PİRHA- Hacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini Veliyettin Ulusoy, yazılı bir açıklama yaparak, bir ay içinde Alevi yoluyla bağdaşmayan durumlara dikkat çekti. Ulusoy, Ramazan orucu sonrasında Bayram Cemi düzenlenmesine ve Hacıbektaş’ta deklare edilen “Alevi yol ve erkan” başlıklı bildiriye ilişkin eleştiriler yöneltti.
Hacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini ve Hünkâr Hacı Bektaş Veli Vakfı Başkanı Veliyettin Hürrem Ulusoy, son bir ayda Alevi yoluyla bağdaşmayan üç durum yaşandığını belirterek, yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, ‘Pirincin içindeki beyaz taşlar’ Yolumuzun temel düsturları ve Alevi Bektaşi toplumunun inancında yeri olmayan üç durumu yaşattılar: ‘Bayram Cemi’, Sivas Katliamı Anması esnasında Pir Sultan Abdal ve Hacı Bektaş Veli’nin, Şeyh Sait ile aynı kefeye konulurken ‘alkışlanması’ ve Hacıbektaş-Deklarasyonu” denildi.
Ulusoy, Alevi yolunun temel düsturları ve Alevi Bektaşi toplumunun inancında yeri olmayan durumlar konusunda yazılı bir açıklama yaparak, değerlendirmelerde bulundu.
Ramazan orucu sonrasında bazı cemevlerinde Bayram Cemi yapılmasına tepki gösteren Ulusoy, “Kendi yolumuza sahip çıkmadığımız sürece komşu inançları taklit etmeye, kopya olmaya mahkûmuzdur” dedi.
“İster bilinen tarih diyelim ister Yolumuzun tarihsel döngüsü diyelim, hiçbir dönemde ve hiçbir zaman içinde ‘Bayram Cemi’ adı altında ne erkân kuruldu ne de cem sürüldü. Biz kendimize saygımız olmadığı sürece, kendi yolumuza sahip çıkmadığımız sürece komşu inançları taklit eden, kopya olmaya mahkûmuzdur. Yolumuzun temel ibadet biçimlerinden biri olan Cem’de hizmetlerin, deyişlerin, muhabbetlerin süresi değişmekle birlikte birçok zaman ve mekânda cemler sabah gün ışıyıncaya kadar sürebilmektedir. Buradaki ibadetimiz de oturan-duran gülbengi ile canlar govsuz, kıybetsiz huzur içinde cemevinden ayrılırlar.”
Ulusoy’un tepki verdiği durumlardan biri de Madımak anması sırasında Şeyh Sait isminin Hacı Bektaş Veli ve Pir Sultan Abdal ile birlikte anılırken alkışlanması. Uulusoy, bu durumun incitici olduğunu savunarak şunları ifade etti:
“Acılar paylaşıldıkça azalsa ve yaralar kendini sarsa da bazen daha incitici, gönül kırıcı olabilmektedir, yaşananlar. Madımak Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin anması sırasında karanfiller bırakılırken Hacı Bektaş Veli ve Pir Sultan Abdal’ın, Alevilerin kurmuş olduğu Kamber-i Ali sofrasına oturmayan Şeyh Sait ile aynı kefeye konulurken ‘alkışlanması’ incitici bir durumdur. ‘Alevilerin kestiği haramdır, yenilmez’ düşüncesi ile kurulan sofraya oturmayan birinin Yolumuzun uluları ile aynı kefeye konulmasına gönlümüz razı olmaz.”
“MESELE YOL OLUNCA MÜSAADE ETMEYİZ”
Alevi Pirleri ve aydınları tarafından kamuoyuna açıklanan “Alevi yol ve erkan” başlıklı bildiriyi de eleştiren Veliyettin Ulusoy, “Hacıbektaş deklarasyonu sunumunda Şah-ı Merdan Ali, Fatma Ana, On İki İmam, Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Kalender Çelebi, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal, Yemini, Nesimi, Virani, Hatayi, Hamdullah Çelebi, Edip Harabi, vb. Yolumuzun daha nice uluları, erenleri ve evliyalarından birinin ismine yer verilmemesi için epey çaba ve emek sarf edilmiş gibi” ifadesini kullandı.
Ulusoy şu noktalara dikkat çekti:
“Elbette ki insanlar düşünce ve fikirlerini çeşitli platformlarda dile getirebilirler ve hatta arzu ettikleri takdirde yayınlayabilirler. Buna hiçbir sözümüz olmaz. Fakat mesele Yol olunca Şah’ın duruşuna, Veli’nin gelişine, arifin oturuşuna, abdalın bakışına, delinin işine söz edilmesine müsaade etmeyiz. Unutulmasın ki bizler Yolumuzun birer hizmetkârı olarak Pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin köçeğiyiz, kösteği değil! Yolumuzun Piri Hünkâr Hacı Bektaş Veli de çevresindeki tüm Yol uluları ile birlikte erkân kurup, ibadet, muhabbet edip, yaşama ve insana ait her alanda varlığı ve Pirliği ile yol gösterici olmuştur.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.