Alevi Haber Ajansi

TTB yöneticilerinden Aysel Tuğluk için çağrı: ATK, tıbbi gerçeklikler üzerinde durmalı-VİDEO

PİRHA-Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey üyeleri, hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekerek “Ceza ya da hüküm, eziyet veya eza demek değildir. Türkiye’de maalesef gerek tutukluluk gerek hükümlülük ve cezaevleri ezaevlerine dönüştürülmüş durumdadır. Adli Tıp Kurumu, tıbbi gerçeklikler üzerinden konuyu ele almak durumundadır” dedi. 

HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı iken 28 Aralık 2016’da tutuklanan Aysel Tuğluk’un sağlık sorunları günden güne artıyor.

Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan ve demans tanısına rağmen tahliye edilmeyen Aysel Tuğluk’un 3 hafta Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) gözlem altında tutulacağı belirtildi. Ancak sağlık meslek örgütleri, ATK’nin siyasi kararlar neticesinde rapor hazırladıklarına işaret etti.

“ATK, TIBBİ GÖRÜŞLERLE HAREKET ETMELİ”

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Profesör Vedat Bulut, ATK’nin bilimsel gerçeklerle hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Prof. Bulut, “Hukuk, adalet, sağlık yarın kendilerine de gerekebilir” diyerek şu konuşmayı yaptı:

“Türk tabipleri Birliği’nin İnsan Hakları Kolu var ve Türkiye’de komisyonlar vasıtasıyla tüm cezaevlerindeki hasta tutukluların başvuruları buraya geliyor. Yaşam hakları ya da sağlık koşulları ile ilgili şikayetleri değerlendirerek hem Adalet Bakanlığı ile hem de il ceza Tevkif Evleri ile yazışmalar yapıp onların sağlık hizmetlerine erişmelerini ve eğer hapishanede kalma koşulları ortadan kalkmış, yaşamları tehdit altında ise onların serbest bırakılmaları ile ilgili görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşırız.
Aysel Tuğluk özelinde de zaten durumu biliniyor, çok yoğun bir sağlık sorunu var. Son olarak Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Adli Tıp Kurumu’nun burada siyasi görüşlerde bulunmadan doğrudan bilimsel gerçeklerle ve tıbbi görüşlerle hareket etmesi çok önemli. Tıbbi görüşler ve bilimsel gerçekler Aysel Tuğluk için hapishanede kalması yaşamı için tehlikeli ise kesinlikle bırakılması için rapor vermesi gerekir. Ceza ya da hüküm eziyet veya eza demek değildir. Türkiye’de maalesef gerek tutukluluk gerek hükümlülük ve cezaevleri, ezaevlerine dönüştürülmüş durumdadır.
Uluslararası kamuoyu ve basın örgütlerinin Türkiye’nin üzerinde gözleri var. Devamlı raporlar yayınlıyorlar. Türkiye insan haklarında maalesef iyi bir karne üretemedi. Cezaevlerinde çok olumsuz koşullar yarattı. O nedenle sağlığı, cezaevinde kalması için uygun olmayan tutuklulara bir af ya da salıverme gibi koşul uygulanması gerekiyor. Aksi takdirde insan hakları açısından zaten kırık olan karnemiz iyice kötü duruma gelecektir. Adli Tıp Kurumu, tıbbi gerçeklikler üzerinden konuyu ele almak durumunda.”

“ATK’DE PARTİZANCA BİR YAPILANMA SÖZ KONUSU”

Profesör Doktor Vedat Bulut, Adli Tıp Kurumu’nun ağır hasta tutuklular için sıklıkla ‘cezaevinde kalabilir’ yönünde verdikleri raporlara ilişkin de değerlendirme yaptı. “Bu konuda özellikle verilerin iyi toplanmamış ihtimali var” diyen Bulut, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

“Adli Tıp Kurumu üzerinde uzun süredir siyasi bir baskı var. O nedenle veriler, siyasi baskılar doğrultusunda hazırlanabilir. Orada partizanca bir yapılanma söz konusu. Bu son derece yanlış. Çünkü hukuk, adalet, sağlık bugün içerdeki mahkum ve hastalara ilişkin bir olay değil. Yarın kendilerine de bunlar ihtiyaç olabilir. Biz her şekilde sağlığı bozulan mahkumlar için şunu söyleriz; bu kararların tartışılabilir olmaması gerekiyor. Eğer Adli Tıp Kurumu tartışılabilir kararlar üretiyorsa gelecekte bunlar hukuk önüne gidecektir ve sorumluları da ceza alabilecektir. Cezayı ezaya dönüştürmemek çok önemli.”

“ATK’NİN HASTALAR ÜZERİNDEN KARAR VERDİĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUZ”

TTB Merkez Konsey Üyesi Doktor Çiğdem Arslan ise “Öncelikle hastaların yeri hastanedir” sözünün altını çizdi. Dr. Arslan, hastalık durumunda tutukluların cezaevinde gözlem altında olmaması gerektiğini söyleyerek şunları aktardı:

“Hastalığına göre tutuklu hastaların, Adli Tıp Kurumu’nun verdiği yanlış raporlara istinaden içeride tutulmaları, cezaevinde de olsa ‘Gözetim altında’ deyip olayı yumuşatmaları doğru değil. Tutuklu olsun veya olmasın, bu durum tüm insanların yaşam hakkı ihlaline girer. Hastaların tedavilerini görebilecekleri veya kronik hastalıkları nedeniyle bakım altında olabilecekleri yerler sağlık kuruluşlarıdır. Bu yüzden cezaevi içinde gözetim altında tutmak ya da katı kurallar uygulamak; hatta buna ilişkin keyfi kararlar almak insan sağlığına tamamen aykırıdır, sağlık hakkı ihlalidir.
Adli Tıp Kurumu burada tamamen siyasi kararlar veriyor. Yani hastalar üzerinden karar verildiğini düşünmüyoruz. O yüzden de herkesin itirazları devam ediyor. Verilen tamamen siyasi bir karardır. Bununla ilgili mücadelede her koldan devam etmelidir.”

Eren GÜVEN-Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak