile yasakları simgeleyen teller dikkat çekiyor.

Cafer Tabak, 1956’da Maraş Afşin doğumlu ama kendisini Elbistan’lı olarak görüyor. Resime merakı çocukluğundan başlıyor. Bunu “Halbuki bizim oralarda herkes ozandır, bağlama çalar. Ben olmayanı tercih ettim” diye anlatıyor. İlk resim sergisini Afşin Termik Santrali’nde çalışırken bir arkadaşıyla açar. Ankara yıllarında resme olan ilgisi depreşen Tabak, resim eğitimi için liseyi dışarıdan bitirip Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nü okur. Mezun olana kadar çeşitli karma sergilere katılır. Tabak’ın ‘özgürlük’ kavramına olan ilgisi fakülte yıllarında başlar ve ‘Özgürlük’ konulu ilk sergisini mezun olduktan sonra Devlet Resim Heykel Müzesi’nde açar. Ankara, Mersin ve Almanya’da da sergiler açan Tabak, ‘Yeniden Özgürlük’ adlı sergisiyle ilk olarak İstanbulluların karşısında…

DİKENLİ TELLER VE KAFES

Sergisini ziyaret ederek kendisiyle konuştuğumuz Tabak, bir insan olarak yaşadığı bütün toplumsal, politik durumların resimlerini yapma süreçlerini, konu, tema belirleme anlarını doğrudan etkilediğini dile getiriyor. İstanbul’daki sergisinde yer alan resimlerinin özellikle son üç yılda Türkiye’de yaşanan sosyolojinin etkisiyle biçimlendirdiğini ifade eden Tabak, ‘Ne kadar baskı, yasaklama varsa özgürlük teması o kadar öne çıkıyor resimlerimde, yasakları simgeleyen dikenli tel ve kafes gibi imgeler kullandım. Muhalif olan her şeye her zaman baskı var. Bizim işimizde o muhalif olan şeyi dile getirmek” diyor.

1995 yılında açtığı ilk ‘özgürlük’ konulu sergisinde yer alan resimlerini de benzer duygularla yaptığını ifade eden Tabak, “Yine o dönem Buca’da eylemler olmuştu. Cezaevinde insanlar yakılmıştı. O dönem resimlerimde onlar yer almıştı farklı farklı imgelerle. Cezaevinde olan bir insanın elinde başka hiçbir savunma aracı yoktu. Daha çok el kavramı ile girmişti tuvallere” diyor.

Parmaklara olan ilgisinin 10 yıldır resimlere yansıdığını söyleyen Tabak, elin, emeğin insan yaşamında oynadığı rolün görülmesi gerektiğini düşünerek, parmakları önemseyişini “Baktım ki parmakların hakkı biraz gasp edilmiş veyahut da inkâr edilmiş onun için parmaklarla baya uzun bir süre çalıştım” sözleriyle dile getiriyor.

Aleviliğin ‘insan’ mefhumunu ele alış tarzını, resim aracılığıyla yeniden işleyen Tabak, ‘İnsan-ı Kamil’ kavramıyla ilgili çeşitli tematik çalışmalara imza atmış.

Mitolojik sembollerinde yer aldığı sergide Hasan ve Hüseyin’i temsil eden ozan silüeti üzerinde gelincik formunu da kullanan Tabak, “Mitolojik anlatımda derin bir yerde bir yazıda kıpkırmızı gelincikler vardı. Muhammet Cebrail’e sorar ‘bunlar nedir’ diye, o da ‘Hasan ve Hüseyin’ olduğundan söz eder. Ozan silüeti içerisinde onu simgelemeye çalıştık” diyor.

İnsanın insan olarak var olabilmesinin koşullarının ortadan kaldırıldığı bir ortamı, özellikle tel örgülerle simgelemiş ressam Tabak. Bir asker figürü üzerinde militarizmi yaşanan katliamları sıralamış, bir yanda da masumiyeti ifade etmek için kullandığı çocuk yüzünde tarihten günümüze yaşanmış, yaşanması gereken ve yaşamaya devam edecek insanları kütüphanenin içinde resmetmiş.

Militarizmin içinde tamamen katliamların yer aldığını söyleyen Tabak, 10 Ekim Ankara Katliamı’nın ardından katliamın yaşandığı yerde her ay resim çalışıyor.

Resimlere ilginin genel olarak zayıf olduğunu ifade eden Tabak, sergi de en çok mutlu eden şeyi şöyle anlattı: “Baran isminde 8-9 yaşlarında küçük bir çocuk, ‘Ben okul harçlığımı biriktirip bu resmi almak istiyorum’ dedi. Olağanüstü sevindim. Bu resim artık Baran’ın. Bu sergi de belki de en mutlu eden şey o oldu.”

Sergiyi 12 Mart’a kadar İstanbul Harbiye’de bulunan İSMMMO Hizmet ve Kültür Binası’nda gezebilirsiniz.

Sevim Kahraman/İSTANBUL

HABERİN VİDEOSU

Alevi temasındaki gül bülbül. Seyid Nesimi’nden bülbüle, “Gülden terazi yaparlar” sözleri Bülbül içinse, “Bülbül gibi sevmeyeceksen, gönlünü yorma boşuna” sözleriyle atıfta bulunmuş.

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak