Alevi Haber Ajansi

Tülay Hatimoğulları deprem bölgesindeki kadınlar ile buluştu

PİRHA-HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında deprem bölgesi Hatay’da kadın buluşmalarına katıldı. Hatimoğlulları, Samandağ’da yaptığı konuşmada,”Çok az ifade ediliyor ama kadınların çadır ve konteyner kentlerde yaşadığı istismar çok ciddi” dedi.

HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında deprem bölgesi Hatay’da kadın buluşmalarına katıldı. Hatimoğulları; Defne, Serinyol, Samandağ, Dörtyol ve Hatay merkezde kadınlarla bir araya geldi.

“DEPREMİN YIKINTILARI ARASINDA BİRBİRİMİZE ELLERİMİZİ ÇOK GÜZEL UZATTIK”

Samandağ’daki buluşmada konuşan HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları deprem sürecini hatırlatarak, “Depremin ilk gününden itibaren buradaydım, hep birlikteydik, enkazları birlikte kaldırmaya çalıştık. Hep birlikte enkaz altında kalan insanların çığlıklarını duyduk. Geceleri sürekli rüyalarımızda o insanların çığlıkları vardı. Biz hala bu travmayı atlatamadık, atlatmamız da çok zor. Ama o depremin yıkıntıları arasında birbirimize ellerimizi çok güzel uzattık. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından toplumsal dayanışma ağlarıyla birbirimize çok güzel sahip çıktık. Devlet burada yoktu ama biz hepimiz buradaydık” dedi

“SEFERBERLİK İLAN ETMEDİLER, OHAL İLAN ETTİLER”

Deprem sürecinde hükümete düşen en temel görevin seferberlik ilan etmek olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, “Ama seferberlik ilan etmediler, OHAL ilan ettiler. Bizi daha sıkı bir şekilde faşistçe, otoriterce yönetmek için; mallarımıza, mülklerimize, evlerimize, küçücük bahçelerimize, gecekondularımıza el koyup kamulaştırmak için OHAL ilan ettiler. Seferberlik ilan etmiş olsalardı, iş makinaları Maraş’ta, Hatay’da, Adıyaman’da olurdu ve biz bu kadar canımızı kaybetmemiş olurduk. Deprem bir doğal afet ama bu doğal afetin yarattığı sonuçları ne yazık ki bu sistem derinleştirdi, AKP iktidarı daha çok derinleştirdi” diye konuştu.

“KADINLARIN ÇADIR VE KONTEYNER KENTLERDE YAŞADIĞI İSTİSMAR ÇOK CİDDİ BOYUTTA”

Tülay Hatimoğulları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamındaki etkinliklerle deprem bölgesinde kadınlarla buluşmak istediklerini belitti.

Hatimoğulları, şunları ekledi:

“Sevgili kız kardeşlerim hepinizin yüzüne tek tek baktığımda görüyorum, 8 Martlarda, 25 Kasımlarda o çarşı meydanında birlikte olduğumuz kadınlar burada. Bizler kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda duyarlı bir topluluğuz. Elimizden geldiğince Samandağ’da güçlü bir mücadele yürüttük. Şimdi ne yazık ki deprem bizde başka bir travmayı geliştirdi. Depremde kadın olmanın ne kadar zor olduğunu bu salonda bulunan siz kadınlar en iyi biliyorsunuz. Depremden sonra bütün hayatlarımızı o küçücük konteynerlere, çadırlara sığdırdık. Ama hayatlarımızı tam olarak kuramadık, kuramayız da. Çok az ifade ediliyor ama kadınların çadır ve konteyner kentlerde yaşadığı istismar çok ciddi. Erkeklerin şiddetleriyle karşı karşıya kalıyorlar, erkeklerin cinsel tacizleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu da depremin hiç konuşulmayan bir yüzü. Bu da ne yazık ki bizim realitemiz oldu. Dolasıyla burada 25 Kasım ile ilgili uzun bir tarihçe anlatmayacağım. Bunları buradaki bütün kadınlar benden daha iyi biliyor. Biz yaşamın her yerinde şiddete maruz kalıyoruz her şekilde. Şimdi en büyük şiddeti yaşadığımız çadırlarda, konteynerlerde, evsiz barksız yaşamlarımızı idame ettirmeye çalıştığımız mekanlarda yaşıyoruz.”

“DEPREM BÖLGESİNDEKİ ARAP ALEVİLERİNİN GÖÇ ETMESİNİ İSTEDİLER”

İktidarın deprem bölgesinde yaşayan Arap Alevilerinin göç etmesini istediğinin altını çizen Hatimoğulları, “Bu iktidar depremi Allah’ın lütfu olarak gördü” diye ekledi.

Tülay Hatimoğulları sözlerine şu ifadeler ile devam etti:

“Bizden kurtulmak istedi bu iktidar. Bizi toprağımızdan, çarşımızdan kovmak istedi bu iktidar. Ama biz gitmedik ve bunun öncülüğünü siz kadınlar yaptınız.
Birçok Alevi köyünü, mahallesini acil kamulaştırmaya tabi tuttular. Dikmeceli kadınlar gitmiyoruz dediler tıpkı Akbalenli kadınlar gibi ve Akbelenli kadınlarla çok güzel bir buluşma gerçekleştirdiler. Ama esas direnişi kendi topraklarında yaptılar. Şimdi ne oldu? Kamulaştırmalar iptal edildi, tapular iade edildi. Böyle devam etmesini sağlamamız lazım. Bir başka yerde kamulaştırma olduğu zaman hep birlikte direnmemiz lazım. En son rezerv alanları ilgili bir kanun geçti Meclis’te. Esas hedefleri İstanbul ama bizim kentimiz de hedefte. O düzenleme ile Hatay rejimini bütün Türkiye’de uygulamak istiyorlar. Rezerv alan ilan etmek ne demek? ‘Ben şurayı rezerv alan ilan ediyorum’ dediğinde orada tasarruf hakkı iktidarda. İstedikleri müteahhitlere verecekler, istedikleri kuleleri dikecekler ve yandaşlarına bizim topraklarımızı peşkeş çekecekler. Biz büyük bir direnç gösterdik bu yasaya karşı ama ne yazık ki AKP ve MHP tarafından geçirildi. Umuyorum ki bunu AYM iptal eder. Biz kendi kentimizde depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesini savunuyoruz. Kendi toprağımız sıvılaşmışsa, eğer orada bir inşaat yapılmayacaksa zaten yapılmamalıdır. Buradaki insanlar bunları anlamayacak insanlar değil. Bizler depreme dayanıklı konutlar istiyoruz ama gelişigüzel istimlak ve kamulaştırmaya asla evet demeyeceğiz, dememeliyiz.”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak