PİRHA – Yaklaşık 9 aydır tutuklu bulunan ve hala iddianameleri dahi hazırlanmayan 15 tutuklunun aileleri ve avukatları, bu sürecin biran önce son bulmasını istedi. Yapılan açıklamada iddianamelerim keyfi bir şekilde geç hazırlandığı belirtildi.
TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Veli Büyükşahin ve Yayın Kurulu üyesi Veli Haydar Güleç’in de aralarında olduğu, 9 aydır cezaevinde bulunan ve hala iddianameleri dahi hazırlanmayan tutukluların aileleri ve avukatları, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya aileler ve avukatların yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
“YÜREĞİMİZ OĞLUMUZLA BİRLİKTE ZİNDANDA”
Basın açıklamasında ilk olarak 9 Ocak 2018’de evinden gözaltına alınarak tutuklanan üniversite öğrencisi Cihan Dağdelen’in annesi Rukiye Dağdelen konuştu. Oğlu Cihan’ın tutuklandığını ve Silivri Cezaevi’ne götürüldüğünü kaydede Dağdelen, 7 ay Silivri’de kaldıktan sonra aynı davadan yargılanan arkadaşları Veli Haydar Güleç ve Veli Büyükşahin’in koğuşuna geçmek istediği için İzmit Kandıra Cezaevine sevk edildiğini söyledi. Oğlu Cihan’ın tek kişilik odada kaldığını kaydeden Rukiye Dağdelen, bu duruma tepki gösterdi.
Dağdelen, üniversite son sınıf öğrencisi oğlunun nişanlı olduğu için düğün hazırlığı içinde olduğunu vurgulayan Dağdelen, “Bir anne olarak yüreğimiz oğlumuzla birlikte zindanda” dedi. Dağdelen, kamuoyuna seslenerek bu davalara sahip çıkmalarını ve oğlu Cihan’ın biran evvel serbest bırakılmasını istedi.
“BUGÜN KABA BİR DÜŞMANLA SAVAŞ HUKUKU UYGULANIYOR”
Cihan Dağdelen’in Avukatı Ercan Kanar da kısa bir açıklama yaptı. Kanar, Cumhuriyet tarihinin hukuk açısından, yargılama pratiği açısından en facialı bir dönemini yaşadıklarını söyledi.
12 Eylül Askeri Darbesini hatırlatan Kanar, şunları söyledi:
“O zaman bile yargıda belirli kriterler vardı. O zamanda işkence yaygındı, haksız davalar çok yaygındı, düşmanla savaş hukuku o zaman da uygulanıyordu ama o zamanda uygulanan düşmanla savaş hukuku klasik bir düşmanla savaş hukukuydu. Bugün ise kaba bir düşmanla savaş hukuku uygulaması var. Yani muhalif olan herkes mevcut iktidar tarafından düşman olarak kabul ediliyor ve hiçbir kriter olmadan aylarca tutuklanabiliyor.”
“HERKESİN AKP İKTİDARINA KARŞI SESİNİ YÜKSELTMESİ GEREKİR”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. 19. 36. maddesinde yer alan ‘Özgürlük ve güvenlik hakkını temin altına alan’ maddesini hatırlatarak, Türkiye’nin bu maddeleri tanımadığını söyledi.
Şu anda yaşananların trajikomik bir ceza uygulaması olduğunu belirterek, “Şu andaki yargıçlar ve savcılar bir hukukçu faaliyeti yapmıyorlar bir gardiyan faaliyeti yapıyorlar” dedi.
Keyfi bir şekilde iddianamelerin geç hazırlandığının altını çizen Kanar, AKP iktidarının faşizmine karşı toplumun sesinin çıkması ve basının da bu sesin yükselmesinde yardımcı olması gerektiğini vurguladı.
“FETÖ’NUN ÜRETTİĞİ AMA TOZLU RAFLARA KALDIRILAN DOSYALAR TEKRAR ÇIKARTILDI”
Ardından TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ve Yayın Kurulu Üyesi Veli Haydar Güleç’in Avukatı Seyit Demir konuştu. Yaşanan sürecin yargının siyasallaşmasıyla, yargının siyasetin aparatı haline dönüştüğünü belirten Demir,”Barış sürecinin olduğu Demokratik Toplum Kongresi (DTK) zamanında tozlu raflara kaldırılan 2011-2012 yılında yürütülen bir dosya tekrar karşımıza çıktı. Mevcut siyasal iktidarın polisleri kendilerine bir tanık, delil, her hangi bir tutuklamaya delil üretemedikleri için yine FETÖ’nun ürettiği ama tozlu raflara terk ettiği delillere sarıldılar. DTK ile ilgili müvekillerimize sorular soruldu, DTK yasa dışı örgütle bağlantılıymış gibi gösterilmeye çalışıldı oysa DTK’nın toplantıları İstanbul, Ankara ve Diyabakır’da beş yıldızlı otellerde kamuya açık şekilde yapıldı. Cemil Çiçek ve Bülent Arınç tebrik telgrafları gönderdi.”
“TOPLUMUN DUYARLI OLMASI GEREKİR”
Demir, Muharrem ayında cezaevinde oruç tutan müvekkillerinin engellendiğini, matem orucunda belli ritüellerin olduğunu, etli yemeklerin çıkarıldığını belirterek ibadetlerinin engellendiğini vurguladı.
Müvekilleri Veli Büyükşahin ve Veli Haydar Güleç’in sadece gazetecilik faaliyeti yürüttüğünü söyleyen Demir, bu sürecin aşılması için toplumun duyarlı olması gerektiğine vurgu yaptı.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.