PİRHA- İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, AKP hükümeti tarafından organize edilen “Hacıbektaş Gençlik Kampı” planına tepki gösterdi. Türkdoğan, “Devlet, kesinlikle din ve inançlardan elini ayağını çekmelidir. Cemaatleri, mezhepleri, inançsızları rahat bırakmalıdır” dedi. Türkdoğan ekledi: AKP iktidarı, verdiği sözleri yerine getirmek istiyorsa o dergahı Alevilere teslim ederek başlayabilir.
İçişleri, Gençlik ve Spor ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde 400 genç için 19-23 Ağustos tarihlerinde yapılacağı duyurulan “Hacıbektaş Gençlik Kampı” ile İçişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın masraflarını karşılayacağı 300 dedenin Aralık ayında Kerbela’ya götürülme programına tepkiler gelmeye devam ediyor.
“Hacıbektaş Gençlik Kampı”na yönelik bir eleştiri de İnsan Hakları Derneği’nden (İHD) geldi. İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, AKP iktidarının “kötü amaç” taşıdığını ifade ederek “Yapılmak istenenin ne olduğuna dair çok şey söylenebilir. Söz konusu eğer Hacı Bektaş Veli ise orada bir dergah var. AKP iktidarı, gerçekten Alevilerle arasını düzeltmek ve verdiği sözleri yerine getirmek istiyorsa o dergahı Alevilere teslim ederek başlayabilir” dedi.
“BU TARZ ÇALIŞMALARA ŞÜPHE İLE YAKLAŞMAK GEREKİR”
Öztürk Türkdoğan, devlet kurumlarının herhangi bir din veya inanç grubu üzerinden organizasyon yapmaması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Alevi toplumu, kendi inancı doğrultusunda kendi örgütlenmesini gerçekleştiriyor ve kendi inanç önderleri vasıtasıyla Aleviliği yaşatıyor. Çok özgün bir durum ve aslında olması gereken de bu. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin din ve inanç özgürlüğü ile yorumlarına baktığımızda da keza aynı durumu görüyoruz. Din ve inanç özgürlüğünü, o dinin veya inancın grubuna bırakmak gerekir. Nasıl yapmak yaşamak istiyorlarsa öyle yapmalıdırlar. Devlet sadece zorluk çıkarmamalı, kolaylık sağlamalıdır. Dolayısıyla AKP iktidarının bakanlıkları, kamu kaynaklarını kullanarak böyle bir organizasyonun içerisine girmesi bir kere bu ilkeye aykırı.
“AKP SÜNNİ İSLAM ANLAYIŞINDA ISRAR EDİYOR”
Bir başka konu da şu: Bu kadar masraf yapmalarına gerek yok. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye ile verdiği kararlar var. Din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması ve cemevlerine ibadethane statüsünün tanınmasıyla ilgili… Bunların gereğini yerine getirebilir. İşte o zaman önemli bir adım atmış olacaktır ama bunu yapmamakta gerçekten direniyor. Bu da aslında hala Sünni İslam anlayışında ısrar ettiğini gösteriyor ki zaten devletin resmi ideolojisi bu. Resmi ideolojisi Sünni Müslümanlık üzerine kurulmuş bir ülkenin yöneticileri, kamu makamları, idarecileri gerçekten Alevilerle ilgili bu tarz çalışmalar yapacaklarsa şüphe ile yaklaşmak gerektiğini söyleyebilirim. Önce resmi ideolojinizi bir değiştirin. Anayasal olarak Türkiye’deki tüm inanç ve dinleri, inançsızlığı tanıyın. İnsanları bir rahat bırakın. Laiklik ilkesi gereği ne ise onu hayata geçirin. Ondan sonra zaten bu tarz organizasyonları o gruplar kendileri yaparlar.”
“DEVLET, DİN VE İNANÇLARDAN ELİNİ AYAĞINI ÇEKMELİDİR”
Öztürk Türkdoğan, iktidarın, Alevilere yönelik çabasının arka planında seçimlerin olduğunu da ifade etti. AKP’nin Alevi Çalıştaylarını işaret eden Türkdoğan şöyle devam etti:
“O çalıştayların birisine ben de katılmış, dönemin bakanına ‘Bizi toplamanıza gerek yok. Birleşmiş Milletler kararları şunlardır, yüksek mahkeme kararları ise bunlar. Bunların gereğini yapın zaten geri kalanına bir şey yapmanıza gerek yok’ demiştim. Her seferinde bu tarz sözler veriliyor, adım atılacağı söyleniyor ama maalesef bunlar seçim dönemlerinde gündeme geliyor ve sonrasında devamı gelmiyor. Bence Alevi toplumu ne yapılmak istendiğini görüyordur. Alevilere özgü bir kamp organizasyonu veya herhangi bir cemaate ait organizasyonun devlet tarafından yapılması doğru değildir. Çok sakıncalıdır ve Türkiye bunun zararlarını çokça çekmiştir. Fethullah Gülen örgütlenmesinin devlet içerisine yerleşmesine hükümet yardım etmiştir. Daha sonra Türkiye talihsiz bir darbe girişimi yaşamıştır. Bütün bu travmalardan sonra hala bu devleti yönetenler, cemaatlere kapı açıyor, tarikatlarla bu kadar içli dışlı oluyorlarsa hiç ders çıkartmamışlar demektir. Dolayısıyla bugün Alevi gençleri toplayıp bir organizasyon yaparsınız, yarın öbürü der ki ‘Bakın Alevilere yaptınız bize neden yapmıyorsunuz?’ Zaten çok fazla dini vakıf var ve bu vakıflarla Milli Eğitim Bakanlığı’nın, devletin değişik kurumlarının protokolleri var. Zaten çok fazla iç içe geçmiş durumdalar. Bunların tamamına karşı çıkmak gerekir. Devlet kesinlikle din ve inançlardan elini ayağını çekmeli; grupları, cemaatleri, mezhepleri, tarikatları, inançsızları rahat bırakmalıdır.”
“KUTSAL MEKANLARA DOKUNMAMAK GEREKİR”
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, son olarak Hacı Bektaş Veli Dergahına asılan “Külliye” tabelası hakkında “Ne derseniz deyin Alevi toplumunun, Hacı Bektaş Veli Dergahına bakışı bellidir. Hangi ismi koyarsanız koyun bu değişmez. Dolayısıyla bir inanç topluluğuna ait kutsal mekanlara dokunmamak gerekir. Orijinal isimleriyle oynamamak gerekir. Daha bunu gerçekleştirememiş bir iktidarın, buna saygı duymamış iktidarın, bu tarz girişimlerinin doğru olmadığını belirtmek gerekiyor” yorumunu yaptı.
Eren GÜVEN / ANKARA
Yoruma kapalı.