Alevi Haber Ajansi

Wernicke-Korsakofflular: Yaşam evinde birbirimizi varediyoruz-VİDEO

PİRHA-Yaşam ve Dayanışma Alanı’ndan Wernicke-Korsakofflular PİRHA’ya konuştu. F Tipleri’ne karşı ölüm orucuna giren ve 19 Aralık operasyonunda müdahale edilmesiyle Wernicke-Korsakoff hastalığına yakalanan mahpuslar, İstanbul’da kurdukları yaşam evinde hayata tutunmaya çalışıyorlar. 

19-22 Aralık 2000 yılında aynı anda ülke çapında 20 ayrı hapishanedeki siyasi tutuklu ve hükümlülerin kaldığı bloklara operasyon düzenlendi. Operasyon sonucunda 28 tutuklu ve 2 asker olmak üzere toplam 30 kişi hayatını kaybetti. Operasyona “Hayata Dönüş” ismi verildi.

Operasyon öncesinde hapishanelerde F Tipleri’ne ve devletin diğer baskılarına karşı ölüm oruçları başlatılmıştı.

Ölüm Oruçları ve 19 Aralık operasyonu sonucu hayatını kaybedenler, yaralananlar ve ömür boyu Wernicke Korsakoff hastalığı ile yaşamak zorunda kalan insanlar var.

19 Aralık operasyonun ardından Tokyo ve Malta bildirileri yok sayılarak ölüm orucundaki mahpuslara zorla tıbbi müdahaleler yapıldı. Müdahaleler sonucunda onlarca mahpus Wernicke-Korsakoff sendromuna yakalandı. Bugün zorla müdahale edilen mahpusların çoğu ileri derecede yürüme ve konuşma güçlüğü, hafıza kaybı gibi sorunlar yaşıyor. Sendromun etkileri kişiden kişiye değişse de çoğu geçmişinin önemli bir kısmını hatırlamıyor.

O gün bugündür Wernicke Korsakofflular, bir şekilde yaşama tutunmaya çalışıyorlar.

ZORA KARŞI DAYANIŞMA 

Wernicke-Korsakofflular ve mücadele arkadaşları zoru dayanışmayla aşmak için 2004 yılında bir dayanışma ağı kurdular. Ardından 2009’da Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi ismiyle geniş çevrelerin desteğini alarak dayanışmalarını büyüttüler.

Wernicke-Korsakofflular için bir ev alınması gündeme gelmiş ve kısa sürede çalışmalarına başlamışlar. Düzenlenen dayanışma konserleriyle bir ev satın almışlar. Bu evin adı ise ‘Yaşam ve Dayanışma Alanı.’

HAYATA TUTUNMA ENERJİSİ VEREN EV

Evde söyleşiler, film gösterimleri gibi birçok etkinlik düzenleniyor. Belki de bu evin adında yer alan ‘yaşam’ yönüyle ilgilidir. Bir de ‘dayanışma’ yönü var. Evde işler kolektif biçimde görülüyor. Evde yaşayanlar fiziksel yeterlilikleri ölçüsünde ev işlerinin bir kısmının sorumluluğunu üstlenmiş. Bir kısmı bulaşık yıkıyor, bir kısmı yemek yapıyor, bir kısmı ise temizlik.

Kendi ifadeleriyle yaşam ve dayanışma alanıyla ilgili kiminle konuşabiliriz diye sorduğumuzda oy birliğiyle Fatime’yi gösteriyorlar. Fatime’nin evin konuklarından olduğunu ve sürekli kalmadığını ancak sık sık ziyaret ettiğini öğreniyoruz.

Kendisi de Wernicke-Korsakoff hastası olan Fatime Tekin eski mahpus ve bir sağlıkçı. Evde yaşayanların sağlık kontrollerini yapmak için sık sık eve geliyor.

“BİRBİRİMİZİ VAR ETTİĞİMİZ BİR ALAN”

Fatime Tekin eve dair şu bilgileri veriyor:

“Sabah en geç saat 09.00’da kalkıyoruz burası bir dayanışma alanı. Sık sık dayanışma için gelen dostlarımız var. Dışarıdan gelen arkadaşlarımız da gelip burada kalıyor. Burası dayanışma alanı dayanışmayla birbirimizi var ettiğimiz bir alan ama aynı zamanda birbirimizi çok ciddi eleştirdiğimiz de bir alan. Kavgalarda yapabildiğimiz gerçek bir yaşam alanı.”

Evde yaşayanların devrimci, sosyalist, öğrenme merakıyla dolu insanlar olduğunu söyleyen Tekin, her Pazar günü söyleşiler gerçekleştirdiklerini belirtiyor.

Tekin, “Her arkadaşımız söyleşilerde 20 dakikalık sunumlar yapar. Bireyselleşmememiz ve yalnızlaşmamamız için birbirimize aktarımda bulunuyoruz. Evin içindeki arkadaşlar hareket kabiliyeti sınırlı arkadaşlar. Dışarıdaki yaşamı arkadaşlara taşımamız gerekiyor. Dışarıda hareket edebilen arkadaşlardan biri benim. Sokakta neler oluyor? Pazar günkü sohbetlerimizde ben de anlatıyorum dışarıyı ya da en önemli şey hapishaneler süreci olabiliyor. Üretimin herhangi bir konusu veya film olabiliyor” diyor.

“CÜMLELERLE BAĞ KURAMIYORUM”

Ömer, Yaşam ve Dayanışma Evinde. Wernicke-Korsakofflu olduğu için hafıza kaybı problemi yaşıyor. Cümlelerle bağ kuramadığını ya da kitap okuyamadığını söylüyor.

“Daha çok film izliyorum ama filmleri anlamak sorun. Bana iyi anlatıyorsun deseler de ben çok inanmıyorum. Bir film izledim çok güzel bir filmdi ama filmin eleştirisini okudum, eleştirisiyle film arasında hiçbir bağ yoktu” sözlerinin ardından bir gülüşme başlıyor. Fatime araya giriyor gülüyor. Fatime, “Gerçekten bir bağı yoktu. Bizim kusurumuz da değil filmin de kusuru değil” diyor.

Ulaş da yaşam alanından. İzmir Bergama’dan tedavi olmak ve arkadaşlarını ziyaret etmek için gelmiş. Ulaş, “Memlekette böyle bir ortam yok, dayanışma yok, buraya geldiğimde yaşama katıldığımda iyi hissediyorum. Farklı bir duygu burası” ifadelerini kullanıyor.

Murat Kamil DEMİR-Rohat EMEKÇİ
İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak