Alevi Haber Ajansi

Türk Tabipleri Birliği: Okullara imam atanması dinciliğin, şeriatçılığın telkinidir

PİRHA – Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, okullara imam atama projesine ilişkin açıklama yaptı. Bilimsel eğitim vurgusu yapılan açıklamada “Yapılan eğitim öğretim değil telkin ve ideoloji aşılamadır, çocuklar ve toplum üzerinde korku ve baskıya; en genel anlamda din, mezhep ve ideoloji dayatmasına dönüşmektedir” denildi.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ile Türk Tabipleri Birliği Okul Sağlığı Çalışma Grubu, Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan ÇEDES projesine dair açıklama yaptı.

“TÜM BUNLAR ŞERİATÇILIĞIN TELKİNİDİR”

TTB, okullara imam atanmasına dair yazılı yaptığı açıklamada uygulamanın laik eğitime aykırı olduğunun altını çizdi. Çocukluk döneminin hem duygusal açıdan hem de dini gelişim açısından son derece kritik bir evre olduğunu belirten TTB, şu ifadelere yer verdi:

“Çocukluk döneminde din eğitiminin, ahlaki değerlerin gelişiminin etkili olabilmesi için fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişim alanlarıyla birlikte dini gelişim özelliklerinin de çok iyi bilinmesi gerekir. Psikoloji/pedagoji biliminin de kabul ettiği üzere erken çocukluk döneminde, din, ahlak ya da değerler eğitimi adı altında, bu öğelerin çocuklara tanıtılması ve/veya empoze edilmesi, çocuğun zihninde anlam veremediği düşüncelerin veya karışıklığın, kimi zaman da korkuların oluşmasına yol açabilmektedir.

Sünni İslam temel alınarak yapılan din dersleri veya dinci tarikatçı insanların “manevi rehberlik” adı altında yapacağı uygulamalar; farklı inanca sahip kişiler, farklı mezhepler veya dini azınlıklar üzerinde benlik saygılarını kırıcı ve onları “toplumun geneline asimile olmaya yönelik ayrımcılık, zorbalık, baskı, korku” oluşturmaya da açıktır. Bazı bilimsel çalışmalar, erken yaşlardaki din eğitiminin çocukların hayal güçlerini baskıladığını, bağımsız ve eleştirel düşünebilme becerilerini kısıtladığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte 7 yaş altındaki çocuklara verilecek eğitimlerin somut kavramlar üzerinden ve interaktif uygulamalarla gerçekleştirilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Mevcut iktidar, herkesin “inancı doğrultusunda” giyinmesine yönelik uygulamaların ardından “cuma gününün resmi tatil ilan edilmesi”, “okullarda din adamı görevlendirilmesi” gibi söylemlerle laik, demokratik ve çağdaş bir Türkiye görünümünden giderek uzaklaşan bir tablo çizmeye devam etmektedir. Manevi danışmanlık projesi (ÇEDES); bilimsel eğitim yerine spiritüalizmin, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” yerine “şeyhliktir”in; okul, öğretmen ve psikolojik rehber öğretmenlik yerine Diyanet’in, tekkenin, tarikatın, şeyhin, şıhın rol model ve taşıyıcı sayılmasıdır. Tüm bunlar dinciliğin, mezhepçiliğin, şeriatçılığın telkinidir; eğitimin, rejimin ve tüm toplumun dinci dönüşüme zorlanmasıdır.

Oysa tarihin hangi dönemi olursa olsun çocuklar için oluşturulan temel ve zorunlu eğitimin ana amacı çok değişmemiştir: Çocukların bilgili, becerikli, kendine ve topluma yararlı kişiler olarak yetiştirilmesi… Bu amaç bağlamında öğrencilerle birebir ilgilenecek kişilerin pedagojik formasyondan geçmeleri gerekirken bu projede görevlendirilen din insanlarının pedagojik formasyonunun olmayışı, öğretmenlik mesleki kanununda belirtilen bilgi ve becerileri taşıma, çevre duyarlılığı ve değerlere sahip çıkma konusundaki yetkinliklerinin de tartışmaya açık olması projenin gerçek amacı konusunda tereddütler oluşturmuştur.”

“GERİCİ POLİTİKALARINI ÖRÜMCEK AĞI GİBİ ÖRMEKTE”

TTB açıklamasında kamu kaynaklarının dinci projelerle “heba edildiği” de belirtilerek şöyle devam edildi:

“Okulların açılmasına az süre kala birçok ilde derslik ihtiyacı varken, daha inşaatı tamamlanmamış, deprem sonrası yıkılmış ya da yıkılma kararı olan okullar tamamlanmamışken, atama bekleyen öğretmenlere kaynak azlığı bahane gösterilirken ciddi bir meblağın bu protokollerle heba edilmesi milli eğitim politikalarının din görevlilerini okullarda görevlendirerek belli bir inanç sisteminin de siyasallaşmasına yönelik olduğunu ortaya koymaktadır. Kur’an kursları ile sübyan mektepleri ile korunmaya muhtaç çocukların tarikat yurtlarına teslim edilmesi ile çocukluk yaşlarından itibaren bireyleri cemaat-tarikat ağları içine çeken zihniyet gerici politikalarını örümcek ağı gibi örmekte.

Kaldı ki okullarda “din adamı” görevlendirilmesi Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan bir dizi hakkın ihlali anlamına gelecektir. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS) çocuğun dinini veya inancını açıklamaya zorlanmamasını güvence altına alır.

Din insanlarının “manevi rehberlik” adı altında yapacağı eğitim ve uygulamaları Türkiye’de yalnızca ya da ağırlıklı olarak Sünni İslam temel alınarak sunulması ile dini azınlıkları okulda “toplumun geneline asimile olmaya sevk etme niyetiyle yapılan ayrımcılık, zorbalık ve baskıdan” korkabileceklerdir. Erken çocukluk döneminde çocuklar bahsi geçen olası baskının zararlı etkileri karşısında özellikle kırılgandırlar. Bu nedenle okullarda başlatılan manevi rehberlik başlıklı faaliyetler uygulamaya geçirilmeden önce bilimsel araştırmaların gösterdiği kanıtlar çerçevesinde ve çocuk hakları norm ve standartları ile ulusal mevzuat doğrultusunda değerlendirilmelidir.

Devlet ve toplum düzeninin akıl ve bilime dayandırılmasını temel alan laiklik; özünde aklın sorgulanmasıdır. Bu sorgulamayı yapmadan alınan siyasi amaçlı kararlar; ahlakı dindarlığa, dini de tek bir egemen inanca indirgeyen eğitim programları ile çocukların “kendi kültürel kimliklerine tamamen saygılı, kaliteli eğitim alma” haklarını ihlal etmektedir. Yapılan eğitim öğretim değil telkin ve ideoloji aşılamadır, çocuklar ve toplum üzerinde korku ve baskıya; en genel anlamda din, mezhep ve ideoloji dayatmasına dönüşmektedir.

Laik ve bilimsel eğitimin ortadan kaldırılmasına hizmet etmesinin yanı sıra okul çağı çocuklarının duygusal gelişimini etkileyerek erişkin döneme taşınacak korkulara, zihinsel karışıklıklara yol açacak bu projeden bir an önce vazgeçilmelidir. Çocuğun üstün yararının, insan, toplum ve doğa yararının esas alındığı bilimsel nitelikli eğitim sistemi talebimizdir.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak