PİRHA-Veli Baba Sultan Ocağı evlatlarından Veli Türkarslan, Marmaris’teki cenaze erkanlarında Arapça dua ve Fatiha okunmadığını vurgulayarak, “Alevi inancı dogmatik değil, akıl ve bilimden yanadır. Bizler çağdaş ve uygar insanlar olarak, cenaze erkanlarımızda, 500 yıl evvel birilerinin takmış olabileceği takkeyi kullanmayız” dedi. Türkaslan, elinden geldiğince hizmetlerini Yol’a uygun biçimde yürüteceğini söyledi.
Alevi Yol önderleri, cenaze erkanlarının Alevi inancına uygun biçimde yürütülmesi için görüşlerini aktarmayı sürdürüyor.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Marmaris Cemevi Dedesi, Veli Baba Sultan Ocağı evlatlarından Veli Türkarslan, Muğla’nın Marmaris ilçesindeki erkanlarda Arapça dua ve Fatiha okunmadığını vurgulayarak, “Alevi inancı dogmatik değil, akıl ve bilimden yanadır” ifadelerini kullandı.
Veli Türkarslan, konuyla ilgili Hacı Bektaş Veli Dergahı Postnişini Veliyettin Ulusoy’un tüm söylediklerini destekleyerek “Çağdaş ve uygar insanlar olarak, cenaze erkanlarımızda, 500 yıl evvel birilerinin takmış olabileceği takkeyi kullanmayız” dedi.
KADINLAR, TÜM ERKANLARDA ÖNDE!
“Bizim erkanlarımızda bilim, mantık, sosyoloji, felsefe vardır” diyen Veli Türkarslan, tabutların üzerine serilen Arapça yazılı yeşil örtüyü ise kullanmadıklarını söyledi.
Veli Türkarslan, cenaze erkânlarında “Neden Fatiha okunmadı?” yönünde bir şikayetin söz konusu olmadığını da dile getirerek şunları söyledi:
“Marmaris’te yürüttüğüm cenaze erkanlarında kadınları ön tarafa, erkekleri ise arkalara alıyorum. Önce Hakk’a yürüme, birleme erkanı, sonra rızalık isteme, en son da toprağa sıralama erkanı okuyorum. Hiçbirinde bir tane dahi Arapça kelime, dua kullanmıyorum. Ve katılanlar içerisinde sosyalist, devrimci, ilerici canlarımız da oluyor. İçerisinde deist, ateist olanlar da var. Onlar dahi ‘Dedem, bizler öldüğümüz zaman aynı bu şekilde bizi sırla’ diyorlar. Yürüttüğümüz erkan, onlar tarafından da çok hoş karşılanıyor. Kısacası; geçmişten gelen takkeye, cübbeye kesinlikle karşıyım.”
“ERKANLARIMIZI CEMAL CEMALE YAPIYORUZ”
Veli Türkarslan, Muğla’nın Marmaris ilçesindeki erkanlarda kadınların neden önlerde yer aldığını ise şu sözlerle anlattı:
“Ozanlarımızın, cenaze erkanlarında, duvaz imam söylerken üçüncü duvaz imamda 12 imamların ismi geçerken kadınlar ayağa kalkıyor. Onun sebebi ise; kadınlar ‘Pir Sultan Abdalları, Nesimileri, Kul Himmetleri bizler yarattık. Bunlar bizim evladımız, canımızdır’ diyerek gururla ayağa kalkıyorlar. Kadınlar, bizde güneştir, erkekler ise ay. Semahlarımızda da aynı şekildedir. Çünkü kadın, güneştir, yaratandır, anadır. Erkekler ise kadının etrafında aydır. Bu anlamda kadınlar Ana Sultan’dır. Bu sebeple erkanlarda kadınların arkalarda kalması benim açımdan doğru olmuyor. Çünkü arkada kalan kadınlar figür gibi kalıyor. Bu sebeple erkanlarımızda kadınları özellikle ön kısımlara alıyorum. Ayrıca bu erkanları cemal cemale yürütüyorum. Halka oluşturup can cana, cemal cemale şeklinde… Zaten canların cemali bizlerin kıblesidir. Kıble bizde insanın cemalidir. Ona niyaz ediyor, ona hizmetimizi ediyoruz.”
“İSLAMİ UYGULAMALARI ERKANLARIMIZDAN UZAK TUTUYORUZ”
Post dedesi değil, ancak dede evladı olduğunu da vurgulayan Veli Türkarslan, elinden geldiğince hizmetlerini Yol’a uygun biçimde yürüteceğini belirterek, neden yeşil örtü kullanmadıklarını da anlattı. Erkanlarda sadece kırmızı örtü kullandıklarını söyleyen Türkarslan şöyle devam etti:
“İki defa Arapça yazılı yeşil örtü geldi fakat kabul etmedim. Bizler, tabutların üzerine iki tane kırmızı örtü seriyoruz. Birini masanın, diğerini ise tabutun üzerine açıyorum. Kırmızı, bizde Kızılbaşlığı temsil ediyor, dik duruşumuzu, onurumuzu temsil ediyor. İslami uygulamaları (sünni-şii) cenaze erkanlarımızdan uzak tutuyoruz. Şimdiye kadar da yürüttüğümüz cenaze erkanından herkes memnun.”
Veli Türkarslan’ın üzerinde durduğu bir diğer konu ise bazı cemevlerinde Kur’an kurslarının olması tartışmasıydı.
“Bizler Ehlibeyt’in yolundan gidiyoruz. Gittiğimiz yol şimdiki o Muaviye’nin yazdığı Kur’ana bağlı değil. Zaten onun için 1400’lü yıllardan beri Anadolu’da hep Telli Kur’an ve onu dillendiren Dilli Kur’an ozanlarımız katledilmiştir. Şeyh Bedreddin, Nesimi gibi… Genelde dedelere dokunmamışlardır. Dedeler, kendini geriye almış bu nedenle hep katledilenler ozanlarımız olmuştur. Onun için gerçek ozanlar dilli ve telli Kur’anlardır. Yani şimdiki Muaviye’nin Kur’an’ına bağlı değiliz. Bu mirası en güzel şekilde gelecek kuşaklara da aktaracağız. Cemevlerinde kesinlikle Kur’an kursları olmamalı. Bunu reddediyorum. Zaten Kuran’ı Türkçe okuyup anlayanlar Alevi, Kuran’ı okuyup anlamayanlar Sünni, Kuran’ı okumadan savunan da yobaz olur.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.