PİRHA-Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 4-6 yaş çocuklar için Kur’an kursu planlamasına tepki geldi. Psikologlar “okul öncesinde verilecek din eğitimi, çocuğun soyut düşünme becerilerinin gelişmediği bir dönemde oldukça tehlikelidir” derken Veli Derneği yöneticileri ise “laik, bilimsel ve kamusal eğitim” vurgusu yaptı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “4-6 yaş grubu Kur’an kurslarının okul öncesi zorunlu eğitimden sayılmasına yönelik MEB ve ilgili akademisyenlerle toplantı gerçekleştirilecektir” kararı tepkileri de beraberinde getirdi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, 4-6 yaş için planladığı Kur’an kurslarını, “ülkenin manevi kalkınmasında devrim niteliği taşıyan çok önemli bir projesi” olarak tanımlaması zorunlu din dersi tartışmalarını da derinleştirdi. Uzmanlar ise 4-6 yaşa dini eğitim vermenin hiçbir bilimsel temelinin olmadığını belirtti.
“ÇOCUĞU OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYECEKTİR”
Konuya ilişkin değerlendirme yapan Psikolog Barış Güneri, okul öncesi dönemde soyut düşüncenin henüz gelişmediğine işaret etti. Güneri, 4-6 yaş sürecinde çocuğun zeka ve sosyal gelişiminin ilerlemesi açısından oldukça önemli bir dönem olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu dönemde çocuk zihinsel, fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak desteklenmeli ve çocuğun psikolojik durumunun temelleri sağlıklı bir şekilde atılmalıdır. Bu dönemde yapılacak olan tüm olumlu ve olumsuz davranışların, çocuğun bu yaşlardaki akademik başarısını ve psikolojisini etkileyebileceği gibi çocuğun yetişkinlik döneminde de ruhsal sağlığını büyük ölçüde etkileyeceği bilinmelidir. Bu nedenle okul öncesinde verilecek olan din eğitimi, çocuğun soyut düşünme becerilerinin gelişmediği bir dönemde oldukça tehlikelidir. Çünkü 0-6 yaş grubu çocuklar korku, kaygı gibi endişe verici psikolojik durumların değerlendirmesini yapamayacak bir durumdadır. Ödül, ceza, varlık, yokluk vb. birçok dini kavramı çocuk anlamlandıramaz. Okul öncesi yaş grubu, dünyayı dil ve oyun ile tanır. Çocuklar oyun ile beraber gelişir. Çocuklar, dilde karşılığı olan ve gösterebildiği nesneler üzerinden hareket ederler. Din eğitimi ile beraber çocuğun yaşamına girecek olan soyut kavramlar karşılığı olmayan nesneye dönüşecek ve çocuğu olumsuz yönden etkileyecektir.
Bununla beraber akran öğrenmesi ile gözlemleyerek, duyarak, konuşarak da birçok şeyi öğrenen çocuk, din eğitiminde birçok yanlışı da öğrenebilir. Ailesinden hırsızlık suçunu ve cezasını yanlış yorumlayan, öğrenen ya da anlamlandıramayan çocuk, arkadaşına çok yanlış bir şekilde öğretebilir.”
“EĞİTİMİN TEMEL İLKELERİNE AYKIRI”
Okuma yazma bilmeyen 4-6 yaş çocuklara Arapça harflerle Kur’an öğretilmesine dair Öğrenci Veli Derneği (Veli Der) yöneticileri de tepki gösterdi. Veli Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci, laik, bilimsel ve kamusal eğitimin öncelikli ilkeleri olduğunu söyledi. Daran Deveci, okul öncesi eğitimde Kur’an kursunun laiklik ilkesine aykırı olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“4-6 yaş grubu öğrencilere Kur’an dersi verilmesi eğitimin temel ilkelerine aykırı bir durum. Psikolog ve bilim insanlarının açıklamalarına bakmak gerek. Bu yaştaki çocuklara din eğitimi vermek pedagojik anlamda ne kadar uygun, irdelemek ve kararı da ondan sonra vermek gerekiyor.
Bir de bu eğitimi kimler veriyor? Eğitimi veren kişiler, görev ve sorumluluğu, yetkinliği olan insanlar mı? Pedagojik eğitim almış insanlar mı? Yeni öğrendiğim bir husus şu ki; 380 saat eğitim alanlara sertifika veriliyor. Bu kişiler, o sertifika ile 4-6 yaş grubu öğrencilerine hem okul öncesi eğitimi veriyor hem de Kur’an kursu… İmam Hatip çıkışlı ve lise mezunu olanlar bu eğitimi veriyor. Görev ve sorumluluğu olmayan insanların bu eğitimi vermesi bir sorun. Dolayısıyla 4-6 yaş çok hassas bir grup. Zaten olmaması gereken bir eğitim. Onun haricinde bu yaş grubunun soyut düşünme yeteneği çok oluşmamış. 12 yaşından önceki çocuklarda bu yönlü düşünme yeteneği henüz tam oturmuyor. Dolayısıyla bu eğitimleri almaları farklı duygulanımlarara neden olabiliyor. Çünkü soyut olan, Kur’an-ı Kerim’deki kavramlar veriliyor. Onlar da psikolojik bir takım sonuçlara da neden olabiliyor. O açıdan 4-6 yaş grubu öğrencilere, eğitimin temel ilkelerine aykırı bir şekilde bu eğitimin verilmesi kesinlikle yanlış. Bu yönlü açıklamaların derhal geri çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
Aynı zamanda eğitimci olan Hülya Daran Deveci, Veli Der yönetimi olarak konuya dair görüşmelerin sürdüğünü belirterek “Merkez ve şubelerimizle konuşma halindeyiz. Bu yönlü toplantılar yapılıyor. Ardından ortak bir karar verilecek ve sonucunda bir şekilde girişimimiz olacak” dedi.
“İNSAN HAKLARI İHLALİ SÖZ KONUSU”
Veli Der Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi Müberra Köroğlu da Diyanet’in projesine karşı çıktı. Köroğlu, “Eğitimin bütün kademelerinde, tüm kararlar eğitimin bileşenlerinin ortak kararı ile olmalı. Konu üzerinde çok hacimli çalışmaların yapılması gerekiyor. Akşamdan karar alıp sabah uygulanacak bir durum yok” ifadelerini kullandı.
Eğitimci kimliği de olan Müberra Köroğlu, 4-6 yaş çocuklara Kur’an eğitiminin yanlış olduğu vurgusunu yaparak şunları söyledi:
“Siz, o yaş grubuna anlamadığı bir dilde, anlamadığı harflerle; kaldı ki bu çocuklar Türkçe harfleri dahi bilmiyorken, sorgulayamayacağı bilgileri vermek bizlere göre çok sakıncalı. Bu çocuklara sorguya çok açık olan bilgiler verilebilmeli. Araştırmalı, sormalı, sorgulamalı, kafasına takılan durumlara itiraz etmeyi bilmeli…. Ama bu çocukların zaten itiraz edecek yaşta olmadığı bir dönemde böylesi bir dersin dayatılması hiç uygun değil. Veliler olarak büyük bir tepki gösterileceğini düşünüyorum. Kabul edilebilir bir şey değil. Bir an önce bu yanlıştan vazgeçilmesi gerekiyor.
Bu konuda insan hakları ihlali de söz konusu. Çünkü tercih yok. Bu adeta zorunlu eğitime giriyor. 4-6 yaş grubunu da zorunlu eğitime dahil etmek çok ciddi bir pedagojik çalışmayı gerektiriyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda çok ciddi bir çalışma içerisinde olduğunu da düşünmüyorum.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.