PİRHA- Alevilikte inanç önderinin tek görevinin posta oturmak olmadığını vurgulayan Yalıncakoğlu, “Kazan kaynatmak da bir Alevi önderliğidir, lokma sunmak da paylaşmak da bir Alevi hizmetidir. Muhabbet erkanları, cemaat erkanları, Hakk’a yürüme erkanlarına vakıf olmak da inanç önderliğidir” dedi.
Yalıncak Sultan Ocağı Yol Yürütücüsü Sevim Yalıncakoğlu, Cem yürüten anaların sayısının yetersiz olmasını PİRHA‘ya değerlendirdi.
Alevi inancının Anadolu coğrafyasında kök saldığını ve dünyanın birçok yerinde var olduğunu belirten Yalıncak Sultan Ocağı’ndan Sevim Yalıncakoğlu, Afganistan’dan İran Ehl-i Haklara, Arap Alevilerden, Suriye’ye, Irak’taki Kakailere kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada kendi özgün inançlarıyla ve kendi özgün ritüelleriyle yaşayan ve bin bir süreği olan bir inançtır” dedi.
“ALEVİLİKTE KADIN ERKEK AYRIMI YOKTUR, SADECE CAN VARDIR”
Alevi süreklerinin tamamında erkek kadın ayrımı olmadığını sadece can kavramı olduğunu vurgulayan Yalıncakoğlu, “Alevilikte post ve hizmet sahibinin cinsiyeti yoktur. Bunların misyonları vardır. Kendilerinin ocaklarından dergahlarından ve ocak soylarından gelenlerin üzerinden yürüyen bir inanç önderliği, post sahipliği gibi görevleri vardır. İkisi de bu yoldan ve soydan gelen dedenin kadını da erkeği de aynı eşitlikte, bu yolu geçmişten günümüze getiren Alevi Yol erkanının hizmet sahipleridir” dedi.
Alevilikte inanç önderinin tek görevinin posta oturmak olmadığını vurgulayan Yalıncakoğlu, “Kazan kaynatmak da bir Alevi önderliğidir, lokma sunmak da paylaşmak da bir Alevi hizmetidir. Muhabbet erkanları, cemaat erkanları, Hakk’a yürüme erkanlarına vakıf olmak da inanç önderliğidir” diye ifade etti.
“ANALARIN POSTA OTURMAMASININ NEDENİ ZAMANIN KOŞULLARINDAN BAĞIMSIZ DEĞİL”
Anaların posta oturmaması cem yürütmemesinin zamanın koşullarından kaynaklandığını belirten Yalıncakoğlu, şunları kaydetti:
“Analar çocuklarını, torunlarına bırakıp bir köyden başka bir köye karda, kışta, soğukta gidip başka köylerde post sahipliği yapamadıkları bir yana aynı zamanda Sünnilerin Aleviler üzerinde de sirayet etmiş olan kadını eve kapatma, kadının yeri evidir, kadın çocuklarına bakar, kadın yemek yapar kısmının da etkisiyle var olan makamlardan soyutlanmış hizmet olan sadece mutfak kısmına sıkıştırılmış olsa da tabii ki analık yok olmamıştır.”
“ÇAY GETİRMEK DE, GÜLBENK OKUMAK DA BİRBİRİNDEN ÜSTÜN DEĞİL, HEPSİ BİR HİZMET MAKAMI”
Kara kazan sahipliğinin post makamı kadar bir mertebe olduğunu belirten Sevim Yalıncakoğlu, “Alevi inancında Alevi Yol erkanında talibe hizmet etmek, Hakk’a hizmet etmektir. Bunu bir çay getirerek, gülbeng okuyarak, bir tas su vererek, oturacağınız döşeği temizleyerek yaparsınız. Bunların hepsi bir hizmet makamıdır. Bu hizmetler ne biri birinden üstündür ne birbirinden farklıdır. Kadınlar kara kazanın başında lokma kaynatsın, erkekler de posta oturup cem erkanı yürütsün ya da Hakk’a yürüme erkanı yürütsün, dar erkanı yürüsün, diye bir şey yok. Bunların hepsi inanç erkanlarının, inanç hizmetinin bir parçasıdır. Bu hizmetler yoldan gelen cana ocak sahibi ve ocak evlatlarına, dergâh evlatlarına talipler tarafından verilmiş yol hizmetleridir. Bunun kadını erkeği olmaz” ifadesini kullandı.
Aleviliğin dönemin şartlarına göre yaşayan bir inanç olduğunu vurgulayan Yalıncakoğlu, “Bundan 50 yıl önce cemevi diye bir şey yoktu. Neden yoktu? Çünkü herkes köyde evin en büyük odasında ya da dedenin odasında ya da kimin evi daha büyükse onun evinde cem mekanları sürüldü. Ama şehirlerde böyle bir şey yaşamak mümkün değil. 35 metrekare odalarda yaşıyoruz artık. Bu odalarda cem erkanı yürütülemeyeceği için bizim cem hanelere ihtiyacımız oldu, cemevlerine ihtiyacımız oldu. Zamana göre bunu geliştirdik” dedi.
Hakk’a yürüme erkânlarının artık evlerin önünde yapılmadığını da belirten Yalıncakoğlu, şöyle devam etti:
“Şimdi şu sokakta bu caddede Hakk’a yürüme erkanı yapılamayacağına göre cemevini kendimize dergâh kurduk ve oralarda hizmetimizi sürdürüyoruz. Artık bu cemevlerinde yürütülen hizmetleri kadınlar da yapabilir. Çünkü evimizden kalkıyoruz, geliyoruz, hizmetimizi görüyoruz. Ne yaşam alanından herhangi bir kopuş yaşanıyor ne de hizmetimizden bir kopuşa gerek var.
“ÖZÜMÜZE DÖNELİM DİYORUZ”
O yüzden diyoruz ki biraz bizden aldığınız yerlerden bize yer verin. Biz gelip sizin yerinizi almayacağız, bunu yapmayacağız. Biz sadece yanınızda şöyle birazcık boşluk bırakın, oraya da biz gelip oturacağız, diyoruz. Siz de bu kazanın başına dönün artık. Hep beraber kara kazanı beraber kaynatalım, cemi de beraber yürütelim, erkanımızı da beraber yapalım diyoruz. Yani özümüze dönelim diyoruz. Yol bize ne söylediyse biz onu yapalım diyoruz. Er kişinin kadını erkeği olmaz.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.