Alevi Haber Ajansi

Ünal: Bir Dersimli olarak kayıtsız kalamazdım; Êzidîleri yazdım

Sevim Ünal’ın yazdığı “Êzda’nın Çocukları” adlı kitap, Êzidî kadınların yaşadığı dramdan yola çıkarak Şengal katliamına ışık tutuyor.

Tevn Yayınları’nda yayınlanan kitap hakkında ANF’ye konuşan Ünal, ataları Dersim Katliamı’nı yaşamış biri olarak, Êzidî halkının benzer bir katliama uğramasına kayıtsız kalamadığını söyledir. 25 senedir yaşadığı Avrupa’nın katliamı sessizce izlediğine dikkati çeken Ünal, duyarlılık çağrısında da bulundu.

Önce, tanımayan okurlar için kendinizden söz eder misiniz?

Adım Sevim Ünal. Ressamım ve 1993 yılından bu yana Brüksel’de yaşıyorum. Uzun süre tiyatro yaptım; Belçika’da arkadaşlarımla birlikte “Sesimiz Tiyatrosu” isimli ilk Türkiyeli tiyatrosunu kurduk ve çoğu oyunu ben yazdım. Hollandalı ve Belçikalı yönetmenlerle çalıştım. Yazdığım bu oyunlarda göç, kadın hakları, haksızlığa uğramış halklar gibi konuları işledim. 10 yıl tiyatro yaptım ve ressamlığa geri döndüm.

YAŞAR KEMAL ESERLERİYLE GELEN FARKINDALIK

Şengal’de yaşanan Êzidî katliamını yazma fikri nasıl doğdu?

Resimlerimde ağırlıkla kadın, insan hakları ve insanlığın uğradığı soykırımlar konularını işliyorum ve soykırımlar genelde kadınlar üzerinden yapılıyor. Benim memleketim olan Dersim’deki kadınları resmetmeye başladığımda, bunun yeterli olmadığına; bu kapsamda bir kadın projesi yapmam gerektiğine karar verdim. Böyle bir proje sayesinde kadim halkları ve kültürlerini de tanıtmış olacaktım. Süryanilerden mi Keldanilerden mi başlasam diye düşünürken, Şengal’de Êzidî katliamı yaşandı. Bu korkunç olay sonrası “74 kez katliama uğratılan Êzidî halkını tanıtmak gerek” dedim. Bu proje de böylece başlamış oldu. Önce belgesel yapmayı düşündüm ancak bu beni tatmin etmedi. Êzidîleri Yaşar Kemal’in Yağmurcuk Kuşu, Kale Kapısı, Kanın Sesi adlı muhteşem üçlemesinde keşfettim ilk. Onun dışında yazılmış doğru dürüst bir kitap yoktu piyasada. Bunun farkına varır varmaz ben Êzidîlerin bu dramını yazmalıyım, dedim.

‘AVRUPA KATLİAMI SESSİZCE İZLEDİ’

Şengal’deki katliam Avrupa’ya nasıl yansıdı?

İlkin bu katliamların ayak sesleri geldi. Avrupa’da yazılı ve görsel medyada Ortadoğu’da yükselişe geçen DAİŞ tehlikesi gündeme sıkça taşınmaya başladı. Ancak ben de dahil olmak üzere tehlikeyi pek ciddiye almadık çünkü şahsen 21. yüzyılda soykırım yapılmasının mümkün olmadığını; bu çağda dünyanın buna izin vermeyeceğini düşünüyordum. Ama 2014’ün Ağustos ayında sabaha karşı böyle bir katliam yaşandı. Avrupa ve Batı bu katliamı sessizce izledi ve ben şoke oldum. Kendine uygar, demokratik diyen, tüm dünyaya şekil vermeye çalışan ve kendilerini örnek olarak sunan ülkelerin hepsi oturup bu katliamı izlediler. Demek ki onlar da planın bir parçasıydı…

Kitap için nasıl bir yol haritası izlediniz? Mağdurlarla görüşebildiniz mi?

Belçika’da görüşebileceğim Êzidî aileleri yoktu; Avrupa’ya göç edenlerin hepsinin Almanya’da bulunduğunu öğrendim. Ancak bir yakınım aracılığıyla Şengal katliamına tanıklık etmiş Êzidî bir komutanla irtibata geçtim. Bu komutan kitapta isminin yazılmaması koşuluyla konuşmayı kabul etti.

