PİRHA-TJA aktivisti Sebahat Tuncel, Dersim Belediye Eş Başkanı Cevdet Konak’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesinin ardından Dersim Belediyesi’ne dayanışma ziyaretinde bulundu. Tuncel, “İktidar, yargıyı İstiklal Mahkemelerinden bu yana Ağır Ceza Mahkemeleri de dahil olmak üzere Kürtleri ve muhalifleri dizayn etme aracı olarak kullanıyor” dedi.
20 Kasım 2024 tarihinde Dersim Belediye Eş Başkanı Cevdet Konak’a ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e “örgüt üyeliği ” iddiasıyla yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Verilen cezalara tepki gösterilerek 3 gündür Dersim’de protestolar sürüyor.
Tevgera Jinen Azad (TJA), aktivisti Sebahat Tuncel, Dersim Belediye Eş Başkanı Cevdet Konak’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesinin ardından Dersim Belediyesi’ne dayanışma ziyaretinde bulundu. Sebahat Tuncel’i Dersim Belediyesi önünde Dersim Belediye Eş Başkanları Cevdet Konak ile Birsen Orhan, DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni ve Dersim’deki siyasi parti ile demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri karşıladı.
“KÜRTLER FİİLEN VATANDAŞLIKTAN ÇIKARTILMIŞ GÖRÜNÜYOR”
Hem dayanışma hem de Türkiye’de Kürtlere karşı yargı eliyle sistematik olarak uygulanan baskı politikasına karşı durmak için Dersim’de olduğunu belirten Sebahat Tuncel, “Aynı zamanda Dersim ve Kürdistan halkına dayatılan sömürge hukukuna karşı itiraz etmek için buradayız” dedi.
Tuncel, şöyle devam etti:
“Bir halk, belediye başkanı, milletvekili seçiyor ama zaman geçtikten sonra seçilen kişiler hakkında davalar açılıp cezalar veriliyor. Kayyım rejimine dayanak olarak sunulan davalara baktığımızda arkadaşlarımız sadece siyaset yaptıkları için yargılanıyor. İktidar, yargıyı İstiklal Mahkemelerinden bu yana Ağır Ceza Mahkemeleri de dahil olmak üzere Kürtleri ve muhalifleri dizayn etme aracı olarak kullanıyor. Cevdet Konak’a verilen ceza da bu çerçeveden değerlendirilmesi gerekiyor. AKP iktidarı, 2015 yılından beri aynı siyaseti uyguluyor. Bugün buraya gelmemizdeki temel amaç artık buna ‘edi bese’ demek. Siyaseti nasıl yapacağız? Muhalefet konuşamaz, onlar konuşunca hak, anayasal hak, Kürtler konuşunca suç. Onlar siyaset yapınca siyasi partiler kanununa göre hak, ama biz konuşunca “Terörle mücadele” kanunları ile karşımıza çıkıyor. Onlara hak olan bizlere, neden Kürtlere hak değil? Burada mesele Kürtlerin vatandaşlıktan çıkarılması, vatandaş gibi görülmemesidir. Kürtler fiilen vatandaşlıktan çıkartılmış görünüyor. AKP-MHP konuşunca hak, Kürtler konuşunca ceza. Bunun anlamı Kürtlere karşı özel bir hukuk uygulanıyor.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.