Alevi Haber Ajansi

Ülkücülerin 7 devrimci öğrenciyi öldürdüğü Beyazıt Katliamı’nın 43. yılı

PİRHA-Bugün 7 devrimci öğrencinin ülkücülerin saldırısı sonucu yaşamını yitirdiği Beyazıt Katliamı’nın 43. yılı. Katliamının sorumluları, dosya zaman aşımını uğratılarak cezasız kaldı. 

16 Mart 1978 yılında 7 öğrencinin hayatını kaybettiği, 50’den fazla kişinin yaralandığı Beyazıt Katliamı’nın üzerinden 39 yıl geçti. Katliamın ardından yapılan iki yargılama da faillerin cezasız kalmasıyla sonuçlandı. Yürürlükteki ceza hukukuna göre zamanaşımı dolmadığı halde dava zaman aşımından düşürülerek Türkiye’nin ilk kontrgerilla dava dosyası kapatıldı.

16 Mart 1978’de ülkücü saldırılar nedeniyle öğrencilerin kampüsten toplu çıkış yaptığı esnada atılan bomba ve ardından açılan yaylım ateşi sonucu İktisat ve Hukuk fakültesi öğrencileri Hatice Özen, Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt hayatını kaybetti. 50’den fazla öğrenci de yaralandı.

Saldırının failleri, “Merasim Birliği” adlı polis birliği ve Orhan Çakıroğlu başkanlığında ve Mehmet Gül yönetimindeki Ülkü Ocakları üyeleriydi. Ateş kesildikten sonra polisler koşan saldırganların peşinden gitti, ancak Komiser Muavini Reşat Altay tarafından engellendiler. Reşat Altay, gazeteci Hrant Dink’in öldürüldüğü tarihte de Trabzon İl Emniyet Müdürüydü.

Okul süresiz tatil edilirken, saldırının hemen ardından öğrenciler üniversiteyi işgal etti. İşgalin hemen ardından sendikalar, meslek örgütleri, barolar, derneklerin de katıldığı on binlerce kişilik cenaze töreniyle saldırıya yanıt verildi. 7 gencin tabutları, Sirkeci iskelesindeki feribota teslim edildi. Bombanın Kontrgerillacı Yüzbaşı Mehmet Ali Çeviker’in deposundan çıktığı ve Abdullah Çatlı tarafından ulaştırıldığı ortaya çıktı.

17 KİŞİ HAKKINDA TAKİPSİZLİK KARARI

Devrimci öğrencilere dönük saldırılar toplumun birçok kesimi tarafından protesto edilirken, katliama ilişkin ise sadece bir kişi tutuklandı. 1978 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında aralarında dönemin Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanı Orhan Çakıroğlu, dönemin Ülkü Ocakları’nda görevli olan Mehmet Gül, dönemin MHP İstanbul İl Başkanı Kazım Ayaydın gözaltına alındı. Sanıklardan Sıddık Polat ise Elazığ’da yakalandı.

Yürütülen soruşturmada 17 kişi hakkında takipsizlik kararı verilirken, diğer sanıklar hakkında idam istemiyle İstanbul 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde dava açıldı. Yargılama sonunda, Polat 11 yıl hapis cezasına mahkûm edilirken, diğer sanıklar ‘delil yetersizliğinden’ beraat etti. Askeri Yargıtay’ın 5 Ekim 1982 tarihli kararından sonra Polat da beraat etti.

Katliamın failleri Ergenekon davaları kapsamında tutuklanınca, katliam mağdurlarının avukatları her iki dosyanın birleştirilmesini istedi ancak bu talep reddedildi. Ayrıca Beyazıt Katliamı döneminde öğrencileri korumakla görevli polislerin başında yer alan Reşat Altay’ın yargılandığı Hrant Dink davasıyla, katliam dosyasının birleştirilmesi talebi de reddedildi.

KATLİAM ZAMAN AŞIMIYLA SONUÇLANDI

Beyazıt Katliamı sonrası başlatılan yargı süreci tıpkı diğer katliamlar ve faili meçhul cinayetlerde olduğu gibi zaman aşımıyla sonuçlandı. 20 Ekim 2008’de İstanbul 6. Ceza Mahkemesi’nin verdiği zaman aşımı kararı Mart 2010 tarihinde Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onandı. Böylece, 7 kişinin ölümü, onlarca kişinin yaralanmasına yol açan, örgütlü ve planlı bir biçimde gerçekleştirildiğine dair çok sayıda kanıt bulunan 16 Mart Beyazıt Katliamı, zaman aşımına uğratıldı.

PİRHA/ İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak