Alevi Haber Ajansi

Veli Saçılık: Çorum katliamı ile 12 Eylül’e giden yol döşenmiş oldu-VİDEO

PİRHA- Sosyolog Veli Saçılık 27 Mayıs 1980’de başlayıp yaklaşık 1,5 ay süren ve 57 kişinin öldürüldüğü Çorum Katliamı’na ilişkin “12 Eylül’e giden yol döşenmiş oldu. Çünkü 12 Eylül’e ‘kardeş kanı dökülüyor insanlar birbirini öldürüyor’ diyebilmek için mezhep çatışması görünümlü bir saldırı tezgahlanması gerekiyordu” dedi.

Çorum’da 27 Mayıs 1980’de başlayıp tekbirler eşliğinde Alevi mahallelerine yönelen saldırılar sonucu 57 yurttaş yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı. Yaklaşık 1,5 ay boyunca süren saldırıların ardından ise 1980 darbesi gelmişti.

Sosyolog Veli Saçılık, Çorumlu bir yurttaş olarak saldırılarla amaçlananın asıl ne olduğu ve 1980’den günümüze Çorum’daki değişimi anlattı.

“ÇORUM’DA YAPISAL BİR DEĞİŞİKLİK SAĞLAMA AMACI VARDI”

Saçılık, Çorum Katliamı’nın bölge halkı tarafınca ‘Çorum direnişi’ olarak adlandırıldığını da söyleyerek, yapılanlar ile şehrin demografik yapısının değiştirilmesi yönünde amaç taşındığını ifade etti.

Katliam sonrasında özellikle Alevi köylerinden çok sayıda insanın Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok şehre göç ettiğini söyleyen Saçılık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda Çorum merkez ile birçok ilçesinde AKP zihniyeti egemen olmuş durumda. Dolayısıyla bu saldırının kendisi sadece Alevi, sosyalist ve devrimcilerden ziyade orada yapısal bir değişiklik sağlamaktı. Bu anlamda başarılıydı ama Maraş’ta olduğu gibi savunmasız bir halk değil, devrimcilerle bütünleşmiş, faşist saldırılara karşı koymuş bir gelenek yaratıldı. Bu anlamda Çorum, Alevi ve sosyalistlerin, Maraş Katliamı’ndan bir şey öğrendiğini de gösteren direniştir.”

“KLASİK PROVOKASYONLARI ÇORUM’DA DA YAPTILAR”

Katliama yol açan etmenlere de değinen Veli Saçılık şöyle devam etti:

“Klasik davranışları Çorum’da da gösterip ‘bayrak yaktılar’ yaygarası ile provokatif eylemler yapıp ‘Cami bombaladılar’ denildi. Minareden bir caminin bombalandığını ve bütün Müslüman vatanseverlerin tepki vermesi gerektiğini anons geçerek saldırıların başlamasının yolu açılıyor. Özellikle Alevilerin olduğu mahallelere, işyerlerine saldırı yapılıyor. Bunun karşısında da hemen Sosyalist devrimcilerin öncülüğünde bir direniş sergileniyor. Sonuçta 57 insanımız katlediliyor. Fakat bu resmi rakamdır köy ve çeşitli ilçelerde tam net rakam nedir bilinmiyor. Çok sayıda insanın öldüğünü anne ve babamdan dinlemiştim.”

“ÇORUM 12 EYLÜL’E GİDEN YOLU DA DÖŞEMİŞ OLDU”

Saçılık’ın yorumladığı bir diğer konu ise ‘devlet ile sağcı kesimin, Alevilerin köylerden şehirlere göç edip ekonomiye ortak olmalarına izin vermediği’ fikri oldu. Saçılık, “Bu doğru bir tespittir” diyerek şöyle devam etti:

“Özellikle o güne kadar köylerinden çıkmamış Bektaşi-Alevi yurttaşlar, sosyalistler ile tanıştıktan sonra şehirleşme hayatıyla birlikte Çorum merkezde daha aktif olmaya başladı. Ve eğitim, aydınlanma konusunda da bir yol aldılar. Bunun karşılığında da o gerici ekibin tepkisi doğdu. Kendilerinin geride kaldıklarını düşündüler.

Çorum, o günkü siyasal ortamda seçilmiş bir yerdi. Kentteki sosyal denge açısından işçi sınıfı ile bir burjuvazi çatışması değil de bir tür mezhep çatışmasına dönüştürme amacı vardı. Çünkü Alevilerin oturduğu mahalleler ile Sünnilerin oturduğu Mahalleler birbirinden ortadan kesilmişti. Ve böyle bir çatışma 12 Eylül’e giden yolu da döşemiş oldu. Çünkü 12 Eylül’e ‘kardeş kanı dökülüyor, insanlar birbirini öldürüyor’ diyebilmek için böyle bir mezhep çatışması görünümlü saldırı, katliam tezgahlanması gerekiyordu.”

