Dihaber’e göre, Kobanili Roya Shain, IŞİD’in 15 Eylül 2014’te kente yönelik saldırıları sırasında ailesiyle birlikte yanlarına alabildikleri eşyalarla Urfa’ya göç etmek zorunda kaldı.
Genç ressam çok istemesine rağmen eğitimini de yarıda bırakmak zorunda kaldı.
Urfa’ya geldikten sonra ise evinin bir odasını resim yapmak için kullanmaya başladı.
Shain’in yaptığı resimlerine yansıyan iki belirgin figür ise gerçekliğini yakından hissettiği savaş ve kadın.
Resme ilgisinin çocukluk yıllarına dayandığını söyleyen Shain, bu ilgiyi şöyle anlatıyor:
“İlk olarak karakalemle başladım. Sonra sulu boya ve 7 yıldır da yağlı boya çalışıyorum. Şimdiye kadar bir tablom satıldı. Aslında ne kadara satılmış olması önemli değil benim için. Önemli olan sanata önem verilmesi ve kendimi geliştirebileceğim ortamların olması.”
Urfa’da tablolarının iki karma sergide yer aldığını ifade eden Shain, şöyle devam ediyor:
“Ancak benim hayalim bireysel sergi açmak. Kendimi geliştirmek istiyorum. Ancak geliştirecek bir ortam bulmakta zorlanıyorum. Henüz öğrenme aşamasındayım. Daha çok çalışmam lazım. İlk resim yapmaya başladığımda bakarak yapıyordum. Bir cismin aynısını çizerek başladım resim sanatına. Daha sonra kendi tasarımlarım oldu.”
Kobani’den ayrıldıktan sonra tablolarında savaşı çizen Shain, savaştan kaçan Kobanilileri anlatan tablosunu ise şöyle anlatıyor:
“Göçebe yaşantımız beni etkiledi. Kobani’den Türkiye’ye göçü çizdim. Bu tablo Kobani’den çıkarken sınırı geçişimizi anlatıyor. Halk perişandı. Kadınlar, çocukları ile birlikte sınırı geçiyor. Savaşı yaşadık ve etkisinde kaldım. Gördüklerimi tabloma işledim.”
Ülkesindeyken yaptığı bir tabloyu savaş esnasında son anda yangından kurtardığını söyleyen Shain, tablonun üzerinde ateşin izlerini göstererek, şunları söylüyor:
“Yaptığım birçok tablom Kobani’de kaldı. Bu tabloda gördüğünüz yer Kobani. Bu yaşlı adam da yıkılan ülkesi karşısında çok üzgün. Ben çok konuşamam, savaşı anlatamam. Ancak tablolarımla size anlatmaya çalışacağım. Ülkemden ayrılmak kolay olmadı. 75 yaşındaki bir insan için de ülkesinin yanmasına şahit olmak kolay değil.”
Savaşın yanında bir kadın olarak kadınları resmetmekten zevk aldığını söyleyen Shain, kadın yüzleri çizdiği tabloları da şöyle anlatıyor:
“Her kadın bir ülkedir. Çocukluğumdan beri kadın suretleri yapıyorum. Bir kadının yüzü size birçok şey anlatır. Hüzünlü olsun, sevinçli olsun kadın başlı başına birçok şeyi içinde barındırır.”
Shain, yaşadığı topraklardan ayrıldıktan sonra ruh halinin tabloda tercih ettiği renklere de yansıdığını ifade ediyor:
“Bu tabloda kadın ‘Beni görün’ diyor. Hüzünlü bir kadın ancak bir o kadar da güçlü ve cesur. Siyahi kadınları da tabloma işledim. Çünkü kadınların geleneksel kıyafetleri ve renkleri çok şey ifade ediyor. Siyahi kadınlar, Mısırlı kadınlar, Kürt kadınlar, Arap ve Türk kadınlar fark etmez. Hepsini resmetmek istiyorum.” (N.M)
Yoruma kapalı.