PİRHA-Hukukçu Rıza Türmen, Aleviler hakkında AİHM tarafından alınan kararların Türkiye’de uygulanmamasının ardından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin yeniden toplamasını değerlendirdi. Türmen, “Alevilerin kim ve Aleviliğin ne olduğu hükümet tarafından tanımlanmaz. Aleviliğin ne olduğu Alevilerin kendisi tarafından karar verilir, tanımlanır” dedi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 30 Kasım itibari ile Fransa‘nın Strazburg kentinde toplandı. Bakanlar Komitesi’nin gündemlerinden biri de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından Alevilere dönük alınan kararların Türkiye tarafınca uygulanıp uygulanmadığı oldu.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, geçmiş yıllarda zorunlu din dersi ve cemevleri ile ilgili Alevilerin lehine verilen kararları göz önünde bulundurarak, Türkiye’ye yeni bir yaptırım uygulaması bekleniyor.
“BAKANLAR KOMİTESİ, ELİNDEKİ SİYASİ ARAÇLARINI KULLANACAKTIR”
Uzun yıllar boyunca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığı görevinde bulunan Rıza Türmen, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında Alevileri ilgilendiren bir grup davanın ele alınacağını işaret etti. Türmen, söz konusu toplantının önemine vurgu yaparak “Bu davaların hepsini topladığınız zaman ortaya şöyle bir şey çıkıyor: Bir kere din dersi ile ilgili kararlar din ve inanç özgürlüğünün ihlali anlamına gelir. Ayrıca eğitim hakkının ihlalleri de var. Öbür taraftan cemevlerinin ibadethane sayılmaması ile ilgili kararda ayrımcılık var.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Alevilerle ilgili bu kararları Türkiye’nin uygulamadığı kanaatine varmış. O sebeple bugün gündemine almış. Bu demektir ki bu kararların uygulanması için gerekli elindeki siyasi araçlarını kullanacaktır” ifadelerini kullandı.
“SÜNNİ-İSLAM AÇISINDAN YAPILMIŞ DEĞİŞİKLİKLERDİ”
Hukukçu Rıza Türmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İçişleri Bakanı Soylu’nun, yakın zamanda Alevilerle ilgili açıklamalarına karşılık “Bu işler öyle lafla, ‘Aleviler bizim canımız, kanımız demekle olmuyor” yorumunda bulundu. Türmen, AKP iktidarının, Alevi sorununa karşılık tüm hamlelerini “Tamamen Sünni-İslam açısından yapılmış değişiklikler” şeklinde yorumlayarak şunları söyledi:
“Mesela din dersi kitapları ile ilgili olarak hükümet, birtakım değişiklikler yaptı. Ondan sonra döndü dedi ki ‘İşte bakın, ben kitapları değiştirdim. Artık bu Eylem Zengin ve Mansur Yalçın kararı uygulanmıştır.’ Halbuki Alevi penceresinden baktığımız zaman, yapılanlar hem yetersiz hem de tamamen Sünni-İslam açısından yapılmış değişikliklerdi. Ve Aleviler bakımından bu değişiklikler kabul görmedi. Şimdi bu konu tekrar bakanlar komitesinin gündemine geliyorsa demek ki komite de aynı kanaat ve görüşte. Demek ki Bakanlar Komitesi, yapılan bu değişiklikleri yeterli bulmadı. Yani burada kararın uygulanması demek, din dersi kararları ile ilgili olarak bunun zorunlu olmaktan çıkarılması lazım. Cemevleri ile ilgili kararların uygulanması demek; cemevinin açıkça ibadethane olarak tanınması lazım. Kararın uygulanması anlamı budur. Yoksa ‘sen benim canımsın, kanımsın’ demekle karar uygulanmıyor.”
“ALEVİLERİN KİM, ALEVİLİĞİN NE OLDUĞU HÜKÜMET TARAFINDAN TANIMLANAMAZ!”
Rıza Türmen, son olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısının ardından AİHM kararlarının yürürlüğe girip girmeyeceğine dair görüş belirtti. Türmen, Fransa’daki üç günlük toplantının ardından çıkan nihai sonuçların Türkiye hükümeti tarafından karşılık bulmayacağını ifade ederek şunları söyledi:
“Tabii ki hükümet isterse kararları yürürlüğe sokar. Şimdi hükümetin başı da derde girecek, çünkü Osman Kavala, Selahattin Demirtaş davaları yanında bir de Alevi davaları problemi ortaya çıkacak. Uygulanmaları için Bakanlar Komitesi de bir takım önlemler alacak. Hükümet, eğer bunları önlemek istiyorsa tabii ki kararları uygular. Kararların nasıl uygulanacağı da bellidir. Temel mesele şudur: Alevilerin kim ve Aleviliğin ne olduğu hükümet tarafından tanımlanmaz. Aleviliğin ne olduğu Alevilerin kendisi tarafından karar verilir, tanımlanır. Geçmişte bir davada ‘Alevilik ayrı bir din midir değil midir’ diye Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan görüş alındı. Böyle bir şey olabilir mi? Diyanet İşleri’nden alınan görüş ile mahkeme karar verdi. Yani laik bir devlette öyle bir şey olabilir mi?”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.