“ŞERİ HÜKÜMLERİN BİR ÖLÇÜDE EGEMEN KILINDIĞI ŞEHİR”

Saçılık, katliam sonrası Çorum’daki değişimlere de dikkat çekerek şunları söyledi:

“Çorum’da çok sayıda aydın, Alevi, sosyalist insan başka şehirlere göç etti. Ve böylelikle Çorum’da bir aydın kitlesi kaybedilmiş oldu. Dolayısıyla daha da feodalleşen, içine kapanan ve sağcılaşan bir Çorum görüyoruz. Geçen yıl Çorum’a gittiğimde merkezde bir kafede oturdum ‘burası aile yeri’ deyip ‘oturamazsınız’ diye uyarıldım. Çorum, şeri hükümlerin bir ölçüde egemen kılındığı, taşra yobazlığı biçiminde örgütlenmiş bir yer gibi görünüyor. AKP’nin de yoğun oy aldığı bir yer ama buna rağmen Çorum, katliama tam olarak izin vermemiş, direnişe dönüştürmüş ve aynı zamanda orada kendisini korumaya devam ediyor. Dolayısıyla İnönü dediğimiz mahallede hala hem devrimciler hem de Alevi halkı kendi sosyal nüfusunu yaşatmaya devam ediyor.”

“TAŞRA SAĞCILIĞI ALEVİLERE SİRAYET ETTİ”

Günümüz Çorum’un da Alevi yurttaşların şehirde yaşamasının güç olduğunu ifade eden Saçılık, “AKP zihniyetinin şehre gelmesiyle birlikte Alevilere hatta hiç yer yok da diyebiliriz Alevileri özellikle Kürt meselesinden dolayı dejenere edip, kendi saflarına çektikleri bir süreç de yaşıyoruz. Çünkü insanların o çatışmalardan üzüntü duyup bir şekilde Kürt sorunuyla da biraz yabancı olmasından kaynaklı daha milliyetçi, tek devlet, tek millet, tek din ve en sonunda da tek mezhep yönüne doğru sürüklendiğini görüyoruz. Kendi köyümde MHP’ye oy verenlere tanık oldum. Çorum merkezde de MHP ye oy veren Aleviler mevcut. O taşra sağcılığının Alevilere sirayet ettiğini, onlara bir şekilde dejenere edildiğini de görüyoruz. Özellikle bu AKP’nin gelmesi ile çok daha fazla arttı ama 28 Şubatçıların da bunda katkısının çok olduğunu biliyoruz. ‘Aleviyim’ diyen büyük bir kitle var ama Alevi inancını bilen çok az sayıda Çorumlu var diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“ÇORUM KATLİAMININ TEZAHÜRÜNÜ YAŞAMAKTAYIZ”

Alevilerin 1980’den önce kültürlerini daha iyi koruyabildiklerini söyleyen Saçılık, “Aleviyim diyebilecek bir ortamın ortadan kaldırıldığı günlere gidiyoruz” diyerek şöyle devam etti.

“Aleviler 1980 öncesi örgütlü bir yapılanmada daha çok sosyalistler ile birlikte kendi kültür ve varlıklarını yerellerinde yaşayabildikleri bir ortam kurmuşlar. Bugün özellikle Alevi köylerine imam atayarak, köyleri sağcılaştırarak AKP özel bir proje yürüttü. Bunlar eskiden de yapılırdı ama AKP’nin ki çok daha planlı oldu. Çeşitli sosyal yardım ve benzeri uygulamalarla yaşlılar ve gençleri birbirinden koparacak bir belleğe sebep olundu.

‘Hepimiz Müslüman değil miyiz? Hepimiz aynı Allah’a inanmıyor muyuz?’ diyerek o kendi inancının bütün geleneklerini formatlayan, Sünnileştirilen bir Alevi kitlesi ile karşı karşıyayız. Mesela birçok Sünni köyün resmi imamı yokken benim köyümün resmi imamı var. Ama cemaati yok. İnsanlar ayıp olmasın, hoca yalnız kalmasın diye imamın arkasında namaz kılıyor. Oralara zorla cami yapıp, zorla mezhepsel dönüşümü sağlamak için AKP’nin özel çabası var. Bu Çorum katliamının tezahürüdür. Örneğin ben HDP’den milletvekili adayı olduğumda köyümde benim için ‘teröristtir’ havası estiren bir kitle ortaya çıkardılar. Halbuki Alevilik barış görüşüdür ve her türlü militarist fikri de reddeder. Ama buna rağmen fikirler Aleviliği sarmış durumda.”

Eren GÜVEN – Cebrail ARSLAN / ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak