PİRHA-Adıyaman’ın dağ köylerinde yaşayan Kürt Alevilerin en büyük gelir kaynağı tütünün hasat zamanı başladı. Gün doğmadan sabahın erken saatlerinde gittikleri tütün tarlasında emek veren üreticiler, iki yıl önce çıkarılan yasa ile birlikte sıkıntı yaşıyor ve emeklerinin karşılığını alamıyorlar.
Haberin videosu
Adıyaman’ın dağlık bölgesinde yaşayan yöre halkının en önemli gelir kaynağı ve halkın vazgeçilmez ürünü olan tütün hasadı başlarken, kadın çocuk demeden yediden yetmişe çiftçiler tarlalarda yoğun şekilde çalışıyor.
Tütün üreticileri, gün doğmadan sabahın erken saatlerinden itibaren araçlarla tarlalara geliyor. Tarlada kesimi yapılan tütünler, ardından traktörlere yüklenerek evlere getiriliyor. Burada yapraklara ayrılan ve iskelelere asılan tütünler, bir süre bu şekilde kurutulduktan sonra satışa hazır hale getiriliyor.
“TEK GELİR KAYNAĞIMIZ TÜTÜN”
“Bu bölge insanın tek gelir kaynağı sarmalık tütün. Sabahın erken saatlerinde tarlaya gelip topluyoruz” ifadelerini kullanan Mehmet Sarıyıldız tütünün işlem aşamalarını şu şekilde anlatıyor:
“Topladığımız tütünü eve götürüp dalından bıçak ile ayırıyoruz. Sarı olan yaprakları şiş ile saplıyor ipe diziyoruz. Yeşil olan yaprakları da birkaç gün bekletip sararmasının ardından saplıyoruz. Tütünün sarı renkli olan yaprağı daha çok fiyata satılıyor. Yeşil yaprakları ise sarmalık olarak kullanılıyor. Tütün yoğun emek ve zaman istiyor. Mart ayında tütün sadırını topağa atıyoruz. Mayıs ayının sonlarında ise tarladaki ekimine başlıyoruz. Bu dönem ise tarlada toplama işlemini yapıyoruz.”
“ÜRETİCİ VE SATICI MAĞDUR EDİLİYOR”
Tütün üreticisi Sarıyıldız, “Tütünde en büyük sıkıntıyı satışını yapanlar yaşıyor. Çevre illere satışını yapmaya gittiklerinde yolda yakalanıyorlar, büyük para cezaları veriliyor. Yine kargolarda gönderilen tütünlere el konularak üretici ve satıcı mağdur ediliyor. Bu bizim emeğimiz, alın terimiz çocuklarımızın geleceği için tek gelir kaynağımız bunların yaşanmaması gerekiyor” dedi.
“KADINLAR BÜYÜK BİR EMEK VERİYOR”
Tütünde sadece üretici ve satıcı değil bunun yanında yevmiyeciler de kendi evinin ihtiyaçlarını karşılamak için emek veriyor. Eşi ile birlikte komşu köyden Akçalı köyüne gelen Elif Ülger şunları ifade ediyor:
“Sabahın erken saatlerinde kalkıp tarlaya gidiyoruz. Daha sonra eve getirdiğimiz tütünün bıçakla yaprağını kesiyoruz, çok zor şartlarda hazırlanıyor. Bu işte en büyük emeği de kadınlar veriyor. Çünkü kadınlar hem tarla işlerinde hem de ev işlerinde çalışıyor. Bu emeğimizin boşa gitmesini istemiyor karşılığını almak istiyoruz. Dağlık bölgede yaşadığımız için tütün olmazsa hiçbir şey yapamayız. Tütünden kazandığımız para ile çocuklarımızı okutuyor, büyütüyor ve evlendiriyoruz.”
“BÜTÜN HAYATIM TÜTÜN İÇİNDE GEÇTİ”
Yetmiş yaşında olmasına rağmen bugün büyük bir emek veren ve gün boyunca tütün işlerinde çalışarak ailesine katkı sunan Elif Erkenek, “Ben kendimi bildim bileli tütün ile uğraşıyorum. Atalarımızdan bu yana bu yörenin tek geçim kaynağı tütün. Bütün hayatım bu işin içinde geçti. Eskiden yaprakları ile birlikte demetler halinde tütünü çevre illere götürerek satıyorduk. Bir ara bu işten para kazanmaya başladık. Tam o dönem iktidarın çıkarttığı yasa ile birlikte sorunlar yaşadık. Bugün de onun mağduriyetini yaşıyoruz” diye konuştu.
“TÜTÜN SATILMAZSA ÇOCUKLARIMIZI OKUTAMAYIZ”
“Bu bölgede tarlalar az olduğu için tütün dışında ne ekerseniz masrafını çıkarmaz. O yüzden bizler de bu bölgede tütün ekiyoruz” diyen Şeyho Doymaz, “Bölgede eskiden hayvancılık vardı. Meralarımız orman işletme müdürlüğüne verildiği için hayvancılıkta bitti. Tek geçim kaynağımız tütün. Eğer tütün satılmazsa çok büyük sıkıntılar yaşarız. Evimizin bütün ihtiyaçlarını bununla karşılıyoruz. Çocuklarımızın okula gitmesi eğitim alması bu tütünün satışına bağlı eğer satılmazsa çocuklarımızı okula bile gönderemeyiz. Çıkan yasa ile birlikte büyük sorunlar yaşıyoruz. Bazı aileler üç yıldır tütününü satamıyor. Yöre halkı bu nedenle çok mağdur” ifadelerini kullandı.
Mustafa YÜKSEL/ADIYAMAN
Yoruma kapalı.