GÖNÜLLÜLERDEN OLUŞAN KURTARICILAR

O dönemde birçok Êzidî kadın esir düştü, DAİŞ çeteleri tarafından pazarlarda satıldı. Bu konuda bilgi toplayabildiniz mi?

Zaten katliamı Êzidî kadınların yaşadığı dramdan yola çıkarak anlattım. Bunun için çok yönlü araştırmalar yaptım. Esir alınan kadınları kurtarabilmek için gruplar oluşturulduğunu öğrendim. Gönüllülerden oluşan bu gruplar IŞİD’in içindeki parabazlarla diyaloğa geçerek kadınları para karşılığında kurtardılar. Belçika’da bu gruplar içinde yer alan bir avukattan yola çıkarak bir belgesel de yapıldı. Êzidî olan bu avukat bir ekip kurarak gönüllü olarak Şengal’e gidip bir IŞİD’çiyle anlaşarak esir düşen bir Êzidî kadını kurtarmış. Ancak her zaman o kadar şanslı olunamıyor; mesela parayı alıp kadını vermek yerine öldüren IŞİD’çiler de var.

9 YAŞINDAKİ R…’NİN DRAMI

Kitapta işlediğiniz hikayeler kurgu mu, yaşanmış olaylar mı?

Kitapta yazılanların hepsi gerçek hikayelerden yola çıkıyor, sadece kahramanların isimlerini değiştirdim. İnternet üzerinden birçok mağdura ulaşabildim. Şengal katliamından kaçan birçok Êzidî Viranşehir’deki kamplara sığınmış. Kamplarda o ailelere bakan kişilerle irtibata geçtim. Kitapta da bu yaşanmış hikayeleri anlattım.

Hikayelerden hangisi sizi en çok etkiledi?

Kuşkusuz tüm kadınların ve çocukların yaşadığı dramlar beni etkiledi, ancak R… isimli 9 yaşındaki kız çocuğunun yaşadıkları benim için sözün bittiği noktaydı. R… IŞİD tarafından kaçırılıyor ve defalarca satılıp, tecavüze uğruyor. Bu bana çok dokundu ve hatta bu kız çocuğunun resmini de çizdim. O küçük kız kurtuldu, şimdi Almanya’da yaşıyor ama geriye büyük acı kaldı…

DUYARLILIK ÇAĞRISI

Burada Türkiye’nin rolünü nasıl görüyorsunuz?

Türkiye Osmanlı’da yaşanan çizgiyi takip etti. Neydi bu çizgi? Savaşlarla sürekli yayılmak; bunu da azınlıkları gözden çıkartarak ve kan dökerek yapıyor. Kürtlere yaklaşımları belli, orada da bir pay kapma yarışına girdiler. Êzidîlerin veya Alevilerin katliama uğraması, biliyorsunuz, bu sistemde pek önemsenen bir durum değil.

Dersimlisiniz; kitabı yazarken Êzidîlerin yaşadığı dramı Dersim Katliamı ile özdeşleştirdiniz mi?

Evet, Alevi oluşum, atalarımın Dersim Katliamı’na maruz kalması ve bize çok benzeyen Êzidî halkının da aynı şekilde katliama uğratılması kuşkusuz büyük bir rol oynadı. Ancak konu sadece özdeşleşme değil; bir sanatçı olarak evet resim yapıyorum ama bu vahşeti anlatmakta bu bana yeterli gelmedi. Daha fazlasını yapmalıydım… Ve benim gösterdiğim duyarlılığı vicdanı olan herkesten bekliyorum.

Neden ‘Êzda’nın Çocukları’?

Bilindiği üzere çocuk, masumiyeti, duruluğu, saflığı temsil eder. O, var oluşunu gerçekleştirme uğraşı içerisindeler. Onun acizliği, yalnız bırakılmışlığı tıpkı Êzidîlerin yeryüzündeki yalnızlığı gibidir. Bir coğrafya kendi topraklarında nefes alamayan bu halk, acımasızca, sayısız kez yok edilmek istenmiştir. Êzda’nın çocukları, “Beni yaratandır”; sözcük anlamı yaratandır. Yani Yaratanın çocuklarıdır, kitabın anlamı.

Sevim Ünal’ın imza etkinliği 10 Aralık’ta, saat 14.00-17.00 arasında İstanbul Beyoğlu Medya Kitabevi’nde düzenlenecek.

10 Aralık 2016 Cumartesi

İSTANBUL / ANF – ZEYNEP KURAY

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak